MHP Genel Merkezi, olağanüstü kongre çağrısında bulunan muhalif kanadın açtığı davada savunmasını verdi. Genel Merkez Avukatı Yücel Bulut tarafından hazırlanan savunmada, "Olağan Büyük Kurultay'ın toplanmasına ilişkin takvim açıklanmış, 18 Mart 2018 olarak belirlenmişti. 10 ay sonra böyle bir taleple ortaya çıkmaları hakkın kötüye kullanımıdır" ifadeleri yer aldı.
MHP Genel Başkanlığı için yarışacaklarını açıklayan Meral Akşener, Sinan Oğan ve Koray Aydın, olağanüstü kurultayda genel başkanlık seçimine izin vermeyen tüzük değişikliği kurultayının toplanması için 543 imza toplayarak bunları Genel Merkez’e sunmuştu. Ancak tavrını daha önce “Kurultay toplanmayacak” diye net bir dille açıklayan MHP yönetimi bu talebe resmi bir yanıt vermemişti. MHP'de topladığı 543 imzayla olağanüstü kurultay isteyen muhalefet Genel Merkez'den yanıt alamayınca, muhaliflerin avukatları "Kurultay Çağrı Heyeti" oluşturularak partinin olağanüstü kurultaya götürülmesi mahkemeye taşınmıştı.
Milliyet'ten Önder Yılmaz'ın haberine göre; MHP Genel Merkezi, olağanüstü kongre çağrısında bulunan muhalif kanadın açtığı davada savunmasını verdi. Genel Merkez Avukatı Yücel Bulut tarafından hazırlanan 45 sayfalık savunmada MHP’nin savunma dayanakları şöyle sıralandı:
Savunmada yargı uygulamalarından örnekler veren MHP, siyasi partiler yasasının 104. maddesini dile getirerek 12. Sulh Huluk Mahkemesi’nin “görevli olamayacağı”nı savundu. MHP yargı yolu sorunu nedeniyle davanın usulten reddine karar verilmesi gerektiğini ifade etti.
MHP’nin ikinci itiraz noktası ise kayyım talebine ilişkin oldu. Yargıtay onayından geçmiş siyasi partilere kayyım atamasına ilişkin herhangi bir örnek bulunmadığını ifade eden MHP, “MHP tüzül kişliğinin organları ile görev başında olduğu” vurgulandı. İlk derece mahkemeleri ve Yargıtay’ın 2011 yılındaki CHP kararına atıf yapılan savunmada, parti organları işbaşında olduğu için kayyım atamasına karar verilemeyeceğini, Anayasa Mahkemesi tarafından ihtar çekilme suretiyle emredici kurallara aykırılığın giderilmesi gerektiği ifade edildi.
MHP’nin 3. itiraz noktası olağanüstü kongre talebine ilişkin olarak verilmiş bir ret kararının henüz bulunmadığı yönünde gerçekleşti. Muhalefetin 30 gün içinde kongrenin yapılamayacağının anlaşıldığı iddiasında bulunduğu ifade edilen savunmada, Genel Merkez’in hangi isürede olağanüstü kongre talebine yanıt vereceği konusunda kanuni bir boşluk olduğu öne sürüldü. MHP, davacılara olağanüstü kurultayın toplanması konusunda ret yanıtı vermedikleri için açılan davanın da reddedilmesi gerektiğini kaydetti.
Savunmada MHP tüzüğünün 63. maddesi gereğinde Genel Merkez’in taktir yetkisi bulunduğu ifade edildi. Parti tüzüğünde “çağrılabilir” ifadesinin kullanıldığına dikkat çekilen savunmada, muhalefetin Saadet Partisi’ne ilişkin yargı kararı dayanağının da geçersiz olduğu iddia edildi. Savunmada, hem konunun Anayasa Mahkemesi’nin görev alanına girdiği hemde Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu düşünüldüğünde bile, MHP ile Saadet Partisi Tüzükleri arasında aynı konuya ilişkin farkın gönünde bulundurulması gerektiğini belirtildi.;
Savunmada, Olağan Büyük Kurultay’ın toplanmasına ilişkin MYK’nın takvimini açıkladığı ve 18 Mart 2018 tarihinde gerçekleştirileceğinin ilan edildiği dile getirildi. 21 Mart 2015 tarihinde yapılan MHP’nin Olağan Kongresi’ne katılan delegelerin tüzük hükümlerinin değiştirilmesine ilişkin herhangi bir taleplerinin olmadığına da dikkat çekilen savunmada, 10 ay sonra böyle bir taleple ortaya çıkıp konuyu yargıya taşımalarının “hakkın kötüye kullanımı” olduğu ifade edildi.
Sonuç bölümünde “Yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları ışığında ‘davaş şartı yokluğundan davanın usulden reddine. Bu itirazımız yerinde görülmez ise, davanın, dilekçemiz içeriğinde açıklanan gerekçeler ışığında esastan reddine karar verilmesini arzı ve talep ederim” denildi.