T24 - Dörtyol olayında kullanılan otomobilin sahibi MHP’li Payas Belediye Meclis Üyesi Bestami Kılınç’a ikinci kez gözaltına alındığında polis sorgusunda da savcılık ifadesinde de JİTEM adına çalışıp çalışmadığı yönünde soru yöneltilmediği anlaşıldı.Olaydan sonra ilçedeki Jandarma Komutanlığı’na giderek askerlere ifade verdiği iddia edilen ve JİTEM adına çalıştığı ileri sürülen Kılınç’ın, aslında Dörtyol’da bulunan Kara Hasan Paşa Askeri Kışlası’na getirilerek, Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz’e ve üst rütbeli askerlere olayı anlattığı ortaya çıktı. Hürriyet gazetesinden Arda Akın'ın haberine göre, polisteki sorgusunda 13 soru yöneltilen Kılınç’ın ifadesi şöyle:Soru: 26 Temmuz 2010 günü idaremiz TOKİ konutları önünde saat 18.20 sıralarında size ait olduğu öğrenilen 06 AY 5796 plakalı araçtan inen silahlı şahıslar olay yerinde görevli polislere silahlı eylem yaparak 4 görevli polis memurunu şehit etmişlerdir. Size ait araç silahlı eylem yapan şahıslarca nasıl kullanıldı? Onlarda ne geziyordu, anlatınız?Kılınç: 26 Temmuz sabah saat 09.00 sıralarında 06 AY 5796 plakalı Passat marka aracımla domates ve diğer ihtiyaçları almak için Belen’e gittim. Saat 11.30 sıralarında Payas Beldesi’ne tekrar döndüm. Saat 13.30 sıralarında Paşanın Yaylası’na gitmek üzere yola çıktım. Yaklaşık 9-10 dakika sonra İsdemir’e ait maden ocağına ulaştım. Bu sıra kafam dalgındı. Karşıdan gelen yeni kasa gri renkli kamyonet aracın korna çalması üzerine durdum. Onlar da ben de araçtan indik. Çünkü bu şahıslar jandarma istihbarattan daha önceden tanıdığım şahıslardı. İçlerinden bir tanesini tanımıyordum. Uzman çavuş olarak tanıdığım iki arkadaş bana hitaben yanlarındaki yeni arkadaşın daha önce jandarma istihbaratta görevli Serdar Başçavuş’un yerine gelen başçavuş olduğunu söyleyerek beni tanıştırdılar. İsmini o zaman söylediyse de şu an hatırlamıyorum. Ben genelde Serdar Başçavuş ile görüşürüm. O yüzden diğer iki uzman çavuşun da isimlerini hatırlayamıyorum.‘Sonra geliriz’ dedilerBen, ‘Hayırdır burada ne geziyorsunuz?’ diye sorduğumda uzman çavuşlar da bana hitaben, komutanlarının yeni tayin olduğunu, bölgeyi gezdirdiklerini söylediler. Kendilerine, ‘Hadi yukarı yaylaya gidelim. Size çay kahve ikram edeyim’ dedim. Onlar da bana zamanlarının olmadığını ve daha sonra ziyarete geleceklerini söyleyerek araçlarına bindiler ve Payas Beldesi istikametine doğru gittiler. Bu sıra 2-3 dakika zaman geçti. Daha sonra ben de aracıma binerek yaylaya gitmek üzere yoluma devam ettim.4-5 dakika yoluma devam ettikten sonra Gökçe Ahmet Gediği Mevkii’ne geldiğimde tam virajı dönerken tahminen saat 14.20 sıralarında yolun sağ tarafından elinde M-16 bulunan terörist kıyafetli 1.70 boylarında, kirli sakallı, normal düz saçlı daha önceden büronuzda teşhis ettirmiş olduğunuz ve ismini ilçe emniyet müdürlüğünde öğrenmiş olduğum C.N. isimli örgüt mensubu aracımı durdurmak için sol eliyle işaret etti. Bu arada yolun sağında terörist kıyafetli elinde M-16 bulunan 1.70 boylarında tıraşlı, saçı normal uzunlukta, zayıf beyaz tenli, burnu ince ve uzun kaşları hafif sarımtırak bir kişi daha vardı. Her ikisinin de ayağında Mekap