Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özeti yayımlandı. TCMB'nin toplantı özetinde "Para politikası liralaşma odaklı bir yaklaşım sergilenmeye devam edilecektir" dendi.
Metinde enflasyonun yükselişine ilişkin ise devam eden Rusya-Ukrayna savaşının yarattığı sıcak çatışma ortamına değinilerek "enerji maliyeti artışları, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır" ifadeleri yer aldı.
TCMB'nin PPK toplantısına ilişkin metinde özetle şöyle denildi:
"Şubat ayında tüketici fiyatları yüzde 4,81 oranında artmış, yıllık enflasyon 5,75 puan yükselişle yüzde 54,44 seviyesine ulaşmıştır. Şubat ayında döviz kurunda istikrarlı bir görünüm hâkim olurken, jeopolitik gelişmeleri takiben emtia fiyatlarındaki artış eğilimi belirginleşmiştir. Gıda grubu yıllık enflasyonundaki artışta uluslararası piyasalardaki gelişmelerin yansımaları gözlenmiştir. Ham petrol fiyatlarının artmasıyla yurt içi akaryakıt fiyatları olumsuz etkilenmiş ve bu kalem enerji grubunu sürükleyen esas unsur olmuştur. Enerji ve gıda gruplarındaki görünüme paralel olarak lokanta-otel ve ulaştırma kalemleri hizmet grubu enflasyonunu yukarıya çekmiştir. Şubat ayında temel mal grubunda fiyat artışları yavaşlarken, yıllık enflasyon yükselmeye devam etmiştir. Uluslararası emtia piyasalarındaki gelişmelerin yanı sıra devam eden tedarik sorunları, üretici fiyatlarında yüksek artışı beraberinde getirmiştir. Bu görünüm altında, B ve C göstergelerinin yıllık enflasyonları Şubat ayında artış sergilemiştir.
Öncü göstergeler, küresel ekonomideki güçlü toparlanmanın sınırlı bir ivme kaybına karşın devam ettiğine işaret etmektedir. Bununla birlikte, çatışmaya dönüşen jeopolitik riskler ve salgında varyantlar, küresel ve bölgesel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmakta ve belirsizliklerin daha da artmasına yol açmaktadır.
Enflasyonda yakın dönemde gözlenen yükselişte; sıcak çatışma ortamının yol açtığı enerji maliyeti artışları, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır.
Döviz kurundaki ılımlı seyre rağmen süregelen arz yönlü sorunlar ve jeopolitik gelişmelerle belirginleşen emtia fiyatlarındaki artışlar, üretici fiyatlarını Şubat ayında olumsuz etkilemiştir. Yıllık enflasyon tüm alt gruplarda yükselirken enerji grubu uluslararası gelişmelere paralel olarak olumsuz ayrışmıştır. Alt gruplar bazında, aylık değişimler dikkate alındığında elektrik-gaz üretimi ile dağıtımı, ham petrol-doğal gaz, temel eczacılık, ağaç ve inşaat ile bağlantılı ürünler öne çıkmıştır.
Son dönemde enerji ithalatındaki kuvvetli seyir cari işlemler dengesini olumsuz etkilemektedir. Cari işlemler dengesi Ocak ayında 7,1 milyar ABD doları açık verirken yıllıklandırılmış cari açık 5,3 milyar dolarlık artışla 20,2 milyar ABD doları seviyesine yükselmiştir.
Para politikası duruşu, enflasyon görünümüne yönelik risklerin kaynağına, kalıcılığına ve para politikası ile ne ölçüde kontrol altına alınabileceğine dair değerlendirmeler dikkate alınarak, temkinli bir yaklaşımla sürdürülebilir fiyat istikrarı hedefine ulaşılması odağında belirlenecektir.
Para politikasında sürdürülebilir fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda finansal istikrara yönelik riskleri de gözeten liralaşma odaklı bir yaklaşım sergilenmeye devam edilecektir. Kurul, uzun vadeli Türk lirası yatırım kredileri de dâhil olmak üzere kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşmasının finansal istikrar açısından önemli bir rol oynayacağını değerlendirmiştir.
Sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan ve kararlılıkla sürdürülmekte olan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesi ve enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağı öngörülmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir.
Alınmış olan kararların birikimli etkileri yakından takip edilmekte ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir. Bu süreçte, politika araçlarının Türk lirası mevduat gelişiminin desteklenmesi, APİ fonlamasının teminat yapısında Türk lirası cinsi varlıkların artırılması, para takası (swap) miktarının kademeli şekilde azaltılması ve döviz rezervlerinin güçlendirilmesi istikametinde geliştirilmesine odaklanılacaktır.
Bu çerçevede, Türk lirası likiditesinde ve dağılımında yaşanan gelişmelerin mevduat ve kredi fiyatlamaları üzerindeki etkileri, döviz kurundaki gelişmelerin enflasyon beklentileri üzerindeki gecikmeli etkileri, kur korumalı mevduat ürünlerine yönelik gelişmelerin ters para ikamesi, döviz piyasalarının derinliği ve istikrarı ve fiyat istikrarı üzerindeki etkileri analiz edilmekte ve gerekli politika tedbirleri oluşturulmaya devam edilmektedir.
TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.
Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.
Kurul, fiyat istikrarının sağlanması için, güçlü bir politika koordinasyonuyla tüm paydaşları içeren bütüncül bir makro politika bileşimi oluşturulmasını desteklemektedir.
Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir."