'Bir Cumhuriyet Hanımefendisi: Mevhibe İnönü' sergisinde yer alan ait 40 adet kıyafet Türkiye'de modanın yakın tarihine ışık tutuyor. Segide Mevhibe Hanım'ın nişanlığı ve gelinliğinin yanı sıra davetlerde giydiği özel elbiseler de bulunuyor.İsmet İnönü'nün eşi Mehvibe İnönü'nün 40 kıyafeti ve aksesuarları İstanbul Moda Akademisi'nde sergileniyor. 30 Kasım'a kadar devam edecek olan 'Bir Cumhuriyet Hanımefendisi: Mevhibe İnönü' sergisi, Türkiye'de modanın yakın tarihini izlemek isteyenler için önemli bir fırsat. Serginin açılışında Mevhibe Hanım'ın çocukları, torunları, hatta torunlarının çocukları bulunuyordu. Mevhibe Hanım'ın kızı Özden Toker (79), bu elbiselerin kendileri için önemini şöyle anlatıyor:
"Bu elbiselerin bugünlere kalabilmiş olması tamamen annemin marifeti. Elbiseleri, kendi bildiği usullerde içine kâğıt doldurarak sandıklarda saklamış. Aslında annemin bunları sakladığından haberimiz vardı. Çünkü onları arada çıkarıp giyerdi. Senelerce aynı elbiseleri giyerdi. Örneğin bir dönem kaldırırdı, sonra tekrar çıkarır giyerdi. İnönü Vakfı kurulduktan sonra bu kıyafetlerin önemini daha çok anladık, sahip çıkmaya başladık. Bizim için iki şık vardı. Bunları ya kendimize saklayacaktık veya paylaşacaktık. Paylaşmanın bir mahzuru var, elbiseler yıpranıyorlar. Ama saklamanın da mahzuru var; o zaman bizden başka kimse görmüyor. Bu nedenle paylaşmak istedik. Anneme hep hayatını sorarlardı, bizi merak ederlerdi. O da şaşardı, 'Niye merak ediyorlar, bizim ailemiz diğerlerinden farklı bir aile değil ki!' derdi. Annem bunu söylediği zaman bu doğruydu. O zamanlarda, o kuşakta bütün aileler benzer yaşıyordu. Zaman geçtikçe nüfus çoğaldı ve değişti. O zaman biz de bunları kendimize saklama hakkı görmedik. Cumhuriyet dönemi insanlarının nasıl yaşadığını göstermek için evimizi açtık, Pembe Köşk haline getirdik. O zaman da evdeki hanımın yaşam tarzı merak ediliyor; annem piyano çalmış, hasta bakıcılığı yapmış, babamla beraber yurtdışına ziyaretlere gitmiş... Bu elbiseler de bu hayat tarzının bir parçası."
Mevhibe İnönü'nün elbiseleri, kısım kısım 29 Ekim'lerde ve 23 Nisan'larda Ankara'daki Pembe Köşk'te sergileniyor. Ama ilk kez bu kapsamda ve bir sergi olarak izleyiciye sunuldu. Üstelik yıprandıkları için aile bireyleri bir daha bu şekilde ortaya çıkarmayı düşünmüyor. Serginin en dikkat çekici parçalarından biri Mevhibe İnönü'nün gelinliği. Yatay olarak sergilenen gelinlik, çok ağır ve eski olduğu için asılı olduğunda yıpranıyormuş. Özden Toker de sergideki elbiseler arasında gelinliğin ayrıca önemli olduğunu belirtiyor: "Annemle babamın müşterek hayatının başlangıcını simgelediği için gelinlik bizim için önemli. Bu gelinliği torunu Gülsün de kendi düğününde giydi ve annem bunu gördü. Hatta annemin Gülsün'ün düğününde giydiği dantelli siyah elbise de bu sergide." 70 yıllık moda serüveniSerginin küratörü Oylum Ötkem İşözen ise moda tarihi açısından sergiyi şöyle değerlendiriyor: "1916'lardan 80'lere kadar, yaklaşık 70 yıllık bir moda serüvenini görüyoruz. Bu serüven içinde 20'ler, 30'lar, 60'lar var. Çarliston, vals dönemlerini çok net bir şekilde görüyoruz. Ama sosyal etkinliklere giyilen kıyafetler oldukları için oldukça şık. Kendi bulunduğu konum dolayısıyla tabii ki abartıya kaçmıyor. Bu zarif kimlik içinde güçlü bir karakteri de gördüm. Kıyafetlere baktığınızda çok net bir çizgi var. Detaylarda özen ve saygı hissediliyor." Sergide aynı zamanda İsmet İnönü ile Mevhibe İnönü'nün mektuplaşmaları, birtakım belgeler ve fotoğraflar da sergileniyor. Ayrıca biri frak, diğeri de binici kıyafeti olmak üzere İsmet İnönü'nün de iki tane kıyafeti var. Adres: Teşvikiye Caddesi, No: 10/1, Sadrazam Sait Paşa Konağı, Nişantaşı,