MHP'nin yayın organı Türkgün gazetesinin yazarı Orhan Karataş, CHP’nin sözcülerine defalarca terör örgütlerinin açıklamaları karşısında sessiz kalmamaları için çağrı yaptıklarını söyledi. Karataş, "Susmamalarını ve bu açıklamaları reddetmelerini, susmanın kabul etmek anlamına geleceğini söyledik" diyerek, "Hiç kimse, hiçbir aday, hiçbir parti terör örgütlerini muhatap alamaz, azdıramaz, meşru gösteremez. Burada üzerinde ısrarla durulması ve titizlikle dikkat edilmesi gereken şey, Kürt kökenli kardeşlerimizle terör örgütlerinin birbirine karıştırılmamasıdır" ifadesini kullandı.
Karataş'ın "Kandil’in yancıları kime ne anlatıyor" başlığıyla yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin önemini, günlerdir yazdığımız yazılarda, katıldığımız televizyon programlarında anlatmaya çalışıyoruz. Çok önemli, çok kritik bir seçim yapılacağı, sonucun belediye başkanlığını aşan etkileri olacağı muhakkaktır. Bu ülke ve milletle meselesi olanlar pusuda beklemektedirler. Son 24 saatin içindeyiz. Her oy kıymetlidir, her oy değerlidir ve en küçük bir fire verilmemelidir. Her kapı çalınmalı, seçmen niteliği kazanmış herkesin oyu istenmeli, tereddüdü olanlar ikna edilmelidir ve bu yapılmıştır.
Görüşümüz, düşüncemiz budur ve bunu hayata geçirmek için bütün imkanların seferber edilmesi meşrudur, haklıdır ve isabetlidir. Bunlar aynı zamanda vicdanın da, hukukun da, demokrasinin de, ülke menfaatlerinin de gereğidir. Buraya kadar olanda bir sorun yoktur. Sorun, seçim kazanmak için terör örgütlerinin, millet ve vatan düşmanlarının şımartılması, azdırılması ve hatta meşru gösterilmesidir. CHP ve yancıları ne yazık ki, bunu yapmışlardır. PKK-PYD ve FETÖ ile işbirliği içinde olmakta en küçük bir sakınca görmemiş, bu hainlerden gelen açıklamaları büyük bir sükunetle kabul etmiş ve içlerine sindirmişlerdir. Kandil katilleri neredeyse hergün bir destek açıklaması yapmış, PKK’nın kravatlı elemanı Selahattin Demirtaş bulunduğu delikten bile CHP adayı için seferberlik ilan etmiştir. Aynı şekilde FETÖ ile birbirlerini tamamlayarak gidiyorlar.
CHP’nin sözcülerine ve yancısı İP’in elemanlarına televizyon ekranlarından ve bu köşeden defalarca terör örgütlerinin açıklamaları karşısında sessiz kalmamaları için çağrı yaptık. Susmamalarını ve bu açıklamaları reddetmelerini, susmanın kabul etmek anlamına geleceğini söyledik. Değişen bir şey olmaması üzerine, aralarında bir anlaşma, bir paylaşma olup olmadığını, neyin karşılığında bu terör örgütlerinin kendilerini desteklediğini sorduk. Bırakın terör örgütleri ile işbirliğini ve gelen destek açıklamalarını reddetmeyi, tam aksine övgüler dizdiler. PKK’nın uzantısı PYD’yi terör örgütü olarak görmediklerini anlatıp, Selahattin Demirtaş’ı beğendiklerini ilan ettiler. FETÖ’nün kaçak teröristlerine üstü kapalı selam gönderdiler. HDP’yle CHP arasında kurulan ortaklık ve yapılan kirli pazarlıklara bağlı olarak varılan anlaşma ve uzlaşmalar milli bekamız açısından ağır risk ve tehdit oluşturacak bir seviyeye ulaşmıştır. Boşuna, “CHP ciddi bir milli güvenlik sorunu haline gelmiştir”demiyoruz.
Millet bir devlet bir
Bütün bunlar yanlışın ötesindedir ve ihanet derecesindedir. Hiç kimse, hiçbir aday, hiçbir parti terör örgütlerini muhatap alamaz, azdıramaz, meşru gösteremez. Burada üzerinde ısrarla durulması ve titizlikle dikkat edilmesi gereken şey, Kürt kökenli kardeşlerimizle terör örgütlerinin birbirine karıştırılmamasıdır. HDP yönetimi ve dağdaki katillere Kürt kökenli kardeşlerimiz adına karar verme yetkisini kim vermiştir? Böyle bir yaklaşım başlı başına bir kepazeliktir ve açık bir bölücülüktür. Sayın Devlet Bahçeli’nin bu konudaki açıklamaları bütün dünyanın malumudur. Daha kısa süre önce İstanbul’da muhtarlarla yaptığı toplantıda aynen şunları söylemiştir: “Türk-Kürt arasına nifak sokmaya çalışanlar bozguna uğratılacaktır. Kürt kökenli kardeşlerimiz bizim canımızdır, ciğer parelerimizdir. Ortak bir maziden, ortak bir geleceğe birlikte uzanacağız. Kürt kökenli kardeşlerimizin terörle en ufak bir ilgisi yoktur. PKK onların hiçbir zaman temsilcisi olmamış, olamayacaktır. Kürt kökenli kardeşlerim şereflidir, bekasına, birliğine ve dirliğine sahip çıkacaklardır. Aramızı açmak için fitne-fesat çıkaran ahlaksızlara el ele direneceğiz, güç birliği yapıp tuzakları başlarına geçireceğiz. Kürt kökenli kardeşlerimin alayını hasretle ve muhabbetle kucaklıyorum. İstanbul’da ve ülkemin diğer illerinde yaşayan kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. MHP’yi Kürt kökenli kardeşlerimizle sorunlu göstermek alçaklıktır, sapıklıktır, cinayettir. Biz, milletimizin her ferdini bir ve eşit gören, gösteren ve buna da sonuna kadar devam edecek olan engin bir fıtrat ve fazilete sahibiz. Ben demiyoruz, herkesi biz görüyoruz. Nefsani hareket etmiyoruz. Hiç kimseyi dışlamıyoruz. Hiç kimseyi hor görmüyoruz. Millet birdir, devlet birdir, bayrak birdir, vatan birdir, devlet birdir, Türkçemiz hepimizin ağzındaki ana sütüdür.”
Yazının devamı için tıklayın