Almanya Başbakanı Angela Merkel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile yaptıkları ikili görüşmeye ilişkin olarak, "Bu önemli süreçte ifade özgürlüğüne saygı duyulmasının çok önemli olduğunu ifade ettim. Basın ve medya özgürlüğüne de işaret ettim. Alman gazeteciler için de akreditasyonlarını burada çalışmak için almaları gerektiğini, endişelerimiz olduğunu ifade ettim" dedi.
Merkel, haklarında 'FETÖ'den yakalama kararı bulunan bazı isimlerin Almanya'dan iadesine ilişkin olarak, "Bizim adım atmamız için elimizde kanıtların olması gerekiyor. Mahkemeler bu kanıtları değerlendiriyor. Bazı mahkeme kararları var, bazı konularda iadelerin yapılamayacağı yönünde. Adalet Bakanlarımız görüşecek. Mahkemelerin ve bağımsız incelemelerinin sonucuna saygı duymalıyız" yanıtını verdi.
Merkel, Almanya'da Diyanet'e bağlı görev yapan imamların bazı kişiler hakkında fişleme yapmasına tepki göstererek, "Örneğin DİTİB nezdinde çalışan imamlar... Bu imamların bazı kişiler hakkında bilgi toplaması için Alman Hukuk devletine aykırı bir şey olmamalı demokratik sistemde" diye konuştu.
Erdoğan, "anayasa değişiklik teklifinin bugün ya da yarın kendisine ulaşacağını" belirterek, "Zannediyorum nisan ayında da bu teklif halka sunulmuş olur" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Almanya Başbakanı Merkel, ortak basın açıklaması yaptı.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Türkiye-Almanya arasındaki ilişkileri değerlendirme imkanımız oldu. Savunma sanayine yönelik birlikte neler yapabiliriz, bunları görüştük. Siyasi ilişkilerde gerek AB süreci olsun gerek ise NATO ile ilgili konuları konuştuk. Ekonomik ilişkilerde de ticaret hacmimiz 35 milyar dolar, bunu daha ileri nasıl taşırız bunları görüşme imkanımız oldu. Ege'deki gelişmeleri değerlendirme fırsatımız oldu ama ağırlıklı olarak Suriye-Irak konusunu ele aldık. Bundan sonraki süreçte ne gibi adımlar atabiliriz bunları konuştuk. Mülteci sorununu ayrıca konuştuk. Tabii terörle mücadelede birlikte neler yapabiliriz, bunları da konuşma imkânımız oldu. Özellikle bu konudaki kararlılığımız bellidir, taviz vermemiz mümkün değil. Ama uluslararası turizmle mücadele bir ülkenin halledebileceği değil, uluslararası bir mutabakatın olması söz konusudur. Almanya kaldı ki 3.5 milyon yakın soydaşımızın yaşadığı bir ülke, dayanışmamız çok büyük bir önem arz ediyor. Bu dayanışma, iki NATO ülkesi olmamız nedeniyle de bizlerle dayanışması büyük önem arz ediyor. Bu dayanışmamızı gerek buralarda, gerek Ukrayna'da bugüne kadar nasıl örneğini verdiysek bundan sonra da devam ettirmemiz gerektiğine inanıyorum. Sayın Şansölyenin Başbakanımız ile yapacağı görüşme ile de zannediyorum ziyaretinin önemli bir yeri olacak.
Merkel'in açıklamalarından satır başları şöyle:
İkili ve uluslararası konular hakkında konuştuk. Bu benim darbe girişiminden sonra ilk ziyaretim bu olayı da ele aldık. Terörle mücadelenin çok önemli olduğunu suçlular için gerekenlerin yapılması gerektiğini fakat aynı zamanda suçun bireysel olarak tespit edilmesi gerektiğini ifade ettim ve bu darbe girişiminde Türk halkının demokrasi ve demokratik ilkeler için nasıl kendini ortaya koyduğunu gördük. Bu önemli süreçte ifade özgürlüğüne saygı duyulmasının çok önemli olduğunu ifade ettim. Basın ve medya özgürlüğüne de işaret ettim. Alman gazeteciler için de akreditasyonlarını burada çalışmak için almaları gerektiğini, endişelerimiz olduğunu ifade ettim.
Terör saldırıları nedeniyle Türkiye'nin çok büyük zarara uğradığını konuştuk ve bu konuda daha yakın işbirliği içinde olma sözü verdik. PKK dahil her türlü terörle mücadelede yakın bir işbirliği içerisinde olmamız gerektiğini konuştuk. Suriye, Irak ve mülteci konularını ele aldık.
