'Mevziden bir tek ben sağ çıktım'

'Mevziden bir tek ben sağ çıktım'

T24 - Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde PKK’lıların saldırısı sırasında karnından ve kollarından yaralanan ve olayın ardından Diyarbakır'da kaldırıldığı hastanede ilk ameliyatı gerçekleştirilen Regaip Özdemir, daha sonra sevk edildiği ve 36 gün tedavi gördüğü GATA'da da 7 ameliyat geçirdi. Olayın meydana geldiği dönemde 65 kilo olan Özdemir, zorlu tedavi sürecinde 45 kiloya düştü.

Gazi Özdemir, zor zamanlar yaşadıklarını belirterek, “Hastanede olan ilk günlerimi hatırlıyorum da gerçekten konuşamadığım ya da zor konuştuğum zamanlar vardı. O dönemlerden bu dönemlere geldim. Bayağı toparladım, şu an gerçekten iyiyim. Beni yataktan iki kişinin kaldırdığı günler oluyordu. Şu anda kendim kalkıp yürüyebiliyorum. Bu halime binlerce kez şükürler olsun. Herkes dua etti bana, herkesten Allah razı olsun” dedi.

''13 şehit arkadaşım oldu'' diyen Özdemir, ''Hepsinin de ailesine başsağlığı diliyorum. 4 tanesi acemi birliğimden beri tim arkadaşımdı, samimi arkadaşlarımdı. 13 şehidin 12'si bizim bölükten, çok iyi tanıdığım kişiler. 3 tanesi rütbeli, diğer 9 tanesi asker. Hepsini çok iyi tanıyordum. Bildiğim, candan arkadaşlarımdı. Hepsine çok üzüldüm ama yapacak bir şey yok, 'vatan sağ olsun' diyeceğiz. Hepsinin ailesine başsağlığı diliyorum. Gidip göremedim, görmek isterdim ama kendi durumumdan dolayı gidemedim. İnşallah biraz daha toparlanayım birkaç aileyi gidip görmeyi özellikle çok istiyorum'' diye konuştu.

Özdemir, toplam 8 ameliyat geçirdiğini, üç ay sonra bir ameliyat daha olma ihtimali bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:

''Göbeğimin alt kısmına geldi şarapnel parçası. Sağ kolumun dirsek kısmına da şarapnel parçası geldi. Sol koluma ise keleş kurşunu geldi. Karnımda bir karışa yakın dikiş yeri var. Bağırsaklarım zedelenmişti ameliyatla beraber doktorlar temizlediler. Allah razı olsun ilgilendiler. Gelen, giden, tanıdığım, tanımadığım çok kişi oldu. Bu süreçte herkes yanımdaydı. Herkese çok teşekkür ediyorum. 8 aylık askerdim olay sırasında. Ailem beni hiç bırakmadı, hep başından beri yanımdalar. Ağabeyim, annem olsun hepsi yanımda. Ağabeylerim, babam uzun süre işlerine gidemediler. Herkese bu unvanı yakalamak nasip olmaz. Herkesin başına gelebilecek bir şey değil. Keşke olmasaydı ama demek ki olacağı varmış, vatan sağ olsun ne diyelim.''

‘Diğer arkadaşlarım şehit oldu'

Özdemir, çatışma sırasında 92 kişi olduklarını belirterek, olay anını şöyle anlattı:

''Bir dağın tepesindeydik. Mevzi mevzi 4'er, 5'erli gruplar halinde dağın etrafına dizilmiştik. Dağın her tarafını görecek şekilde ama hâkim tepede değildik. Bizden daha yüksek tepe vardı. Zaten baskın da oradan geldi. İstirahattaydık, çoğu kişi uyuyordu, yemek yiyen de vardı. Nöbetçiler de vardı ama artık yani görmediler mi geldiklerini, o şekilde sızdıklarını. Ben zaten o anda uyuyordum. Bizim tim nöbet sırasını devretmişti başka time. Ben sesler üzerine gözlerimi açtım uykudan. Üzerimize güneşten korunmak için yağmurlukları asmıştık, yağmurlukların altından çıktım her taraf toz dumandı. Hem dere yatağından, hem hâkim bölgeden, iki tarafından saldırdılar.

