MHP, AKP'yi YSK'ya şikayet etti

MHP, AKP'yi YSK'ya şikayet etti

T24 - MHP'nin avukatı Hamit Kocabey, YSK'ya sundukları dilekçeyle, ''Anayasa, Yasa ve YSK kararına aykırı davranan parti, basın ve yayın kuruluşlarının uyarılması ve müvekkile vaki saldırıların önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını'' istedi.

MHP'nin avukatı Hamit Kocabey, YSK'ya dilekçe sunmasının ardından yaptığı açıklamada, dilekçeyle MHP'ye ve bazı milletvekili adaylarına yönelik saldırıya ilişkin yasalarda yer alan hükümlerin uygulanması talebinde bulunduklarını söyledi.

Anayasa ve yasa hükümlerinde seçimlere ilişkin işlemlerin nasıl yürütüleceğinin belirtildiğini ifade eden Kocabey, bu hükümleri ihlal eden medya grupları ve ''iktidar sözcüleri'' bulunduğunu savundu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin talimatları doğrultusunda YSK'ya başvurduklarını ve başvurunun takipçisi olacaklarını belirten Kocabey, ''Bu seçimin acilen dürüst, eşit ve adil yapılması hususundaki taleplerimizi YSK'ya ilettik. Yasalara göre de seçimlerin dürüst, adil bir şekilde yapılmasının sağlanması görevi YSK'nındır. Başvurunun sonucunu bekleyeceğiz'' dedi.

Bir gazetecinin yasa hükümlerini ihlal edenlerin isimlerini YSK'ya bildirip bildirmediklerini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu isimler arasında yer alıp almadığını sorması üzerine Kocabey, ''Elbette Başbakan'da var. Başbakan'ın Bursa mitingini YSK izlesin, bakalım oradaki konuşma YSK'nın 187 nolu kararına uygun mu değil mi?'' yanıtını verdi.

AKP iktidarının çetelerle mücadele ettiğini iddia ettiğini ifade eden Kocabey, şöyle konuştu:

''MHP'nin tüzel kişiliğine büyük bir saldırı varken, bir çete faaliyeti varken, neden bu çete araştırılıp bulunmuyor. Bunun MHP'nin içerisindeki bir grup tarafından yapıldığını söylüyor iktidar, şayet MHP'nin içerisinde bir çete varsa, bunu da çıkartsınlar. Bu görev iktidara aittir, mağduriyetimizin boyutu karşısında Cumhurbaşkanı yerinde duramamıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız gerekli kurumları ikaz ediyor.

Hayati Yazıcıoğlu hadisesi var, iki günde maili çeken kişi bulunup ifadesi alınıyor ve olay açığa çıkarılıyor, MHP ülkenin 3. büyük partisi bu hususta neden bir işlem yapılmıyor. Bunu kim yapacak. Biz acizane gayretlerimizle işin peşinde koşuyoruz ama iktidar bir işlem yapmıyor.''

Kocabey, kasetlerin ortaya çıkmasının ardından parti yönetiminden istifa eden Genel Başkan Yardımcılarının milletvekilliği adaylıklarından istifa etmediklerinin belirlendiğinin anımsatılması üzerine de, kasetlerin ardından 9 parti yöneticisinin partideki görevlerinden istifa ettiklerini, bu 9 kişinin bugün ya da engeç bu hafta sonuna kadar YSK'ya başvurup milletvekili adaylıklarından da istifa ettiklerine dair dilekçelerini vereceklerini belirtti.

Kocabey, İstanbul milletvekili adayı İhsan Barutçu'nun bugüne kadar istifa ettiğine dair parti ve YSK'ya bir dilekçesinin ulaşmadığını belirterek, ''Bu hadise karşısında MHP zulme ve büyük mağduriyete karşı dik durmuştur. Dik durmasına devam edecektir. Bugün sayın Genel Başkanımızın talimatıyla İhsan Barutçu kesin ihraç talebiyle Merkez Disiplin Kurulu'na sevk edilmiştir ve en kısa sürede gerekli işlem yapılacaktır'' dedi.

Deniz Bölükbaşı'nın avukatının adaylıktan istifa ettiklerine dair dilekçeyi YSK'Ya sunduğunu, Osman Çakır'ın Samsun'da İl Seçim Kurulu'na adaylıktan çekildiğine dair dilekçesini sunduğunu ifade eden Kocabey, diğer kişilerin de adaylıktan çekildiklerine dair dilekçelerini sunacaklarını kaydetti.