Burada tekrar Türkiye'nin olağanüstü çabalar harcadığını, mültecileri entegre ederek de belirttim. AB'nin vaat ettiği finans desteğinin en kısa zamanda akması gerektiğini ifade ettim. 2.2 milyon Euro verildi, tabii ki somut projelere bu finans katkısının akması gerektiğini ifade ettik. AB ile Türkiye arasındaki anlaşma her iki taraf için de olumlu sonuçlar getirdi. Açık sözlülükle tartışma konusu olayları ele aldığımız için de memnunum. Sorunlarımızı bireysel çabayla değil, uluslararası mutabakatla çözebiliriz.
Anayasa değişikliği bu şekilde kabul edilirse muhalefette şöyle bir endişe var: Güçler ayrılığının zarar göreceği yönünde endişeler var...
Merkel: Ben kendi tarafımda şuna dikkat çektim. Özellikle bu kadar derin bir siyasi dönüşüm sürecinde güçlerin dağılımını teminat almak için çabaların harcanması gerektiğini ifade ettim ve referandumda AGİT temsilcilerinin hazır bulunmasının iyi olacağını söyledim. Türk halkının temmuz ayında savunduğu demokratik ilkelerin sağlanması gerektiğinin önemli olduğunu söyledim. Muhalefet her demokrasi için önemli. Erdoğan: Bir defa muhalefetin, özellikle güçler ayrılığı ile ilgili ileri sürmüş olduğu tezin şu anda yapılmakta olan cumhurbaşkanlığı sistemine yönelik, ki bu metin parlamentodan bana ulaşacak. Yasama organı yine var, yürütme organı yine var, yargı yine var. Yani burada güçler ayrılığı noktasında bunların yok edilmesi gibi bir şey söz konusu değil. Burada bütün mesele bir defa yürütmenin çok daha seri şekilde çalışmasını sağlayacak imkanlar verilmiş, yasama organının çok daha serin kararlar almasının yolları açılmıştır. Yargı aynı şekilde varlığını koruyor. Muhalefetin hedef saptırmaya yönelik attığı adımlardaki gibi hususlar söz konusu değildir. Nihai kararı millet verecek. Millet nasıl karar verirse herkes buna uyacak.
FETÖ'cü yandaşlarının bir kısmının Almanya'da olduğunu biliyoruz. Bunların iadesi konusunda Almanya'nın adımları olacak mı?
Merkel: Biz terörle mücadele konusunda ve bu suçlara karşı mücadele konusunda kararlıyız. Türkiye'nin beklediği şekilde... Fakat bizim adım atmamız için elimizde kanıtların olması gerekiyor. Mahkemeler bu kanıtları değerlendiriyor. Bazı mahkeme kararları var, bazı konularda iadelerin yapılamayacağı yönünde. Adalet Bakanlarımız görüşecek. Mahkemelerin ve bağımsız incelemelerinin sonucuna saygı duymalıyız. Bizim için özellikle şimdi yanlış gelişmeler olmamalı. Örneğin DİTİB nezdinde çalışan imamlar... Bu imamların bazı kişiler hakkında bilgi toplaması için Alman Hukuk devletine aykırı bir şey olmamalı demokratik sistemde
Erdoğan: Burada bir şeyi vurgulamam lazım. İslamla terör bir araya gelemez. İslamın kelime anlamı barıştır. Biz bu ifadeyi terörle yan yana getirirsek bu, o dinin mensuplarını üzer. Biz DEAŞ terör örgütünden dolayı İslamist terör örgütünü kullanırsak bu üzücü olur. Kullanıldığı sürece biz bunun karşısında durmak zorundayız. Ben şahsen bir Müslüman olarak bunu asla kabul edemem. Dünyada DEAŞ'a karşı verdiğimiz mücadeleyi veren bir ikinci ülke yok. Herkes işin lafında. Aynı şekilde FETÖ'cü örgütle alakalı, YPG, PYD, PKK neyse FETÖ odur. Bu darbe yapan eğer Almanya'ya kaçıyorsa, orada barınıyorsa... Bunlara karşı Alman yönetiminin de Adalet Bakanlarımızın da görüşmesiyle sonuç almayı umuyoruz. Amerika'ya da 85 koli belge, bilgi gönderdik hala yargıdan çıkacak karar bekleniyor. Aynı zamanda NATO'da beraberiz. Bu konuda daha seri kararlar almalıyız. Geciken adalet adalet değildir.
Merkel: Almanya'da Müslümanların inançlarını özgürce yaşayabilmeleri için elimizden geleni yapıyoruz. Bu nedenle İslami ile İslamist arasında bir fark var. İnsanlarımızın Müslümanlara çok büyük takdir duyduklarını ve terörle mücadele etmemiz gerektiğine inanıyorum.