Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde çiftçilik yapan Hüseyin Polat, depremin dördüncü gününde ailesiyle birlikte Mersin’e giderek ev kiralamak istediğini belirterek, “Bir yıllık kirayı peşin istediler. ‘Tutuyorsan peşin para vereceksin’ diyorlar. Bana, 150 bin liradan 200 bin liraya kadar teklif geldi. Vazgeçmek zorunda kaldım. Ben, aynı zamanda kayısı üreticisi bir çiftçisiyim. Emekliyim. Şu anda 6 bin lira maaş ile Mersin’de nasıl geçinebilirim? Birilerinin canı gidecek, birilerinin de cebi dolacak; olacak şey mi? Bu yetkililer nerede? Bu devlet nerede ya” dedi.
Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen iki büyük deprem, 10 ilde büyük yıkıma ve çok sayıda can kaybına yol açtı. Depremden etkilenen Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde yaşayan Hüseyin Polat, deprem sonrasında yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Malatyalıyım, Doğanşehir ilçesinde, Polatdere Mahallesi’nde yaşıyorum. 6 Şubat’ta meydana gelen depremde depremzede olduk. Fakat deprem o kadar zarar vermedi yaşadığımız bölgede, onun için dışarıya çıktık. Yaşadığım mahallede bir can kaybımız olmadı. Olan iki tane can kaybımız var aynı mahallede, aynı köyde. Onlar da sobanın gazdan zehirlenerek öldüler.
Aile olarak biz 7 kişiyiz. Dört gün kaldık depremzede olarak mahallemizde. Yollar kapandı, sular kesildi, elektrikler kesildi, telefon şebekeleri çekmiyordu. Yani tamamen baş başa kalmıştık. Ulaşım yoktu, yardım yoktu. Zaten yardım da o günkü şartlarda yetiştirilemezdi, yol da yoktu ve vatandaş kendi imkanlarıyla o yolu açtı. Daha sonra biz, Mersin’e doğru gittik. Bir tanıdık arkadaşın evinde kaldık.
Mersin’e giderken bir arayış içerisinde olduk. Yani buradan kiralık bir ev bulup 2023’ün sonuna kadar kalmak niyetindeydik. İki öğrenci torunum var, onların öğrenimi için Mersin’de kiralık ev aramaya başladık. Maalesef bu Mersin’de ortalama 3 bin, 3 bin 500, 4 bin, 5 bin lira olan kiralar bir anda fırladı. Aylık 10 bin lira, 15 bin lira, 20 bin lira, 30 bin lira ve bu kiralar da bir yıllık olarak peşin isteniyor. Yani aylık kira verilmiyor. Vatandaş 10 bin lira verse dahi yine de kabul edilmiyordu. Onun için bu kira konusunda hangi Bakanlık; Çevre, Şehircilik Bakanı mı, başkası mı bilemiyorum ama bunların gündeme gelmesi gerekir. Devletin buna müdahale etmesi gerekir. İki tane eve gittim, dedim ki ‘Kiralık ev var mı burada’. ‘Var, 5 artı 1’ dedi. ‘Peki fiyat ne’ dedim. Dedi ki ‘Yıllık 500 bin lira, peşin para’. Hayret bir şey, olacak bir şey mi ya? Bir de bu, depremzede 10 ilden gelen insanlardır ya. Birilerinin canı gidecek, birilerinin de cebi dolacak; olacak şey mi? Bu yetkililer nerede? Bu devlet nerede ya?
Peşin ve yıllık. Yani ‘12 ay tutuyorsan peşin para vereceksin’ diyorlar. Bana yıllık 150 bin liradan 200 bin liraya kadar teklif geldi. 200 bin liraya kadar peşin para. Vazgeçmek zorunda kaldım. Bunun geleceği belli değil, garantisi belli değil. Ben, aynı zamanda kayısı üreticisi bir çiftçiyim. Emekliyim. Şu anda 6 bin lira maaş ile Mersin’de nasıl geçinebilirim?
Mersin’de bir hafta, 10 gün kaldıktan sonra memlekete gittim. Mersin’de deprem olunca orada çocuklarım, torunlarım, o deprem sebebiyle Konya tarafına çıktılar. Konya’dan da Ankara’ya geldik. Kendi imkanlarımla şu anda otelde kalıyorum. İki aile olarak otel parasını ödüyoruz. Fakat dönmek istiyorum, kendi memleketime dönmek istiyorum çünkü benim burada kalacağım bir durumum yok. Onun için kendi memleketime dönmek istiyorum.
Devletten de halen deprem bölgesinde insanlar bir şey istemiyor. İstedikleri bir çadır. Halen şu anda, telefonlaşıyoruz, Doğanşehir bölgesinde, Malatya bölgesinde halen çadır yok. Tamam var, verilmiş; piknik çadırıyla olur mu? Aile bir arada kalır mı bugünkü soğuk şartlar altında?"
Kayısı üreticisi olan Hüseyin Polat, bu yılın mahsulü olan kayısıların halen depolarda durduğunu belirterek devletten yardım istedi. Polat, şunları söyledi:
"Tarım Bakanlığı’ndan hiçbir cümle söylenmedi. Hatta 2022 sezonunda kuru kayısısı halen ambarımda duruyordu. Gittim, onu çıkardım, başka yere taşıdım. Malatya’nın yüzde 90’ı tarım, tarımın yüzde 90’ı kayısı. Kayısı deyince, bu da dövizle olan bir şeydir. Hiç kimseden, Tarım Bakanlığı’ndan, devletten hiç kimseden ses yok. Şu anda sezon yeni başladı. Şu anda, mart ayında ilaçlamak zorundayız. Devam etmek zorundaydık. Yani yarın öbür gün 50 kilogramlık bir torbayı 3 bin liraya mı, bugünkü şartlarda 4 bin liraya mı alırız, onu da bilemiyorum. Bunun ilacı, bunun gübresi, bunun girdisi, bunun mazotu, bunun ebadı bunlar hep maliyet. Yani ben, çiftçi için, Malatyalılar adına söylüyorum, bugünden itibaren artık para harcamaları lazım."
Depremzede Polat, çadır bulması halinde memleketi Malatya’ya dönerek çiftçiliğe devam istediğini de dile getirdi. Polat, “Dışarıda çadırda kalabileceğim bir durum olursa -yani Doğanşehir iklimi için söylüyorum- bahçeye gidip, çadırı orada kurup orada kalmak istiyorum. Başka bir alternatifim yok. Yani başka bir yere gitme durumum yok. Çünkü ben, yıllarca verdiğim o emeği bir anda yerinde bırakamam. Bırakamam, gitmek zorundayız. Benim gibi binlerce Malatyalı, Maraşlı, 10 ilden insanlar, hepsi parçalanıp sağa sola savrulmuş. Genellikle sağa sola savrulanların yüzde 50’si tarımla uğraşan insanlardır. Onun için bir an önce devletin buna el atması lazım. Yardımcı olması lazım. Biz, şu anda devletten acil bir ev istemiyoruz, başka bir şey istemiyoruz. Ama acil şeylerimiz vardır. Yapmak zorunda olduğumuz şeyler vardır. Muhakkak bunu yapmamız lazım. Hayata devam etmek lazım. Onun için devletten yardım bekliyoruz” dedi. (ANKA)