ayakkabı vardı. Ben şahısların terörist olduklarını anladım.Ellerinde uzun namlulu silah olduğundan yolun sağına çekip durdum. Bana araçtan inmemi söylediler. Ben de indim. Ağaçların arkasından, altında koyu gri eşofman, üzerinde ise maviyi andırır tişört bulunan 1.70 boylarında parlak simalı, saçı asker traşlı sakalsız bıyıksız, 23-25 yaşlarında olan şahıs bulunduğumuz yere geldi. Bu arada beni aracımla birlikte durduran o iki terörist kıyafetli şahıs yolun sağ tarafını göstererek ‘Şurada seninle biraz konuşalım’ dedi. Elinde roketatar vardıBu arada eşofmanlı şahsın geldiği yerden iki sivil giyimli şahıs daha ağaçların arasından heyecanlı halde indiler. Beni, araçtan tahminen 20 metre kadar uzağa götürdüler. İki terörist kıyafetli şahısla birlikte otururken üzerinde eşofman bulunan şahıs yanımıza doğru geldi. Bir elinde roketatar vardı, diğerinde ise benim aracımda bulunan ve içinde domates, kola ile çekirdeğin olduğu poşeti yanımıza attı. Daha sonra cep telefonumu ve ehliyetimi sordu. Ben de telefonla ehliyetin araçta olduğunu söyledim. Daha sonra evimin anahtarı ve cep telefonuyla yanıma geldi. Telefonun bataryasını ve SIM kartını çıkararak bana uzattı. Ben de sigaramı istedim. Araçtaki sigarayı alarak bana doğru attı. ‘Sana bu biz gelene kadar yeter’ dedi. Bana orada bulunan hiç kimse ne arabayı durdurduklarında ne de orada otururken nüfus cüzdanımı sormadı. Sadece adımı sordular. Bana araçla Payas’a gidip erzak alacaklarını söylediler. Kendilerine ‘Ben de sizinle geleceğim’ deyince, ‘Sen otur rahat ol’ dediler. Ben bu arada arabamda gaz ve benzin olmadığımı söyledim. Yanımda oturan teröristler, diğer üç sivil giyimli şahsı göstererek ‘Bunlar alır’ dediler. Daha sonra sivil kıyafetli şahıslardan biri elindeki roketle arabaya doğru gitti. Aracıma başka şeyler daha götürdüler ama ne olduklarını göremedim. 1-2 dakika sonra patinaj sesi geldi. Daha sonra yanlarında kaldığım teröristlerden C.N. benimle sohbet etmek istedi. Bana, ‘Aslında biz silah bırakmak istiyorduk ancak Ahmet Türk’e yapılan yumruklu saldırı ve gözaltına alınan BDP’li belediye başkanları nedeniyle eylemlere devam ediyoruz’ dedi. Denizciler Beldesi’nde otoban gişelerindeki polise yönelik eylemi de kendilerinin yaptıklarını anlattı.
Birlikte yemek de yedikDaha sonra benim arabamdan aldıkları yiyecek poşetlerini açtılar. Birlikte yedik. İki ayrı radyo dinliyorlardı. Birinden Kürtçe, diğerinden Türkçe yayın yapılıyordu. Sanıyorum haberleri dinliyorlardı. Ben onlara ‘Amanos’taki yöneticiniz kim’ diye sordum. O da bana ‘Gel oraları karıştırma’ diyerek beni susturdu. Bir süre sonra aralarında Kürtçe konuşarak bana, ‘Galiba bizim arkadaşlar gecikecek, sen şuradaki malzemelerini al yola in, gelen bir yaylacı arabasına binersin, yaylana gidersin. Arabanı da gasp ettiğimizi söyle. Biz senin arabanı emin bir yere bırakırız. Sen arabana ulaşırsın’ dediler. Ben de malzemeleri alıp yola indim. 