Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2020'ye ait Para ve Kur Politikası'nı açıkladı. TCMB'nin internet sayfasında yer alan 18 sayfalık metinde yapılan en önemli değişikliklerden biri bir yılda yapılan, faiz oranlarının belirlendiği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantılarının sayısıyla ilgili.
Independent Türkçe'nin haberine göre, değişikliğe göre temmuzda görevden alınan Murat Çetinkaya'nın TCMB Başkanlığı yaptığı 2017'de her ay bir toplantıdan yılda sekize indirilen PPK toplantıları, yeniden yılda 12'ye çıkarıldı. ABD Merkez Bankası (Fed) da yılda sekiz kez toplanıyor.
Açıklamanın "Para Politikası Gelişmeleri ve İletişimi" başlığı altında TCMB'nin 2019'daki parasal duruşunun detayları ve karar alma süreçleri anlatıldı.
TCMB'nin temel amacının fiyat istikrarının sağlanması olduğunun hatırlatıldığı açıklamada son dönemde enflasyon dinamiklerinde önemli iyileşmenin kaydedildiği belirtildi.
"Türkiye'de enflasyon oranı akran ülkelere kıyasla hâlen yüksek seyretmektedir" denilen açıklamada "Enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığı, ülke risk priminin ve uzun vadeli faizlerin gerilemesi açısından büyük önem taşımaktadır" ifadeleri kullanıldı.
Yerel seçim belirsizliği ve Merkez Bankası'nın rezervleri üzerindeki endişeler nedeniyle Türkiye'nin beş yıllık tahvillerinin risk primi, mayıs ayında 500 baz puana kadar çıkmıştı.
Yatırım yapanın "parasını alamama" endişesi ne kadar fazla ise risk (CDS) primi de o kadar yüksek oluyor.
Merkez Bankası'nın metnini 2019 Yılı Para ve Kur Politikası ile karşılaştırdığımızda açık piyasa işlemlerinde bir farklılık göze çarpıyor.
Buna göre 2020 yılında TCMB Açık Piyasa İşlemleri, portföy nominal büyüklüğünün 2020 yılında azami TCMB analitik bilançosunun yüzde 5'i olarak belirlendi.
2020 için yüzde bir değerle açıklanan bu miktar, 2018'de 16 milyar lira, 2019 18,9 milyar lira olarak belirlenmişti.
Açık piyasa işlemleri, para arzını kontrol etmek için kullanılıyor. Hazine bonosu, devlet tahvili ya da çeşitli finansal araçların merkez bankaları tarafından alınıp satılması, piyasadaki para miktarını kontrol ediyor.
Örneğin, piyasada geçici bir likidite sıkışıklığı olsun. Böyle bir durumda "tekrar satacağım" vaadi vererek tahvil ve bono satın alıyor. Buna bir açık piyasa işlemi olan "repo" adı veriliyor.