Merkez Bankası Erdem Başçı, bugün yaptığı açıklamada, 20 Ağustos 2013 tarihli Para Politikası Kurulu’nda belirlenen strateji doğrultusunda, yapılacak ikinci bir açıklamaya kadar ek parasal sıkılaştırmanın her gün uygulanmaya devam edileceğini duyurdu.
Başçı, bugünden itibaren, ek parasal sıkılaştırma uygulanan günlerde saat 16.30’da en az 100 milyon Amerika Birleşik Devletleri doları tutarında bir döviz satım ihalesi açılacağını kaydetti.
MB’nin düzenli olarak istisnai günler uygulayacağını açıklaması, yüzde 4.50 seviyesinde bulunan haftalık repo faizinin politika faizi olmaktan çıkması anlamına gelirken, sistemin ağırlıklı fonlama maliyetinin MB’nin gecelik borç verme faizine (yüzde 7.75'e) yakınsaması anlamına geliyor.
The Lira’da yer alan habere göre, MB’nin uygulamasına ilk gelen yorumlarda aylık repo ihalelerinin devam edeceğini varsayıldığında bankacılık sisteminin ortalama fonlama maliyetinin yüzde 7.75 seviyelerini dahi aşabileceği belirtildi.
Merkez'in kararı ile 1.965 seviyesindeki dolar TL 1.958 seviyesine geldi. Sepet kur ise 2.2930 seviyesinde.
HSBC'den konuya dair yayınlanna ilk notta: "Açıklanan kararın kısa vadede Türk lirası üzerinde olumlu olabileceğini düşünmekle birlikte, orta vadede (Amerikan Merkez Bankası FED kaynaklı global likidite kaygılarını da göz önünde bulundurduğumuzda), gecelik borç verme faizindeki mevcut seviyelerin kur üzerindeki baskıları bertaraf etmek için yeterli olmayabileceğini düşünüyoruz. Bu haliyle bakıldığın önümüzdeki dönemde gecelik borç verme faizinde yeni artırımların gelebileceği kanaatindeyiz" denildi.
Halk Yatırım tarafından hazırlanan analizde ise:
"Merkez Bankası 20 Ağustos’ta gerçekleştirdiği PPK toplantısında ortaya koyduğu para politikasındaki “temkinli duruşun daha güçlendirilmesi” stratejisine uygun olarak, ikinci bir açıklamaya kadar (burada kastedilenin “global finansal oynaklığın azalması” olduğunu düşünüyoruz) ek parasal sıkılaştırmanın her gün uygulanmaya devam edeceğini açıkladı. Böylece, bir günlük “kısa süreli ek parasal sıkılaştırma” uygulamalarının yerini, “daha uzun süreli sıkılaştırma” uygulamalarına bıraktığını anlıyoruz. Buradan da, para politikasındaki sıkılaştırma eğiliminin güçlendirilmesi yaklaşımının benimsendiğini söyleyebiliyoruz." denildi.