MHP UZLAŞMAYA AÇIK TBMM (A.A)

-MHP UZLAŞMAYA AÇIK TBMM (A.A) - 05.10.2010 - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, milletin menfaatine ve yararına olacaksa, Anayasa yapımı konusunda uzlaşma ve diyalog arayışlarına her zaman açık olduklarını belirterek, ''Referandum öncesinde ve hemen sonrasında yeni bir anayasa konusunda iştahlı ve heyecanlı olan AKP, şimdi ipe un sermeye başlamıştır. Anlaşılmaktadır ki anayasa konusu önümüzdeki genel seçim çalışmalarında iktidarın başvuracağı bir istismar alanı olacaktır'' dedi. MHP Grubu, Genel Başkan Devlet Bahçeli başkanlığında toplandı. Bahçeli, İstiklal Marşı okunması ve saygı duruşu ile başlayan toplantıda yaptığı konuşmada, Anayasa'nın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek ilk üç maddesiyle ilgili kaygı verici değerlendirmelerin yapılmaya başlandığını ifade etti. Bu değerlendirmelerin, ''kafaların içindeki gizli tarafları ortaya çıkarması bakımından anlamlı olduğunu'' söyleyen Bahçeli, şunları kaydetti: ''Özellikle bu fikir sahibinin Anayasa Mahkemesi Başkanı sıfatı taşıyor olması da dramatik ve sancılı bir aşamaya geldiğimizi göstermiştir. Bölücü niyetlerle örtüşen bu yaklaşımın, anayasayı koruyan bir kurumun başından gelmesi, çözülmenin her tarafa yayıldığına işaret etmektedir. Anayasanın birinci maddesinde ifadesini bulan 'Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir' ibaresi pozitif yönde nasıl ilerletilecektir? Cumhuriyetin ilerletilmesi, başka bir niyete ve yönetim şekline gizli kapaklı bir davetiye midir? İkinci maddedeki hükmün 'donmuş' olarak takdim edilmesi kime ne fayda sağlayacaktır? Üçüncü maddenin neresine ve hangi ilkesine dokunulması içten içe tavsiye edilmektedir? Açıktır ki Anayasanın ilk üç maddesiyle başlatılacak tartışmaların duracağı, kesileceği bir yer ve nokta yoktur. Bu maddelerin yorumlanması bir anlamda, başlayan süreci, milletimizin tasnifine, devletin yönetim biçiminin sahip olduğu milli niteliklerin yeniden tanımlanmasına kadar götürecektir. Karanlıktan aydınlığın taşlanmasına yer ve ihtiyaç yoktur. Kimin aklında ne varsa ortaya koymalıdır. Bu zamana kadar ilk üç maddenin varlığından bölücü emeller dışında rahatsızlık duyan olmamıştır. Burada aklımıza, Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın bir rol paylaşımında taraf olduğu hususu gelmektedir. Çünkü verilen izlenim bu yöndedir. Eğer böyle değilse, durduk yere ve üstelik ilk üç maddeye yönelik mütecaviz eğilimlerin ve girişimlerin varlığı biliniyorken, sözü edilen değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek maddelerin pozitif ilerletilmesi, Cumhuriyetimizin negatif geriletilmesinden başka bir manaya gelmeyecektir.'' -''TEZGAH ALTI YÜRÜTÜLEN PAZARLIKLAR...''- Anayasa değişikliklerinin kabul edilmesini Hükümetin yanlış ve kasıtlı bir şekilde yorumladığını savunan Bahçeli, ''AK Parti zihniyeti, referandumda verilen her 'evet' oyunu adeta 'bölücülerle görüşmek için onay' olarak değerlendirme gafletine düşmüştür. İnanıyorum ki referandumda 'evet' tercihinde bulunan aziz vatandaşlarım, bu tercihini terör örgütüne el uzatılsın diye göstermemiştir. Ya da İmralı'daki katille alenen masaya oturulmasının izni olarak 'evet' dememiştir'' dedi. Türkiye'yi, 13 Eylülden itibaren ''daha tehlikeli ve bölücülüğün siyasi ve sosyal alanlarda hızlanacağı zifiri karanlık bir dönem beklediğini'' öne süren Bahçeli, ''açılım sürecinin hukuksal alt yapısının, anayasa değişiklikleriyle yeni bir evreye girdiğini'' dile getirdi. