Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Sözcüsü Steffen Seibert, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, Türk bakanların referandum etkinliklerinin iptali ile ilgili olarak Almanya'ya yaptığı Nazi benzetmesine tepki gösterdi. "Erdoğan'ın bizim yönetimimizi Nazi dönemiyle karşılaştıran tavrını reddediyoruz" diyen Seibert, "Almanya ve Türkiye itidalli davranmalı" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Uygulamanız geçmişteki Nazi uygulaması gibi. Ya ben istersem gelirim. Gelirim ve kapıdan da sokmadığınız zaman veya konuşturtmadığınız zaman da ben dünyayı ayağa kaldırırım" demişti.
Adalet Bakanı Heiko Maas da, Erdoğan'ın sözleri için 'rezilce ve kabul edilemez' açıklaması yaptı. Alman Birinci Televizyonu ARD'de Anne Will moderatörlüğündeki tartışma programına katılan Maas, konunun artık Almanya'daki referandum etkinlikleri olmadığını, Erdoğan'ın amacının kışkırtma olduğunu belirterek, "Kışkırtmalara gelmemek için dikkatli olmamız lazım" dedi.
Diplomatik ilişkilerin kesilmesine kadar gidecek bir gerilimi kimsenin isteyemeyeceğini belirten Maas, bu nedenle Almanya'da Türk hükümet yetkililerinin etkinliklerine genel yasak getirilmesi taleplerine karşı olduğunu söyledi. Adalet Bakanı, "Bu tür bir etkinliği yasaklamak için Alman hükümetinin Erdoğan ya da Türk hükümet yetkililerine yönelik ülkeye giriş yasağı getirmesi gerekir. İnanıyorum ki, Erdoğan'ın istediği de tam olarak bu" diye konuştu.
CDU Genel Başkan Yardımcısı Julia Klöckner de Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Erdoğan’ın sözlerini ‘utanmazca’ ve ‘kibirli’ diye nitelendirdi. Klöckner, konunun başbakan Angela Merkel ve Birlik partileri Meclis Grup Başkanı ile yedikleri akşam yemeğinde de gündeme geldiğini belirterek, “Tutum net: Erdoğan’ın Nazi benzetmeleri tahammül gösterilemeyecek nitelikte” paylaşımında bulundu.
ARD’de "Bericht aus Berlin" adlı programa konuk olan Hristiyan Demokrat Birlik Partisi Grup Başkanı Volker Kauder (CDU) de Nazi benzetmesine tepki gösterdi. Kauder, "NATO müttefiki bir ülkenin Cumhurbaşkanının başka bir üye ülke hakkında söyledikleri inanılmaz ve kabul edilemez" dedi. Kauder, "Üstelik bunu hukuk devleti konusunda önemli sorunları olan bir ülkenin lideri yapıyorsa" diye konuştu.
CDU Başkan Yardımcısı Julia Klöckner ise, twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Nazi benzetmesini "Çirkin ve tarih bilmezlik" olarak nitelendirdi. Passauer Neuen Presse gazetesine konuşan Hristiyan Sosyal Birlik Partisi CSU Genel Sekreteri Andreas Scheuer ise, “Boğazın despotu raydan çıktı” sözleriyle tepki gösterdi.
Nazi benzetmesine tepki gösteren Sol Parti Federal Parlamento Grup Başkanı Dietmar Bartsch da Başbakan Angela Merkel’i Geri Kabul anlaşmasını iptal etmeye çağırdı. "Türkiye ile yapılan anlaşma Avrupa’yı şantaja açık hale getirdi" diyen Bartsch, Redaktionsnetzwerk Deutschland‘a (RND) yaptığı açıklamada, Almanya’nın geri kabul anlaşmasının iptali için çalışması gerektiğini söyledi.
Sol Parti Federal Parlamento Milletvekili Sevim Dağdelen de ARD’de yaptığı açıklamada, Alman Hükümetini önlem almaya ve kırmızı çizgi belirlemeye çağırdı.
Merkel’in Başbakanlıktan Sorumlu Bakanı Peter Altmaier de Nazi benzetmesini eleştirdi. Bu sabah ARD’de yayınlanan "Morgenmagazin" programına katılan Altmaier, Nazi benzetmesini “Kesinlikle kabul edilemez” diye nitelendirdi.
"Almanya hukuk devleti, hoşgörü ve özgürlükler açısından geçilemez" ifadelerini kullanan Altmaier, Federal Hükümetin sorunun çözümü konusunda Türk makamlarıyla sürekli irtibat içinde olduğunu söyledi. Almanya’nın son günlerde yaşanan olayların anlamı ve ortaya çıkardığı problemin Ankara tarafından görülmesi ve anlaşılması için çabalarını sürdüreceğini kaydeden Altmaier, Türk bakanların referandum toplantılarına katılmalarının ise yasak olmaması gerektiğini belirtti.
"Biz başka ülkelerden insanların Almanya’daki konuşma özgürlüğünden yararlanmalarını ilke olarak savunuyoruz” diyen Altmaier, “Ancak bu yasalar çerçevesinde olmalı. Müracaatı yapılmış ve kontrol edilmiş olmalı” diye konuştu.
Federal Hükümetin sansür merci gibi hareket dip, Almanya’da neyin söylenip söylenemeyeceğini belirleme durumunda olmadığını da kaydeden Altmaier, buna gerekli mercilerin ve mahkemelerin karar vereceğini söyledi.