“Merkez Bankası’nın başındaki kişi, artık Cumhurbaşkanı’nın kendisidir”

“Merkez Bankası’nın başındaki kişi, artık Cumhurbaşkanı’nın kendisidir”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın görevden alınmasının Türkiye’de daha önce yaşanmamış bir durum olduğunu belirterek, “Sadece 12 Eylül darbesinde görevden alınan Merkez Bankası Başkanı’ndan sonra AKP iktidarı da aynı yolu izleyerek darbecilerle bir kez daha aynı çizgide buluştu. Artık Merkez Bankası’nın başındaki gerçek kişi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisidir” dedi.

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile görevinden alınması ve sonrasında gelen tepkileri değerlendiren Erdoğdu, Merkez Bankası’nın hedeflerini tutturmamasının asıl sorumlusunun maliye politikalarını uygulayan hükümet olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

“Yani hedefleri tutturamamanın sorumlusu Cumhurbaşkanı Erdoğan ve damadı Berat Albayrak’tır. Üst üste yapılan seçim ve referandumları kazanmak uğruna piyasaya para saçılmış bu seçim hovardalığı hem borç yükünü hem de enflasyonu roketlemiştir. Seçim zamanı bütçe ve KGF kaynaklı bu fonlar, yatırımlara değil ağırlıklı lüks tüketime veya borç geri ödemelerinde kullanılmıştır. Yani hedeflerin tutmamasının sorumlusu Merkez Bankası Guvernörü değil, damat ve kayınpederidir. Bu ikiliyi ilk seçimde inşallah millet görevden alacak.”

Bir ülkede şok edici ve beklenmeyen gelişmeler başlarsa yatırımcıların o ülkeye güvenini yitireceğini ve o ülkenin itibarının sarsılacağını vurgulayan Erdoğdu, görevden alınan Murat Çetinkaya’nın başkan olarak ataması yapıldığı zaman da Merkez Bankası’nın kurumsal itibarının sarsıldığını hatırlatarak şöyle devam etti:

“TCMB Kanunu,  Bankayı ve Başkanı, fiyat istikrarının temini için gereken adımlardan sorumlu tutar.  Kanunun hiçbir yerinde, enflasyon hedefini birebir tutturmak yönünde bir ifade yok. Bankanın hedeflediği fiyat seviyesinden niçin sapıldığına dair Banka yönetimince açıklama, ilgili raporlarla kamuoyunda paylaşılıyor ve bunun nedenleri aynı zamanda iktidar mevkiindekilerle Banka yönetimi tarafından yazılı olarak da paylaşılıyor. Hedeflerden sapmaların gerçek nedeni, seçim hovardalığının yanı sıra Merkez Bankası’nı yetersiz kadrolarla doldurarak yapılması gerekenleri zamanında yapamayan bir teşkilata çevirmek ve yönetim üzerinde, kullanacağı araçlara ilişkin zımni bir baskı kurarak, Bankanın bağımsızlığını fiilen ortadan kaldırmaktır. Bundan birinci derecede sorumlu da sürekli faiz konusunda demeçler vererek Banka özerkliğine tehditte bulunan Cumhurbaşkanıdır.”

Çetinkaya’nın bulunduğu yere kariyerinin gücü ve merkez bankacılığına ilişkin deneyimiyle gelmemesi nedeniyle baştan itibaren “topal ördek” özelliklerine sahip bir yönetici olduğunu ifade eden Erdoğdu,  “Nitekim ekonomide faiz artırma gereği ortaya çıktığında bunu düşük oranlarda yapması gerektiği halde yapamaması, Eylül ayında 6,25 puan gibi yüksek bir faiz artış oranını bir defada yapması sonucunu yarattı. Bu oranın ekonominin gerekleri doğrultusunda yedire yedire yapmak yerine birden bire yapılmış olması, tüm dengeleri yerinden oynattı ve ekonomiyi allak bullak etti” diye konuştu. Bu durumun, “İktidar karşısında özerkliğini koruyamayan Merkez Bankası’nın bir de piyasa kurallarından sapma yapıyor” imajını pekiştirdiğini kaydeden Erdoğdu, “Tüm bunlar Merkez Bankası yönetimini, ‘yapılan yanlışlarda iktidarın ortağı’ konumuna geriletti” dedi. 

Ekonomide gelinen nokta itibariyle en çok ihtiyaç duyulan şeyin liyakat ve kurumsal itibar olduğunun altını çizen Erdoğdu şu görüşleri dile getirdi:

“Merkez Bankası’nın Hazineye parasal açıdan destek olması, politika faizlerinin şartların gerektirdiğinden aşağı çekilme ihtimali ve nihayet kur seviyesi korunmaya çalışırken net rezervlerin azalıyor olması zaten bir hiperenflasyon-kur şoku sarmalını çağrıştırıyorken, bu durumun bir de yurtdışı gelişmeler nedeniyle artacak bir baskıyla daha da yoğunlaşma ihtimali, koşulların çok riskli hale geldiğini gösteriyor.  

Tüm bu koşulların ima ettiği durum, yabancı yatırımcının uzunca bir süre daha Türkiye’ye girmek istemeyeceği ve zorluklardan çıkışa dair umut kırıntılarının da tamamen yok olmak üzere olduğudur. Artık Merkez Bankası’nın başındaki gerçek kişi, Cumhurbaşkanı’nın kendisidir.”

Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınmasının ardından süratle faiz indirilmesi ya da ihtiyat akçesinin kullanılması gibi dolaylı para basma yöntemlerine gidilirse, ekonominin yeni bir kur şokuyla karşı kaşıya kalabileceğine dikkat çeken Erdoğdu, bunun da maliyet kaynaklı enflasyonu yükselteceğini kaydederek açıklamasını şöyle tamamladı:

“Bu da yaşadığımız durgunluğu daha derinleştirir ve küçülme boyutuna götürürse işte o zaman işler içinden çıkılmaz hale gelir. Türkiye ekonomisinin en büyük problemi mevcut ekonomi yönetimidir. Allah ülkeyi daha kötü koşullardan korusun. Çünkü son dönemde kur biraz düşmeye başlamıştı, hepimiz faiz indirimi bekliyorduk, işler İstanbul seçimi sonucu biraz yoluna girer mi diyorduk, Tayyip bey dün büyük hamleyi yaptı ve Türkiye ekonomisine büyük zarar verdi.”