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Tezgah altı yürütülen pazarlıklar sonuçlanmadığından, terör örgütünün eylemsizliğinin nereye kadar uzayacağı belli değildir. PKK terör örgütü, AKP hükümetine taktik mahiyetli manevralarla varlığını kabul ettirmiştir. Bu gelişmeler karşısında hükümet, PKK'yı kendisine denk bir taraf olarak görmüş ve tehdit karşısında adeta sinmiştir. Bebek katilinin meşru siyasi aktör gibi kuryeler marifetiyle hükümete ve kamuoyuna mesaj iletmesi artık normal gelişmeler arasındadır. AKP kendi eliyle, İmralı'da siyasi bir karargahın kurulmasına harç vermiş ve çalışması için de zihinlerdeki bariyerleri yıkmıştır. Hatta terör örgütü ve kadrolarındaki şımarma öyle bir noktaya ulaşmıştır ki Kandil ile İmralı arasına telefon hattı çekilmesi bile talep edilmiştir. Muhtemeldir ki Söğütözü'ne de bir hat bağlanması için gizli bir el devreye girecektir. Referandumun neticesinden güç alan AKP hükümeti, fırsattan istifade ederek yeni bir anayasa değişikliği sürecinin kurdelesini, siyasi bölücülerle kapalı kapılar arkasında görüşerek kesmiştir. İmralı canisinin mesajları ve Kandil'in dayatmaları Meclis odalarında hükümet üyelerinin ellerine tutuşturulmuştur. İçişleri Bakanı'nın alelacele Irak'ın kuzeyine giderek Peşmerge reisine yüz sürmesi ve destek ve yardım almak için arayış içine girmesi, okyanus ötesine yapılan ziyaretler, AKP'nin gizli gündeminin karanlık bölümlerini birer birer gün ışığına çıkarmaya başlamıştır.'' -''YENİ ANAYASA GEREKLİDİR''- MHP'nin anayasa hazırlığı konusundaki görüşlerinin belli olduğunu belirten Bahçeli, ''Şüphesiz yeni bir anayasa gereklidir ve bunun için lazım gelen girişimler yapılmalıdır'' dedi.  Belirledikleri ilkeler etrafında olmak kaydıyla, milletin menfaatine ve yararına olacaksa, anayasa yapımı konusunda uzlaşma ve diyalog arayışlarına her zaman açık olduklarını bildiren Bahçeli, ''Bölücülüğün demokrasi ve özgürlükle ilişkilendirilmediği, teröristlerin masum kimlik talebi yapanlar olarak görülmediği, farklılıkların özendirilmediği ve tahrik edilmediği, terör elebaşlarının siyasi aktör olarak muhatap kabul edilmediği, etnik kimliklerin cesaretlendirilmediği, boykotların, sokak eylemlerinin, ana dilde eğitim isteklerinin sıradan talepler olarak görülmediği bir ortamda, MHP'nin diyalog çağrılarına bigane kalması düşünülemeyecektir'' diye konuştu. Bahçeli, TBMM'de grubu bulunan ve temsil edilen siyasi partilerden alınacak üyelerle oluşturulmuş ''Anayasa Değişikliği ve Uzlaşma Komisyonu''nun TBMM Başkanı'nın girişimleri ve öncülüğüyle kurulması gerektiğini söyleyerek, ''Partimiz bu komisyona üye verecek olup, gerekli katkıları sağlamaya hazırdır'' dedi. Bahçeli, şunları ifade etti: ''Toplanan bu komisyon, değişikliği konusunda mutabakata vardığı anayasa maddeleri üzerinde 'demokratik sözleşme' yaparak bunu kamuoyuna açıklamalıdır. Milletvekilliği genel seçimlerinin de yakınlığı düşünülerek, değişikliği kararlaştırılan anayasa maddelerinin yasalaşması 2011 yılında teşekkül edecek olan 24. dönem TBMM'ye bırakılmalıdır. Ancak referandum öncesinde ve hemen sonrasında yeni bir anayasa konusunda iştahlı ve heyecanlı olan AKP, şimdi ipe un sermeye başlamıştır. Anlaşılmaktadır ki anayasa konusu önümüzdeki genel seçim çalışmalarında iktidarın başvuracağı bir istismar alanı olacaktır. Anamuhalefet partisinin de günlük değişen politikaları sonucunda, anayasa değişikliği konusunda nerede durduğu tam belli değildir. Türkiye'nin yeni bir tartışma alanına girmeden, demokratik yollardan ve geniş bir uzlaşma iklimi çerçevesinde gerekli anayasa değişikliğini yapabilecek iradeyi gösterebilmesi artık kaçınılmaz hale gelmiştir. İşte biz buradayız ve anayasa değişikliği için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazırız. Kimse kaçmasın, Anayasa üzerinden siyasi çıkar gözetmeye kalkmasın.''