Merkez Bankası, politika faizini 200 baz puan artırarak yüzde 8.25’ten 10.25’e çıkardığı Para Politikası Kurulu toplantısının özetini yayınladı. Toplantı özetinde enflasyondaki yükselişe yapılan vurgu dikkat çekti.Toplantıda Ağustos ayında temel mal, enerji ve gıda gruplarında yıllık enflasyon yükselirken, hizmet grubunda yatay seyrettiği belirtildi ve “Bu dönemde, çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonları ve eğilimleri artış kaydetmiştir” denildi. Kurul, mevsimsellikten arındırılmış veriler, işlenmemiş gıda grubunda taze meyve ve sebze fiyatlarındaki yükselişin öne çıktığını belirterek, “İşlenmiş gıda grubu yıllık enflasyonu ise 0,22 puan artarak yüzde 11,86 olmuştur. Bu yükselişi ekmek ve tahıllar grubu sürüklerken, diğer işlenmiş gıda yıllık enflasyonu yatay seyretmiştir” denildi.Dövizdeki artışın enflasyonu etkilediğine dikkat çeken Merkez Bankası Para Politikası şu saptamaları yaptı:“Döviz kuru geçişkenliği yüksek olan dayanıklı mal grubunda yıllık enflasyon 3,09 puan artarak yüzde 13,07’ye yükselirken, öncü göstergeler alt kalemler genelinde yüksek fiyat artışlarının Eylül ayında da devam ettiğine işaret etmiştir. Ağustos ayında, diğer temel mal grubu fiyatlarında da bir miktar artış gözlenirken, giyim ve ayakkabı grubunda sezon indirimi bir önceki yıla kıyasla daha yüksek gerçekleşmiştir.”Toplantıda, Eylül ayında enflasyon beklentilerindeki artış sürdüğü vurgulanarak, “Yılsonu enflasyon beklentisi 64 baz puan artışla yüzde 11,46’ya, gelecek on iki ay beklentisi ise 45 baz puan artışla yüzde 10,15’e yükselmiştir” denildi.
"Krediler etkiledi"
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, kredilerdeki büyümenin cari açık ve enflasyon üzerinde olumsuz etki yarattığına dikkat çekti: “Salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması amacıyla yakın dönemde uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirler, ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve iktisadi faaliyetteki toparlanma sürecine katkıda bulunmuştur. Bununla birlikte güçlü kredi ivmesiyle yurt içi talepte gözlenen hızlı toparlanmanın dış denge ve enflasyon görünümüne olumsuz yansımalarını sınırlamak amacıyla Ağustos ayından itibaren likidite yönetimi kapsamında sıkılaştırma adımları atılmaya başlanmıştır. Bu kapsamda son dönemde ticari kredilerde gözlenen normalleşme eğilimi bireysel kredilerde de başlamıştır.”
"Makro politika adımları geri çekilecek"
Toplantıda öne çıkan bir başka nokta, Koronavirüs pandemisine karşı ekonomiyi desteklemek için uygulamaya konulan önlemlerin geri çekilmesiydi. Şu değerlendirmeler yapıldı: “Parasal, finansal ve mali tedbirlerin yanı sıra kamu bankalarının öncülüğünde ivme kazanan kredi genişlemesi, reel sektöre kredi akışının kesintisiz devamına ve iktisadi faaliyetteki toparlanma sürecine önemli katkı sağlamıştır. Böylelikle ekonominin üretim potansiyeli desteklenmiş ve iktisadi faaliyet Mayıs ayından başlayarak belirgin bir toparlanma eğilimine girmiştir. Kurul, ekonomideki toparlanma ve bunun makro dengelere yansımalarını da gözeterek, salgın dönemine özgü destekleyici makro politika adımlarının Ağustos ayından itibaren kademeli olarak geri alınmasına karar vermiştir.”
“İşsizlik azalacak”
Toplantıda işsizlikle ilgili ise şu değerlendirme yapıldı:“Haziran döneminde işgücü piyasası üzerindeki olumsuzluklar kademeli olarak hafiflemeye başlamış, tarım dışı istihdam sektörler geneline yayılan bir şekilde bir önceki döneme göre artış kaydetmiştir. Öte yandan, son dönemde belirgin bir düşüş eğilimi sergileyen işgücüne katılım oranı iktisadi faaliyetteki toparlanmaya bağlı olarak bir önceki döneme kıyasla artış kaydetmiş ve işsizlik oranları yükselmiştir. Öncü göstergeler, iktisadi faaliyetteki toparlanmayla yeni iş ilanlarının arttığını ve istihdam imkânlarının iyileşmeye devam ettiğini göstermektedir. Kurul, kısa çalışma ödeneği başta olmak üzere işsizlik sigorta fonu ve cari transferler aracılığıyla sağlanan desteklerin, hanehalkı gelir kayıplarının sınırlanması ve istihdamın korunması açısından kritik rol oynadığı değerlendirmesinde bulunmuştur.”
“Yabancı sermaye dalgalı seyir izliyor”
Ele alınan bir başka konu, yabancı sermaye akımlarının izlediği dalgalı seyirdi. Toplantıda yabancı sermaye akımlarına ilişkin belirsizliklere dikkat çekildi:“Küresel iktisadi faaliyet görünümüne ilişkin belirsizliklerin sürmesi, önümüzdeki dönemde küresel risk iştahı ve gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının dalgalı seyretmesine neden olabilecektir. Nitekim Türkiye’nin risk primi salgın kaynaklı küresel belirsizliklerin ve ülkeye özgü faktörlerin etkisiyle dalgalı bir seyir izlemektedir. Belirsizliklerin yüksek seyrettiği bu süreçte, salgın hastalığın sermaye akımları, finansal koşullar, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturmakta olduğu küresel etkiler yakından takip edilmektedir. Bu kapsamda Merkez Bankası, salgının Türkiye ekonomisine etkilerini izleyerek elindeki araçları fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda kullanmaya devam edecektir.”
Merkez Bankası, politika faizinin atırılma gerekçesini ise şöyle açıkladı: “Normalleşmenin kademeli gerçekleşmesi nedeniyle salgına bağlı arz yönlü enflasyonist etkiler sürmektedir. Bazı sektörlerde toplam talep koşulları enflasyonu sınırlamaya devam ederken, finansman koşullarına duyarlı mal gruplarında fiyat artışları yüksek seyretmektedir. Dolayısıyla, güçlü kredi ivmesiyle ekonomide sağlanan hızlı toparlanma ve finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler neticesinde enflasyon öngörülenden daha yüksek bir seyir izlemiştir. Enflasyon beklentilerindeki yükselişin sürmesi, fiyatlama davranışları ve orta vadeli enflasyon görünümüne yönelik risk oluşturmaktadır. Enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve enflasyon görünümüne yönelik risklerin sınırlanması amacıyla Ağustos ayından itibaren atılan sıkılaştırma adımlarının güçlendirilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda Kurul, dezenflasyon sürecini yeniden tesis etmek ve fiyat istikrarını desteklemek amacıyla politika faizinin 200 baz puan yükseltilmesine karar vermiştir.”