'Merkez Bankası riskli bir strateji izliyor'

'Merkez Bankası riskli bir strateji izliyor'

T24 - Türkiye’ye yönelik hızlı sermaye girişlerini yavaşlatmak amacıyla TC Merkez Bankası’nın bu hafta faiz oranlarını düşürmesi olasılığı yurt dışında da yankılandı, analistler uyarılar yapıyor.

Financial Times gazetesi, "İç talebinin hızlı arttığı bir dönemde faizleri düşürmek çok riskli bir stratejidir", "Ciddi politika hatası riski arttıkça lira zayıflayabilir", "Merkez Bankası, siyasi bağımsızlık itibarını riske sokuyor gibi", "Seçimler öncesi faiz indirimi piyasalarca popülist eylem olarak yorumlanabilir" gibi görüşlerini aktardı. Wall Street Journal ise, büyüyen cari açığı "kilit bir risk kaynağı" olarak nitelerken "Siyaset, bankanın karar mekanizmasını etkiliyor" yönündeki kuşkulara işaret etti.

"Merkez Bankası'nın ikilemi"

Ekonomi gazetesi Financial Times, "Türkiye’ye akımlar, faiz indirimi planını tetikledi" başlıklı haber analizinde "Türkiye’nin merkez bankası, ekonominin bu yılda dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olacaksa da, aşırı sermaye akımlarını önlemek için faiz oranlarında bir indirim üzerinde düşünüyor" diye yazdı.

Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Erdem Başçı’nın bir toplantıda yaptığı sunumda güçlü sermaye girişlerinin, yükselen ekonomilerde köpükler yaratabileceği uyarısını yaparken faiz oranları aşamalı olarak indirilmesini, krediyi yavaşlatmak için ise, başka araçların kullanılmasını önerdiğine dikkat çeken FT, "Başçı’nın görüşleri önemli çünkü gelecek yılda merkez bankası başkanlığını devralmak için başlıca adaylardan biridir" dedi.

İngiliz gazetesi, Türkiye’de ekonomik büyümenin bu yıl resmi tahmin olan yüzde 6.8 oranını aşacağına işaret ettiği haberinde, "Türkiye’nin merkez bankası, başka yükselen ekonomilerle faiz oranlarını yükseltmeyip sermaye girişlerini daha fazla körüklemeden ekonominin ısınmasının nasıl durdurulacağı ikilemi paylaşıyor" yorumunu da yaptı.

Analistlerden faiz indirimi uyarıları

Ancak Türkiye’de bazı analistlerin, politika yapıcılarının Başçı’nın çizdiği yolu benimsenmeleri halinde belki amaçlarına ulaşmadan sorunlara yol açabileceklerini söylediklerini belirten FT’ye konuşan JP Morgan’ın iktisatçısı Yarkın Çeleci, "Daha uzun vadeli bir perspektiften, iç talebinin hızlı arttığı bir dönemde faizleri düşürmek çok riskli bir stratejidir. Merkez Bankasının enflasyondan çok finansal istikrara öncelik verdiği ve enflasyon hedeflerini kaçırma riskini almaya hazır olduğu gibi görünüyor" değerlendirmesini yaptı.

Goldman Sachs’ın ekonomisti Ahmet Akarlı da, "Daha ciddi sıkılaştırma önlemleri olmadan, parasal, düzenleyici veya mali önlemleri olmadan, ciddi bir politika hatası riski arttıkça Türk lirası zayıflayabilir" diye konuştu.

"Merkez Bankası siyasi bağımsızlık itibarını riske sokuyor"

İngiliz gazetesi de "Türkiye’yi küresel kriz sırasında başarılı bir biçimde yöneten ancak sık sık enflasyon hedefini kaçırmış olan Merkez Bankası’nın aynı zamanda siyasi bağımsızlık itibarını da riske soktuğu gibi görünüyor." Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, sermaye girişlerini kısıtlama gereğinden söz ettiğini belirten gazete, ExpressInvest analistlerinin ise, "Bir faiz indiriminin, piyasalar tarafından Haziran seçimleri öncesi ve yeni Merkez Bankası Başkanının Mayıs ayında atanmasından önce popülist bir eylem olarak yorumlanabileceği"ni söylediklerine de dikkat çekti.