Bizim olduğumuz yerde ateş etme imkânımız yoktu çünkü bizim önümüzde başka askerler vardı. Geri çekilmek zorunda kaldık. Hâkim tepeden de ateş geldiği için direkt bizim üzerimize ateş geldi. Zaten benim olduğum mevzide de bir tane rütbeli 4 tane askerdik. Tek sağ çıkan benim oradan. Benim olduğum mevzide diğer arkadaşlarım şehit oldu. Yangın artık atılan roketin, bombanın üzerine mi çıktı yoksa onlar mı verdi bilmiyorum da diz boyu, belki dizden biraz daha yüksekte otlar vardı kuru kuru. Zaten çok sıcak bölge, otlar hep kurumuştu, yangın çıktı işte. Yaralandıktan sonra ateşi gördüm, ilk başta uzaktaydı sonra yana yana yanıma kadar geldi. Ateşten kaçtım, kaçarken kurşunu yedim zaten.''

Olaydan sonra konuştuğu arkadaşlarından çatışmanın 55 dakika sürdüğünü öğrendiğini ifade eden Özdemir, şunları söyledi:

''Helikopterlerin gelmesi 1,5 saat sürmüş. Diyarbakır'daki hastaneye kadar şuurum yerindeydi. Doktorlar beni ameliyata almak için uyuttu. Zaten sonra gözlerimi açtığımda Ankara'daydım. Helikopterler geldi, etrafımızdaki dağları falan taradılar. Bir haber çıkmış 'Türk uçakları bombaladı' diye, öyle bir şey yok. Onlar roketatar falan attılar, bir tane değil, çok roket atar attılar. El bombası falan da attılar. Büyük ihtimalle bizi görmüş, izlemişler. Hatta bir gün değil, birkaç gün. Toz dumandan ben onları göremedim. Biz Hazro ilçesine bağlı bir yerdeydik. Akşam saat 20.00-21.00 gibi çıktık, sabaha kadar yürüdük. Olay olduğunda 4. günümüzdü arazideki. İki astsubay ile bir sağlık personeli kaçırılmıştı, biz onları aramak için çıkmıştık. Mutlaka PKK'lılar, teröristler bizi görmüştürler, rahatsız olmuşturlar ki önce Hazro ilçesine baskın yaptılar, taciz ateşi yaptılar. Onun üzerine karakola gittik takviye olarak. Bıraktık artık o tarafı, onların yanına gittik. Oradan da onları aramak için dağa çıkınca pusuya düşürüldük.''

‘Ben de şehit olmak istedim'

Aynı saldırıda ağır yaralanan Karslı Jandarma Onbaşı Erdem Yıldız, Ankara GATA’daki 35 günlük tedavisinin ardından memleketi Kars’a geldi. Yıldız, "Ben de şehit olmak istedim " dedi.

Kars’ın Arpaçay İlçesi’ne bağlı Kuyucuk Köyü’nde oturan Jandarma Onbaşı Erdem Yıldız, 14 Temmuz’da Diyarbakır’ın Silvan İlçesi’nde çıkan çatışmada ağır yaralanarak Arkara GATA’da tedavi altına alındı. Hava değişimi için bugün öğlen saatlerinde memleketi Kars’a uçakla gelen Erdem Yıldız, havalimanında yakınları tarafından bayraklarla karşılandı.

Oluşturulan uzun konvoy eşliğinde evine göden Yıldız, "Aileme kavuştuğum için mutluyum. Fakat orada 13 arkadaşım şehit oldu. Ben de şehit olmak istedim. 13 kardeşim için üzüldüm, olan onlara oldu. Benim sağlığım çok şükür iyi. Sol gözümde biraz sorun var, ona da hava değişiminden sonra bakacaklar. Ben de şehit olmak istedim, vatan sağ olsun" dedi.

Yıldız, olay anında tek hatırladığı şeyin ise "Kardeşlerim şehit oldu, bırakın ben de şehit olacağım" diye bağırması olduğunu söyledi.