MHP, tartışmalara neden olan af teklifini Türkiye Büyük Milelt Meclisi (TBMM) Başkanlığı'na sundu. Açıklama yapan MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, af kanunu dışındaki suçları açıklayarak, "Kanunun amacı belli" dedi. Cezaevlerindeki tutukluların nöbetleşe uyuduğunu söyleyerek yoğunluğa dikkati çeken Yıldız, teklifin 162 bin 989 kişiyi kapsadığını bir kez daha dile getirdi.
"Cezaevlerinde fiziki koşullar oldukça yetersizdir. Doluluk buradaki insanların insan haklarına aykırı şekilde olmalarına neden olmaktadır" diyen MHP'li Yıldız, dün yaptığı açıklamada söz konusu düzenlemeden faydalanacak kişi sayısının 162 bin 989 olduğunu belirtmişti. Yıldız, kanun teklifinde 19 Mayıs'ı esas aldıklarını belirterek, "19 Mayıs 2018'den sonra işlenen suçlar bu sebeple kapsam dışı bırakılmıştır" ifadesini kullanmıştı.
Kanun teklifinin Meclis'e sunulmasının ardından konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın açıkalmasından satır başları şöyle:
"Yerel suçlar istisnalar dışında yeni ceza kanununda tarif edilen suçlardır. kKapsam dışına alınan suçlar, önceki basın açıklamasında türk ceza kanunundaki başlıklarıyla vermiştik.
"Mustafa Kemal Atatürk'e karşı işlenen suçlar kanun kapsamı dışındadır.
"Kapsam dışına alınan suçlar devlet güvenliğine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar, soykırım ve insanlığa karşı suçlar, milli savunmaya, devlet sırlarına karşı casusluk suçları, kasten adam öldürme, kasten adam öldürmenin nitelikli halleri, insan üzerinden denep kapsam dışıdır.
"Vücut dokunulmazlığına karşı işlenen suçlar kapsam dışında. İşkence, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar kapsam dışı. Kanunun amacı belli, biz devlete karşı işlenen suçları kapsam dışında tuttuk.
"Sayın Genel Başkanımızın talimatıyla çalışmamızı hazırlamış bulunmaktayız. 19 Mayıs 2018'den önceki suçlarla ilgilidir. Sayın Genel Başkanımız 12 Mayıs günü sosyal medya hesabından, 'Kaderimizi değiştirmek harcımız değildir. Ancak kader mahkumlarının elinden tutabiliriz. Bu tartışmaya değmez mi' diyerek sosyal barışın yolunu açmıştı. Çekmesi gereken cezadan 5 yıl indirim yapılır. Bu indirim sonrası ceza kalmasa hükümlü salıverilir.
"Biz devlete karşı işlenen cezaları kapsam dışı tuttuk. Bundan faydalanacak olanlar terör örgütleridir. İşkence, cinsel saldırı suçları kapsam dışıdır.
"Türkiye'de tutuklu hükümlü sayımız 253 bin civarında. Bunlardan terör suçlusu olarak 25 bin 63 hükümlü, 20 bin 643 tutuklu var. Adam öldürme suçundan 22 bin 610 hükümlü, 5 bin 664 tutuklu var. Kanun kapsamı dışında olanları çıkınca 162 bin tutuklu ve hükümlü bu düzenlemeden faydalanacaktır. Bunlar adli suçlar, devlete karşı işlenen suçlar değil.
"16 Nisan halkoylamasıyla anayasa değişikliğimiz halkımız tarafından kabul edilmiştir. Anayasada yapılan yönetim reformu değişikliğiyle yönetim reformu yapılmıştır. Siyasal anlamda oluşan köklü değişikliklerden sonra toplumda genel bir barışma söz konusu olur."
Bir ülke ve toplumda siyasal, sosyal ve ekonomik alanlarda meydana gelen derin ve köklü değişiklikler genel bir barışmayı da gerekli kılmaktadır. Ülkemizde siyasal, sosyal ve ekonomik yönden köklü değişiklikler meydana gelmiştir.
16 Nisan 2017 tarihinde yapılan halk oylaması ile Anayasa değişikliği Türk milleti tarafından kabul edilmiştir. 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinden sonra Anayasada yapılan “yönetim reformu” değişikliği ile Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmiştir.
