Muzaffer Gençdoğan / Ankara
MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Bütçe Kanunu Tasarısı’na yönelik BDP’nin muhalefet şerhinde geçen “Türkiye Kürdistan'ı” ifadesinin Anayasaya aykırı olduğunu, bu nedenle suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.
Halaçoğlu, düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin “Bütçe Kanunu Tasarısına BDP’nin yazdığı muhalefet şerhinde geçen ‘Türkiye Kürdistanı’ ifadesine tepki gösterdi. Halaçoğlu, “Bunu kabul etmemiz asla kabul edilmez. Biz bu dokümanı geri iade ederiz. Böyle bir tabir Türkiye’de yoktur. Bu Anayasaya aykırıdır, suçtur ve bunun hakkında da suç duyurusunda bulunuruz” dedi.
“Bu durum, TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerini nasıl etkileyecek?" sorusuna da Halaçoğlu “Parti kurulumuzun alacağı karar doğrultusunda bununla ilgili neler yapılacağını göreceksiniz” yanıtını verdi. Böyle bir ifadenin Diyarbakır’da Başbakan tarafından da kullanıldığının hatırlatılması üzerine Halaçoğlu, şunları kaydetti:
“Başbakan, ‘Atatürk de bunu kullanmıştı’ diyor. Osmanlı döneminde Kürdistan diye belirlenen bölüm ki Atatürk’ün Meclis ikinci gün konuşmasıdır. Bütün geçmiş dönemdeki olayları da özetleyen bir nutku vardır. Bu nutukta o tarih için Süleymaniye Erbil bölgesinde Kürdistan tabiri kullanılır. Tarihin her döneminde de orada Kürdistan vardır ama Türkiye’de yoktur. Başbakan’ın konuşmasında sanki Atatürk ‘Türkiye, Anadolu’ için kullandı gibi ifade etmiştir. Ama daha sonra bunun oraya ait olmadığını da kendisi açıklamak zorunda kalmıştır. Türkiye’de Kürdistan tabirinin kullanılması söz konusu değildir. Ne Kürdistan milletvekili vardır, ne başka bir şey vardır. Dolayısıyla oradaki çarpıtmalar, aldatmacalar Türkiye için kullanılamaz ve bunu oldu bittiye getirmeye kimsenin de hakkı yoktur.”
Halaçoğlu, gazetecilerin “Demokratikleşme paketiyle terör örgütü mahkumlarının ya da suçlularının da siyasi partilere üye olabileceği” yönündeki iddiaları hatırlatmaları üzerine, Başbakan’ın Diyarbakır’da “hayalim” dediği şeyin aslında gerçek olduğunu gösterdiğini ifade etti. Başbakan’ın bir söylediğinin, diğerini tutmadığını iddia eden Halaçoğlu, şöyle devam etti:
“Yüz kızartıcı suçlardan, terörden, ülkeyi yıkmaya, parçalamaya çalışan insanlardan eğer TBMM’yi dolduracak olursanız, TBMM gibi Türkiye’nin en üst, yasama organı olan bir kurumunun ne idüğü belirsiz birtakım insanlarla dolduğunu göz önüne aldığınızda, bu bütün değerleri yok eden Hükümetin böylece TBMM’nin etkinliğini veya değerini sıfıra indirdiği anlamına gelir. Böyle bir şeyin kabul edilmesi mümkün değil. Bunun demokrasiyle falan da alakası yok. Başkalarının hak ve hürriyetlerini kısıtlayan birtakım unsurların ortadan kaldırılması anlamına gelir. O zaman siz demokratikleşme paketi adı altında aslında tam aksine demokrasiyi ayaklar altına alıyorsunuz, yok ediyorsunuz demektir. Siz bütün ülkeyi yıkmaya çalışan, bir sürü insanın 40 bin insanın katline sebep olan kişileri serbest bırakacaksınız, ‘siyaset yolu açtım’ diyeceksiniz. Bu demokrasi değil. İnsanlığa da, hukuka da, herşeye aykırıdır. Bunun kabul edilmesi mümkün değil.”