Alman Frankfurter Allgemeine Zeitung (F.A.Z.) gazetesinin özel haberine göre Angela Merkel'in Genel Başkanı olduğu Alman Hristiyan Demokrat Birlik Partisi Avrupa Parlamentosu seçim kampanyasında Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine karşı çıkacak. Haberde, hafta sonunda karara bağlanıp parti teşkilâtına iletilecek olan seçim programı taslağında, ‘Türkiye'nin stratejik ve ekonomik önemine' atıfta bulunulacağı belirtiliyor.
F.A.Z.'da yayınlanan haber özetle şöyle devam ediyor:
Seçim programı taslağının Türkiye ile ilişkiler bölümünde şu ifadelere yer veriliyor: ‘Almanya'da yaşayan Türk asıllılar iki ülke arasında köprü teşkil etmektedir. AB ile Türkiye arasında sıkı işbirliği geliştirilmesini, dış ve güvenlik politikalarında da stratejik işbirliği yapılmasını arzuluyoruz.'
Birlik partilerinin sıkça kullandıkları ‘imtiyazlı ortaklık' ifadesine ve Türkiye'nin iç meseleleriyle ilgili tartışmalara seçim programında yer verilmiyor. Taslakta açıkça, ‘Türkiye'nin tam üyeliğini ise ret ederiz', deniyor.
Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier Berlin'de Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile buluşmasının ardından yaptığı açıklamada, ‘Kapının Türkiye'ye açık tutulması' gerektiğinden söz etmiş, ancak yolsuzlukla mücadele konusunun tam üyelik müzakerelerinde pürüz çıkardığını belirtmişti.
Öte yandan Hristiyan Birlik partileri meclis ortak grubu başkanı Volker Kauder Başbakan Erdoğan'ın Berlinli Türklere hitaben yapacağı konuşma ile ilgili olarak, ‘demokrasinin oyun kurallarına uymak şartıyla Almanya'da herkesin konuşma yapabileceğini söyledi ve sözlerine şunları ekledi: ‘Bizim için önemli olan Sayın Erdoğan'ın konuşmasında Türk asıllıların entegrasyonunu zora sokacak ifadeler kullanmamasıdır.'
Başbakan Tayyip Erdoğan altı yıl önce Köln'de 16 bin Türk'e hitap ettiği konuşmasında, Almanya'daki Türklerin asimile edilmesinin kendilerinden beklenemeyeceğini söylemiş ve bu sözler Almanya'da tartışmalara yol açmıştı.
Volker Kauder, Spiegel Online internet sitesine verdiği beyanatta, Başbakan Erdoğan'dan Türkiye'de din özgürlüğünün teminat altında olduğuna dair açıklama beklediklerini de sözlerine ekledi.”