MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'ne ve Suriye'nin kuzeyine ilişkin olarak açıklamalarda bulundu. "Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'nin istikrarsızlık getirdiği, tek adamın Türkiye'yi dönüştürdüğü, Meclis'in devre dışı bırakıldığı gibi mazeretler öne sürülerek bir geriye dönüşü arzulamak, sisteme haksızlıktır" diyen Bahçeli, "Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'ni karşılıksız destekliyoruz" dedi.
Öte yandan Bahçeli, ABD ile Türkiye arasında varılan mutabakat sonrası kurulan 'Müşterek Harekât Merkezi'nde görevlendirilecek ilk ABD'li askerlerin Şanlıurfa'ya gelmesine ilişkin olarak değerlendirmede bulundu. Bahçeli, "Suriye'de dolaşan Amerikalıları, çuval geçirenleri bir kenara atacaksınız, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'nin dış politikadaki etkilerini de dikkate alarak Türkiye'de bir güvenlik koridorunun oluşması için her tarafı karıştıran Amerika'yı ikna ederek biraz tehdit ve tehlikeleri hafifletmek yolu yadırganacak bir yol olarak düşünülmemelidir" diye konuştu.
Bahçeli'nin açıklamaları şöyle:
"Yaklaşık 72 yılda 51 hükûmet görev yapmış olup, parlamenter sistemin görev yaptığı bu dönemde hükûmetlerin ortalama ömrü yaklaşık 1 yıl- 5 ay düzeyindedir. Bu denli kısa bir süre içerisinde birçok siyasi ve ekonomik olaylara da şahit olunmuştur. Cumhurbaşkanlığı seçimleri kaos yaratmış, darbeler, muhtıralar uygulamaya geçmiş, Türkiye’de 71 yılı aşan süre istikrarsızlık kendini her alanda göstermiştir. Şimdi parlamenter sistemin bu istikrarsızlık yaratıcı özelliği unutularak bir yıl bir ayı aşkın süredir yeni bir sistem değişikliğiyle Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçtiğimiz bu süreçte, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin istikrarsızlık getirdiği, tek adama Türkiye'yi dönüştürdüğü, bazı kararların alınmasında Meclis’in devre dışı bırakıldığı veya buna benzer mazeretler ileri sürülerek 71 yıllık kaos, kriz, darbe, çatışma sürecini hatırlatarak bir geriye dönüşü arzulamak Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nden çok büyük bir haksızlık olacaktır. Bunu bütün siyasi partilerimizin iyi düşünmesinde yarar vardır. Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı sorunları dikkate alarak özellikle dış politikadaki yoğunlaşmayı göz önüne alarak bazı değerlendirmelerde mutlaka siyasi partiler arasında bir dayanışma ve bir milli mutabakatın sağlanması zaruret halindeyken, Türkiye’yi yeniden bir kaosa sürükleyebilecek yaklaşımlar içinde bulunmak demokrasimiz açısından, ülkenin istikrarı açısından önemli zararlar vereceği inancındayız.
O sebepten dolayı bayram sonrası yaşanacak süreçte, 1 Ekim 2019 tarihinde açılacak TBMM’yi göz önüne alarak Doğu Karadeniz ve Kıbrıs, Suriye, Irak, Türkiye'deki terör faaliyetleri, PKK'nın bütün hızıyla dış destek sağlamak suretiyle terör devleti kurma istekleri göz önünde bulundurulmalı. Ve Türkiye'de daha bir yıl bir ay 9 gün bulmamış bir sistemi suçlayarak Türkiye'yi yeni kaoslara sürüklemek siyasi partilerin anlayışına, zihniyetine, demokratik etiğiyle bağdaşmamaktadır.
Yeterli dersleri çıkararak 71 yılda sağlanamamış istikrarsızlığı şimdi bir senenin içerisinde sağlanamıyor iddiasıyla 71 yılı arzulamak, geriye dönüşü istemek zannediyorum ülkemiz için en büyük tehdit ve tehlike olacaktır. Bu sebepten MHP olarak dava arkadaşlarımızla Meclis'te temsil edilen milletvekili arkadaşlarımızla, belediye başkanlarımız, diğer üyelerimizle Türkiye'de önce istikrarın sağlanması sonra toplumsal normalleşme arkasından da köklü bir demokratikleşme sürecini ortaya koyarak Türkiye'yi ateş çemberinden çıkarmaya kararlı olduğumuzu ve Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'nin bir kez daha arkasında durduğumuzu ifade etmek istiyorum.
"(Müşterek harekât merkezi için 90 tane ABD'li asker Şanlıurfa'ya gelmesi) Senelerdir ortalarda dolaşan, Irak ve Suriye'de Türkiye'yi tehdit edebilecek her türlü gayretin içerisinde olan ama Türkiye'nin bugünkü demokratik yaklaşımı, kararlı duruşu ve dış politikadaki etkinliğiyle 95 tane Amerikalı Türkiye'ye gelmişse bunları ikna edip, merkezi bir iş birliği ile Türkiye'yi tehdit ve tehlikelerden kurtaracak bir akılcılığı öne çıkarmak lazım. Suriye'de dolaşan Amerikalıları, çuval geçirenleri bir kenara atacaksınız, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'nin dış politikadaki etkilerini de dikkate alarak, Türkiye'de bir güvenlik koridorunun oluşması için her tarafı karıştıran Amerika'yı ikna ederek biraz tehdit ve tehlikeleri hafifletmek yolu yadırganacak bir yol olarak düşünülmemelidir.
Burası bir tampon gölge değildir, güvenlik bölgesidir. Tampon bölge, çatışan gruplar arasında belli bir süre son verilmiş olan bölgedir. Güvenlik bölgesi ise dış unsurların ülkemizi tehdit ettiği bir alan olarak dikkate alınması gereken, Türkiye'nin bağımsızlığını koruyacak bir alan olarak düşünmek ve Ortadoğu'ya barışı getirmek olarak düşünülmelidir.
TIKLAYIN - ABD'li askerler müşterek harekat merkezi için Şanlıurfa'da
"(Hulusi Akar'ın 'B planımız, C planımız hazır' sözleri sonrasında konuya ilişkin Bahçeli'nin ön görüleri) Genel Kurmay Başkanlığı yapmış şu an Milli Savunma Bakanı olan ve Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi ile de uyumlu çalışan bir kişinin A planını, B planını şimdiden öğrenmek, bunu kamuoyuyla tartışmak veya dünya kamuoyunu bu manada uyarmak zannediyorum tarihi bir hata olur. Biraz sabırlı olun bakalım.
"Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'ni karşılıksız destekliyoruz, herhangi bir pazarlığın içerisinde değiliz, herhangi bir pazarlığın içinde bulunmuyoruz. Pazar olarak binamızın karşısındaki bir perşembe pazarını biliriz."