"Merkez Bankası'nın tahvil alımları sıkı parayı gevşetirse..."

"Merkez Bankası'nın tahvil alımları sıkı parayı gevşetirse..."

Hürriyet yazarı Erdal Sağlam, ABD Başkanı Donald Trump'ın piyasalar üzerindeki etkisinin giderek azaldığını belirterek "Piyasalar parasal sıkılaştırmanın gecikmesi konusunda Trump’tan medet umuyorlardı ama öyle bir ışık gelmedi" dedi. "Fed faiz artırsa da, enflasyon çift haneye çıksa da, Merkez Bankası sıkı kaldığı müddetçe kurların aşırı biçimde yukarı gitmeyeceği bekleniyordu" ifadesini kullanan Sağlam, "Ancak Merkez Bankası tahvil alımlarını hızlandırıp piyasalara arka pencereden para vermeyi artırırsa, bunun piyasalara etkisi olumsuz olacaktır" diye yazdı.

Erdal Sağlam'ın "Merkez Bankası'nın tahvil alımları sıkı parayı gevşetirse..." başlığıyla yayımlanan (2 Mart 2017) yazısı şöyle:

Piyasalara baktığımızda kısa vadede en önemli gündem maddelerinin Amerikan Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artırım beklentisi ve yarın açıklanacak şubat ayı enflasyon verisi olacağı anlaşılıyor. Bununla birlikte marttaki yüklü itfa öncesi Merkez Bankası’nın yüklü tahvil alımları da önümüzdeki dönemde tartışılacak gözüküyor.

ABD başkanı Trump’ın piyasalar üzerindeki etkisinin giderek azaldığını görüyoruz. Piyasaların ekonomik politikalar için ipuçları taşıyacağını tahmin ettiği salı akşamki Trump’un konuşmasında piyasa kendine bir malzeme bulamadı. Bunun üzerine Fed’in faiz artışına ilişkin gelen haberler yine ilk sıraya çıktı ve piyasaları derinden etkilemeye başladı.

Mart ayı Fed toplantısı için faiz artırım kararı verileceğini bekleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Daha önce Fed Başkanı Yellen’in konuşmasında ipuçları vermesine rağmen, piyasalar martta faiz artırımına temkinli yaklaştılar. Geçen hafta yüzde 40-50 olan martta faiz artırım beklentisi bu hafta başından itibaren yüzde 70’lere kadar çıkmış görünüyor.

Trump’un konuşmasından beklenen işaretler gelmeyince faiz artışı beklentisinin arttığı kesin. Yani piyasalar parasal sıkılaştırmanın gecikmesi konusunda Trump’tan medet umuyorlardı ama öyle bir ışık gelmedi. Dolayısıyla Fed’in verilere bakarak sıkılaştırmaya devam edeceğini, yani bu ay faiz artırım ihtimalinin arttığını düşünmeye başladılar.

Bu durum tüm gelişmekte olan ülkeler gibi Türkiye’yi de, piyasalarını da etkilemeye başladı. Yaklaşık bir aydır düşüş trendinde olan dolar fiyatının yeniden artmaya başladığı gözlendi. Bu artışın Fed’in faiz artış beklentisi yükseldiği sürece devam edebileceği tahmin ediliyor.

Bir başka deyişle tüm dünya piyasalar gibi içerideki piyasaların da en çok etkileneceği haber Fed’e ilişkin haberler olacak. Bunun yanında iç piyasalar için önemli bir konu ise yarın açıklanacak enflasyon verileri olacak. İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve Türk-iş verileri şubat ayında, ocak ayındaki kadar olmasa da, fiyat artışlarının devam ettiğini gösteriyor. Yarın açıklanacak şubat ayı rakamlarıyla birlikte, yıllık bazda, bu ay sonunda mı yoksa önümüzdeki 2 ay içerisinde mi çift haneye çıkacağımız da belli olacak.

Piyasaların enflasyonda çift haneyi artık bu ay olmasa bile önümüzdeki aylarda göreceği beklentisini, bu beklentinin satın alındığını daha önce yazmıştık. O nedenle yarın açıklanacak enflasyon verisinin dolar kuruna aşırı etki edeceğini tahmin etmiyoruz. Elbette yarın çift hane çıkarsa bir miktar yukarı gidiş olabilir ama daha sonra normal trendine girer diye bekleniyor.

Buna karşılık son günlerde piyasaları rahatsız eden bir gelişmeyi, Merkez Bankası’nın tahvil alımlarını arttırması olarak izliyoruz. Piyasada Merkez Bankası’nın neden böyle yaptığı tartışılmaya başlandı.

Gelişmelere olumlu yönünden bakmaya çalışan bankacılar, bunun geçici bir operasyon olduğunu, marttaki yüklü itfa öncesi piyasaları rahatlatmak için Merkez Bankası’nın bu alımları arttırdığını söylüyorlar. Bazı bankacılar ise ortalama faizler ile piyasaları mecburen sıkıştıran Merkez Bankası’nın referandum öncesi piyasaları rahatlatmak için tahvil alımı yaptığını, bunun devam edebileceğini söylüyorlar.

Hangi açıdan bakarsanız bakın; bu durum piyasalarda faizleri yükselterek yapılan sıkılaştırmanın kurlar üzerinde yarattığı etkiyi bozacağı açık.

Fed faiz artırsa da, enflasyon çift haneye çıksa da, Merkez Bankası sıkı kaldığı müddetçe kurların aşırı biçimde yukarı gitmeyeceği bekleniyordu. Ancak Merkez Bankası tahvil alımlarını hızlandırıp piyasalara arka pencereden para vermeyi artırırsa, bunun piyasalara etkisi olumsuz olacaktır.