Ülkemizde yıllar içinde meydana gelen sosyal ve ekonomik değişiklikler, zaman içinde ekonomik yapının yozlaşması, gelir adaletsizliğinin yol açtığı yoksulluk ve ahlaki değerlerde aşınmanın yanı sıra, sağlıksız kentleşme, işsizlik ve yazılı, görsel ve dijital yayınlar ile sosyal paylaşım sitelerindeki şiddet öğeleri, suç ve suçluların artmasına yol açmıştır.
Kanunun amacı, FETÖ/PDY mensubu hakim ve savcıların geçmişte adalet mekanizması ve adalet duygusunda açtığı yaraların onarılmasıdır. Hain FETÖ/PDY örgütünün adalet sistemimiz içerisindeki yapmış olduğu kadrolaşmanın sağladığı avantajla siyasi, ideolojik ve ekonomik olarak hasım gördüğü kişileri, hukuk görünümlü, hukuk dışı yöntemlerle tasfiye, cezalandırma ve yok etme yollarına başvurduğu bir hakikattir. Örgüt, binlerce kişiyi haksız yere cezalandırmış ve telafisi mümkün olmayan mağduriyetlere sebep olmuştur. Bu hukuksuz uygulamaya toplumun tamamı tanıktır. Örgütün hukuk sitemini kullanarak gerçekleştirdiği haksızlıklar ve mağduriyetlerin, “yargılamanın yenilenmesi ve diğer kanun yollarıyla” giderilmesi de hukuken çoğu kez mümkün olmamaktadır. Yapılan hukuka aykırı işlemler sonucu verilen kararlar ile son yıllarda ülkemizdeki tutuklu ve hükümlü sayısında çok ciddi artışlar meydana gelmiştir.
Cezaevleri, hükümlü ve tutukluların ıslah edilerek topluma yeniden kazandırılmasını sağlayan kurumlardır. Ancak, cezaevindeki fiziki koşullar oldukça yetersizdir. Günümüzde cezaevlerinin suçluyu ıslah etme ve topluma yeniden kazandırma işlevini hızla kaybettiği görülmektedir.
Cezaevlerinde doluluk, vatandaşlarımızın insan haklarına aykırı şartlarda bulunmasına sebep olmaktadır. Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlüler yetersizlik sebebiyle nöbetleşe uyumaktadır. Bugün itibariyle ülkemizde bulunan 449 cezaevinin kapasitesi 211.274 ‘tür.
Cezaevlerimizde 194.404 hükümlü, 59.131 tutuklu olmak üzere, toplam 253.535 kişi bulunmaktadır. Cezaevi şartlarında insanların sağlığı bozulduğu gibi insan onur ve haysiyetiyle yaşamak da zorlaşmıştır. Fiziki yetersizlikler, sosyal barışı tehdit edebilecek nitelikte olup provokasyonlara açık haldedir.
Yasama organının, ceza hukuku ile tamamlayıcısı olan infaz hukuku alanında bazı fiillerin suç olarak tanımlanması veya suç olmaktan çıkarılması, cezaların yerine getirilme koşullarının belirlenmesi konularında kamu yararını gözeterek düzenlemeler yapma takdir hak ve yetkisi bulunmaktadır. Kullanılan bu yetkinin, Anayasa, evrensel hukuk kuralları ve ülkemizin taraf olduğu sözleşmeler ile uyumlu olması esastır.
Cezaevleri ve infaz hukuku ile ilgili yeni bir düzenleme yapmak, af çıkarmak ve bu sorunu çözmek adına oluşan fikir ve söylemler 2018 mayıs ayı ortalarında toplumun tamamı tarafından dile getirilmiştir. Bu itibarla, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışı ve Milli Hareketi başlatma tarihi olan 19 Mayıs günü esas alınmış ve 19 Mayıs 2018 tarihinden sonra işlenen suçlar kapsam dışı bırakılmıştır.
Bu düzenleme, Anayasanın başlangıç maddesinde yazılı olduğu gibi; “hiçbir faaliyet, Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin karşısında korunma göremez” düsturunu esas alınmıştır.
Adalet sistemimiz içinde oluşan haksızlık ve mağduriyetlerin kısmen de olsa giderilmesi ile hükümlü ve tutukluların topluma yeniden kazandırılması, toplumsal barış ve uzlaşmayı sağlamak amacıyla, Anayasa’nın 10 uncu maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi gereği, hukuksal durumları aynı olan kişilerin yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulması gözetilerek belli suçlara ilişkin olarak tabi oldukları infaz hükümlerine göre çekilmesi gereken cezalardan indirim yapılması uygun görülmüştür.