"Devlet Bahçeli, 'bunu partiden ihraç edin' diyor, ihraç ediliyor. Ne biçim genel merkezimiz var bizim. Adam 'hayır' diyecek diye partiden ihraç ettirilir mi ?.."
Balıkesir'de 'muhalif' MHP'lilerin (Milliyetçi Hareket Partisi) bulunduğu bir kahvehanedeki bu serzeniş, kentteki genel havayı da ortaya koyuyor aslında.
İldeki MHP seçmeni, son 6 ayda yaşanan ihraçların gölgesinde referanduma gidiyor.
2009-2014 yılları arasında Balıkesir'de belediye başkanlığı yapmış olan İsmail Ok, son genel seçimde buradan milletvekili seçilmişti.
Son olarak referanduma 1 ay kala, Ok da partiden ihraç edilen isimler arasına girdi.
Balıkesir kent merkezi, ara sokakları ve bu ara sokakları birbirine bağlayan pasajlarla labirent gibi.
İrili ufaklı çok sayıda caddede, hatırı sayılır miktarda da kahvehane bulunuyor.
Biraz kulak kabartan biri çoğu masada yaklaşan referandumun konuşulduğunu duyabilir. Dahası kentte propaganda için dolaşan çok sayıda da araç göze çarpıyor.
CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) teşkilatının İzmir Marşı ile dolaşan aracının hoparlöründen yükselen ses, AKP (Adalet ve Kalkınma Partisi) teşkilatının aracının sesi ile sık sık karışabiliyor.
Hemen arkamda yürüyen iki kadının, bu araçların kararsız seçmenin görüşünü değiştirip değiştiremeyeceği tartışmalarına kulak misafiri oluyorum.
Buraya geliş sebebim kararsız seçmenlerden çok, son ihraçların Balıkesir'deki MHP seçmeninde yarattığı etkiyi gözlemlemek.
Bunun için ilk olarak kentin dış mahallelerinden birinde bulunan Ülkücü İşçiler Derneğii'ne gidiyorum.
Büyük çoğunlukla parti içindeki muhalif hareketin desteklendiği bu dernekte, 56 yaşındaki Mustafa Parlak, İsmail Ok'un MHP'den ihracının büyük sıkıntı yarattığını söylüyor.
Parlak'ın "O bizim vekilimizdi, kendini kanıtlamıştı" şeklindeki sözleri masada destek buluyor.
MHP'nin görevdeki yöneticileri ve muhalifler arasında, "lider, teşkilat, doktrin" üçlemesi olarak adlandırılan olgu üzerinden bir tartışma yaşanıyor.
Partililer, genel Başkan'ın görüşünün sorgulanmadan uygulanmasını savunanlarla, bu sava karşıt olanlar olarak konumlanmış durumda.
Ülkücü İşçiler Derneği'nde konuştuğum Parlak, düşünen her insanın sorgulaması gerektiğini söyleyerek gönül rahatlığıyla "hayır" oyu vereceğini açıklıyor: "Bunun seçimle bir alakası yok. Parti mi oyluyoruz biz burada. Bu ülkenin rejimi ile ilgili yapılan bir oylama."
Mustafa Parlak, partililer arasında "evetçi" veya "hayırcı" olarak bir kutuplaşma olmadığını da ifade ederek, "Yarın seçim çalışmalarında yine kol kola birlikte sahada aslanlar gibi çalışacağız" diyor.
Girişinde Alparslan Türkeş'in fotoğrafının bulunduğu bir dernekten, bir başka derneğe geçiyorum.
MHP Balıkesir Ülkü Ocakları Başkanı Kürşat Can Ateş, "lider, teşkilat, doktrin" üçlemesinin sorgulanamacağını söyleyerek başlıyor söze.
31 yaşındaki ocak başkanı muhaliflere karşı da sert ifadeler kullanıyor:
"Gerçek bir MHP'li liderinin çağrısına kulak asar. Liderine güvenmek zorundadır. Ülkücü irade genel başkanına güveniyor. Ülkücü irade 16 Nisan'da Balıkesir'de ve Türkiye'ye mührünü "evet"e basacak. Devlet Bahçeli Beyefendi'ye geçmişte de güveniyorduk, şimdi de güveniyoruz. Aldığı her kararın da arkasındayız."
Peki Balıkesir'de genel merkeze aktif muhalefet yürüten MHP'liler ile "evet" kampanyası yürüten teşkilat arasında kalan seçmen ne düşünüyor ?
54 yaşındaki Cevdet Karaman'ın piyango bileti tezgahı önünde de bunu konuşuyoruz.
Karaman bu seçimin "MHP seçimi" olmadığı savına katılıyor ve devam ediyor:
"Bu (referandum) İsmail Ok işi değil, MHP işi de değil. Bu sistem götürmüyor. Parlamenter sistem Türkiye'ye terör örgütlerini getirdi. Oy almak için Güneydoğu'da aşiretler parayla satın alındı. Parlamenter sistemde oldu bunlar, başkanlık sisteminde değil. Bizim kökenimizde de var zaten bu. Padişahlıkla dünyaya hükmetmişiz yüzyıllarca. Çok mu kötü?"
Bilet tezgahının diğer yanındaki Cumali Kılıçdemir ise "hayır" oyu vereceğini açıklayarak, "İsmail Ok için verdik biz oylarımızı, milletvekili olduğu zaman da onun için verdik. Fakat bu referandumda da hayır vereceğimiz kesin. İsmail Ok'tan dolayı" diyor.