FT, ABD’li danışmanlık şirketi Global Source analistlerinin de "ılımlı faiz oranları artışlarının, daha sıkı mali politikası ve diğer önlemlerle birlikte yürütülmesinin tercih edilir olacağını belirtirken ancak bu yaklaşımın "seçimler öncesi büyümeyi önemli ölçüde yavaşlatma riskini içerdiği için bu hassas siyasi konjonktürde uygulanabilir olmadığı açık olduğu"nu da ifade etti.

"Faiz indirimi lira ve enflasyon için baskı oluşturur"

Türkiye’nin faiz oranlarının düşürülmesi olasılığını da değerlendiren ABD’nin borsa ve iş dünyası gazetesi Wall Street Journal da, analistlere dayanarak, "Türkiye’nin merkez bankası Perşembe günü faiz oranlarını yarım puan indirebilir. Böyle bir adım da, muhtemelen Türk lirası için aşağı yönlü baskı oluşturur ve enflasyon baskılarını körükler" yorumunu yaptı.

Erdem Başçı’nun sunumunun "piyasalar için bir sürpriz" oluşturduğunu kaydeden gazeteye konuşan Royal Bank of Scotland’ın yükselen piyasalar analisti Timothy Ask da, sunumun, "Türkiye’nin ‘yabancı para gücü’ yaşayabileceği hissiyatı olan yükselen piyasalardan biri olmadığını kanıtladığı"nı söyledi.

ABD’li gazete, son yayımlanan ödemeler dengesi verilerine dikkat çekerek Türkiye’nin ekonomisi için "sürekli bir zayıf noktası" olan cari işlemler açığının Ocak-Ekim döneminde, önceki yılın eş dönemine göre 9.19 milyar dolardan 35.7 milyar dolara genişlediğini kaydetti.

"Büyüyen cari açık kilit bir risk kaynağı"

Cari açıktaki artışın beklenenden küçük olduğu belirtilen haberde buna karşın hem Merkez Bankası’nın, hem de analistlerin büyüyen dengesizliği "kilit bir risk kaynağı" olarak gördükleri de vurgulandı.

WSJ, Barklays Bankası’nın son raporuna dayanarak Türkiye’de bu yılda cari açığın sadece yüzde 14’ünün uzun vadeli finansman ile karşılandığına, yüzde 70’inin ise kısa vadeli spekülatif dış akımlarla finanse edildiğine dikkat çekti.

Haberde Garanti Yatırım’dan Gizem Öztok’un "Merkez Bankası’nın faizleri düşürerek yatırım akımlarının vadelerini değiştirmeye başarıp başarmayacağının belli olmadığını" değerlendirmesi de yansıtıldı. Öztok, "Merkez Bankası da, bu önlemlerin sonuç verip vermediğini bilmiyor çünkü daha önce hiç denenmedi" şeklinde konuştu.

"Siyaset, bankanın karar mekanizmasını etkiliyor" kuşkusu

Bazı analistlerin, sıcak para ile mücadele etme kararlı Merkez Bankası’nın, fazla ısındığına ilişkin işaretler veren bir ekonomide enflasyonu körüklemesinden kaygı duyduklarını ifade eden WSJ, Kasım ayında enflasyonun, "Türkiye için tarihi bir düşük düzeyde seyretse de Merkez Bankası’nın hedefi üzerinde olduğu"nu belirtti. Gazete şöyle devam etti: "Analistlerin, siyasetin, bankanın karar mekanizmasını etkilediği ve gelecek Haziran’daki seçimleri daha sıkı para ve mali politikalarının izleyeceği kuşkuları da var."