Bir gazetecinin kasetlerin dış istihbarat destekli olduğu yönünde, gazetelerde haberler yer aldığını, kendilerinde bu yönde bilgiler olup olmadığını sorması üzerine de Kocabey, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ve partinin avukatlığını kendisinin yaptığını, sürece ilişkin açıklama yetkisinin de sadece kendisinde olduğunu belirterek, kendilerinin haberde yer aldığı şekilde bir açıklamalarının olmadığını, bu şekilde bir bilgiye de sahip olmadıklarını vurguladı.

Kocabey, ''Kaset olayıyla ilgili bütün dosyalar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından birleştirilerek, İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'na gönderiliyor, artık Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu hususla ilgili bir çalışma yapmayacak. İstanbul'daki Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'na tüm dosyalar gönderiliyor. Sadece bir dosya hariç, MHP Genel Başkanı ve partinin dinlenmesine ilişkin dosya Ankara'da kalacak'' diye konuştu.

Kocabey, seçimden sonra soruşturmanın hız kazanacağını düşündüklerini Devlet Bahçeli'nin müşteki ya da herhangi bir sıfatla soruşturma kapsamında ifade vermeyeceğini bildirdi.

Bir gazetecinin soruşturmanın gidişatının kendilerini umutlandırıp, umutlandırmadığını sorması üzerine Kocabey, ''MHP'nin temel bir özelliği var, devletin kurumlarına güvenmek, onları yaşatmak ve onların yıpranmasının önüne geçmek. Bu nedenle bütün kamu kurumlarının görevlerini yapmasını bekliyoruz, takip ediyoruz, yapmalarını teşvik ediyoruz. Ama bu süreçte bunun yavaş ilerlediğini hep birlikte görüyoruz, bizi üzen bu. İktidarın bir Bakanı ile ilgili bir mail hemen açığa çıkartılırken, ancak MHP, Türkiye'de 5 milyon oy almış bir parti, bu partinin hükmü şahsiyetine karşı büyük bir taarruz var, bir çete faaliyeti var. Bununla ilgili herkes kayıtsız. Kim suç işlemişse bulmuşlar bizde onları takdir edelim'' dedi.

''Benzeri görülmemiş bir seçim dönemi yaşanmaktadır"

Avukat Hamit Kocabey, YSK'ya sunduğu dilekçede, Anayasa'nın 79. maddesine göre seçimle ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama görevinin YSK'ya verildiğini belirtti. 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun ilgi maddesine göre seçim dönemlerinde yapılan yayın ve ilişkin usul ve esasların YSK tarafından düzenleneceğini belirten Kocabey, dilekçesinde şunları kaydetti:

''Ülkemizde 12 Haziran'da yapılacak milletvekili seçimlerine dair devam eden seçim döneminde gerek ülkemiz tarihinde ve gerekse demokrasi ile yönetilen diğer ülkelerde benzeri görülmemiş bir seçim dönemi yaşanmaktadır.

Müvekkilim MHP'ye karşı seçim döneminde kullanılmak üzere organize bir suç örgütü tarafından hazırlanmış, bazı ses ve görüntü kayıtları internet sitelerinde yayımlanmış, müvekkil tüzel kişiliğin sayın genel başkanı ve yöneticilerinin tamamının istifa etmeleri için bütün basın yayın organlarından yer aldığı şekli ile şantaja maruz bırakılmışlardır. Bu tehditler ve şantaj günlerce sürerken faillerin bulunması için ve yayınların durdurulması için ilgili kurumların tedbir almadığı ve kayıtsız kaldığı gözlenmiştir.''

Dilekçesinde bu konunun iktidar partisince seçim meydanlarında kullanıldığını da savunan Kocabey, şöyle devam etti:

''Müvekkil siyasi partiye karşı yapılan bu haksız saldırıların, bu saldırıları önlemekle görevli olanlarca kullanılması ve ilgili kurumları harekete geçirmemesi, seçim hukukunun temel ilkeleri olan eşitlik, dürüstlük, serbestlik ilkelerine aykırı olmasının yanında suçtur. Yeni seçim döneminde yapılacak yayınların tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine uygun olması zorunludur.

Anayasa, Yasa ve Başkanlığınız kararına aykırı davranan parti, basın ve yayın kuruluşlarının uyarılması ve müvekkile vaki saldırıların önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını, ilgili kişi, seçim kurulları ve tarafımıza bilgi verilmesini saygıyla arz ederiz.''