T24
- Bankaların kredi hacmindeki büyümeyi bir türlü frenleyemeyen Merkez Bankası, zorunlu karşılıkları 200 ile 500 baz puan arasında artırdı. Eylül 2010’dan bu yana yapılan 4 artırımla piyasadan 41.3 milyar TL çekilmiş oldu.Milliyet gazetesinde yer alan haber şöyle: Merkez Bankası (MB) Başkanı Durmuş Yılmaz’ın emekli olmadan önceki son Para Politikası Kurulu toplantısında alınan kararlar piyasada şok ile karşılandı. MB, iç talebi kısmak ve cari açıktaki artışı önlemeye yönelik olarak daha önce aldığı munzam karşılık oranlarını bu kez daha yüksek bir oranda artırarak piyasaları şaşırttı. MB, bu kararla kredi hacminin daralmasını hedefliyor. Merkez Bankası dün açıkladığı kararlarında politika faiz oranını beklendiği gibi yüzde 6.25’da tutarken, zorunlu karşılık oranlarını beklentilerin çok üstünde artırdı. Para Politikası Kurulu, yüzde 1.50 olan gecelik borçlanma faiz oranı ile yüzde 9 olan borç verme faiz oranında da değişikliğe gitmedi. MB, zorunlu karşılıkların artırılması kararı çerçevesinde piyasadan 19.1 milyar TL likidite çekecek. Merkez Bankası 23 Eylül’de yaptığı zorunlu karşılık artırımıyla piyasadan 2.1 milyar TL ve 1.5 milyar dolar, 17 Aralık 2010’da 7.6 milyar TL ve 200 milyon dolar, 24 Ocak’ta ise 9.8 milyar TL piyasadan para çekmişti. Yapılan açıklamada, finansal istikrarı pekiştirmek amacıyla, Türk lirası zorunlu karşılık oranları vadesiz ve kısa vadeli mevduatlar ve katılım fonları ile diğer yükümlülükler için artırdığını bildirdi. Merkez Bankası’nın kararları 15 Nisan’dan itibaren uygulanacak. Enflasyon yükselişi sürecek Önümüzdeki dönemde temel mal grubu enflasyonun bir süre daha yükselmeye devam etmesini bekleyen MB şu açıklamada bulundu: “Finansal istikrara ilişkin riskleri azaltmak için zorunlu karşılıklarda bir miktar daha artışa ihtiyaç duyulduğu değerlendirildi. Alınan zorunlu karşılık kararı ile kurul petrol ve emtia fiyatlarında gözlenen hızlı artışların enflasyon üzerindeki olası ikincil etkilerini sınırlamak için gerekli ilave parasal sıkılaştırma da sağlandı. Finansal istikrara ilişkin risklerin azaltılması açısından düşük politika faizi, geniş faiz koridoru ve yüksek zorunlu karşılıktan oluşan politika bileşiminin sıkılaştırıcı etkileri yakından izlenecek. Gerekli görülürse aynı doğrultuda ilave tedbirler alınması uygun olacak.” En büyük artış bir ay vadede oldu - Vadesiz hesaplar için yüzde 12’den yüzde 15’e, - 1 aya kadar vadeli mevduatlar için yüzde 10’dan yüzde 15’e, - 3 aya kadar vadeli mevduatlar için yüzde 9’dan yüzde 13’e, - 6 aya kadar vadeli mevduatlar için yüzde 7’den yüzde 9’a, - Mevduat/katılım fonu dışındaki diğer yükümlülükler için yüzde 9’dan yüzde 13’e yükseltildi, - 1 yıla kadar vadeli mevduatlar için yüzde 6, - 1 yıl ve 1 yıldan uzun vadeli mevduatlar için yüzde 5 olarak sabit tutuldu.Kredi piyasasını % 3 küçültecek MB’nin aldığı kararların bankaların kredi fiyatlamasında öncelikle konut kredileri olmak üzere tüm kredilerde artış trendi başlatması bekleniyor. Sektörün toplam kredi hacminde ise yüzde 3’lük bir düşüş olacağı tahmin ediliyor.
TL munzam 840 baz puan arttı Merkez Bankası, 23 Eylül 2010, 17 Aralık 2010 ve 24 Ocak’ta da zorunlu karşılıkları artırmıştı. Merkez böylece, Eylül 2010’dan itibaren TL munzam 840 baz puan artmış oldu. Piyasadan toplam 41.3 milyar TL likidite çekmiş olacak. BANKACILAR NE DİYOR?
‘Ters mesaj vermesi güven kaybı yarattı’ Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın bugüne değin piyasalara verdiği mesajlara karşın Para Kurulu’nun yaratılan beklentileri altüst eden bir karar açıklaması karşısında bankacılar şok yaşadı. MB’nin zorunlu karşılıkları bankacıların beklentisinin aksine çok yüksek oranda artırmasını değerlendiren bankacılar, “Verilen mesajların tersi bir karar açıklanması bizi şok etti” dediler.Merkez’in bu kararının piyasada büyük bir güven kaybına yol açtığını ifade eden bankacılar, “Eğer bu kararlar bugüne değin yapılan açıklamalarla yaratılan beklentileri bozmak için bilerek yapıldıysa itibar ve güven sarsıcı kararlardır. Şayet böyle değil Para Kurulu içindeki iki farklı görüşten kaynaklanıyor, bir taraf bugüne değin bu mesajları veren tarafı ikna etmişse bu da olumlu bir gelişme değil. Çünkü mesajlarla piyasada yaratılan beklentiler önemlidir. Bu beklentiler de itibar ve güvene dayanır” dedi. MB’nin açıklamasında zorunlu karşılıkları artırma gerekçesi olarak petrol ve emtia fiyatlarındaki artışı gerekçe göstermesini değerlendiren bankacılar, “Cari açık ve talep artışını düşürecek tek yol kredileri düşürmek değildir. Bunun yolu faiz artışı, vergi artışı ve sıkı mali politikalardır. Anlaşılıyor ki MB seçim bitene kadar bunları yapmayacak. Bu tür şaşırtıcı kararları almaya devam edecek. Bu kararlar da MB’nin hedef ve amaçlarına uygun kararlar değil. Gereken etkiyi yapmayacak” tahmininde bulundular. Bankacılar Merkez Bankası’na karşı oluşan güven kaybını yok etme görevinin yeni gelecek olan başkana kalacağını söylediler.