3-5 dakika sonra bir motosiklet bana yanaştı. Şahsın Çağlalı Köyü Muhtarı Yusuf Erdem olduğunu gördüm. Yanında da bir kız çocuğu vardı. Selam verdi ve ‘Hayırdır Bestami’ dedi. Ben de aracımın gazının bittiğini söyledim. Muhtarı riske atmamak için olayı ona anlatmadım. Çünkü teröristler yakındaydı. Muhtar gittikten birkaç dakika sonra yaylada yaşayan Ökkeş Kaplankıran kendine ait aracıyla yoldan geçerken yanımda durdu. ‘Dayıoğlu sen burada ne geziyorsun? Aşağıda olanları duymadın mı? Üç şehit bir yaralı var. Arabayı da Çağlalı Köyü’ne bırakıp kaçmışlar’ dedi. Daha sonra arabaya bindim. Şehit olayını öğrendiğim için içimden ‘Eyvah’ dedim. Köye bırakılan aracın benim olacağını düşündüm.Yolda jandarmayı aradımBir süre gittikten sonra telefonuma kartı taktım ve 18.35 sıralarında jandarmaya yeni atanan başçavuşu aradım. Bana şehitlerin bulunduğu bölgeye gittiğini söyledi. Terk edilen aracın markasını sordum. Bana Passat olduğunu söyledi. Bunun üzerine aracın bana ait olduğunu ve kendileriyle görüştükten 5 dakika sonra teröristler tarafından rehin alındığımı anlattım. Komutan bana, ‘Bestami sen neredesin? Biz yanına gelelim’ dedi. Ben de, ‘Abi siz kendinizi riske atmayın ben şimdi yayladayım. Üzerimi değişip sivil araçla hemen geliyorum’ dedim. Bunun üzerine bana, ‘Payas’ın yayla yolu çıkışında bekleriz. Sen hemen yola çık’ dediler. Ben de yeğenime ait Hyundai araçla yola çıktım. Çevre yoluna geldikten birkaç dakika sonra jandarma aynı araçla geldi. Araca bindim ve araç içinde bana olayı anlatmamı söylediler. Ben de size anlattıklarımı onlara anlatmaya başladım. Bu arada Dörtyol İlçesi içinde bulunan Kara Hasan Paşa Askeri Kışlası’na beni getirdiler. Burada tahminen gece saat 02.00 sıralarına kadar kaldım. Bu süre zarfında Vali Bey, üst rütbeli komutanlar benimle olayla ilgili sözlü mülakat yaptılar. Yazılı beyanımı almadılar. Daha sonra saat 02.00 sıralarında polisler kışlaya gelerek beni Dörtyol İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne getirdiler. Burada ifademe başvurdular ve bana Amanos kırsalında bulunan örgütte bulunan teröristlerin fotoğraflarını göstererek teşhis etmemi söylediler. Ben de adını vermiş olduğum C.N. isimli örgüt mensubunu teşhis ettim."Başçavuşla samimiydimSoru: Olay günü ve akabindeki günlerde çeşitli televizyonlara ve haber ajanslarına çıkarak olayla ilgili demeçler verdiniz. Basın mensuplarına neden demeçler verdiniz? Bu demeçlerde yayla yoluna giderken ve yayladan inerken jandarma istihbarat elemanlarıyla karşılaştığınızı ve konuştuğunuzu beyan ediyorsunuz. Bu görevlileri tanıyor musunuz?Kılınç: Ben Payas Belediyesi’nde üç dönemdir belediye meclis üyeliği yaptığımdan ve ayrıca yaylaya gidip geldiğimden dolayı jandarma istihbarat görevlileri ile karşılaşırım, görüşürüm. Özellikle Serdar Başçavuş ile samimiyetim vardı. Ancak o da tayine gitti. O gün tanıştığım jandarma istihbarat başçavuş yeni tayin olmuştu ancak onun yanındaki bir uzman çavuşu Serdar Başçavuş’un yanından tanıyorum. Ama ismini hatırlayamıyorum.” Çayımı içerlerdiKılınç’a Dörtyol Cumhuriyet Başsavcılı-ğı’nda, tanımadığı halde yeni gelen istihbarat başçavuşun numarasını nasıl bulduğu soruldu. Kılınç bu soruya şöyle karşılık verdi: “Kamyonetten inen ve tanıdığımı söylediğim istihbarat görevlisi uzman çavuş, meclis üyesi olduğum için zaman zaman Serdar Başçavuş’la birlikte belediyeye gelerek çayımı içerlerdi. Önemli birşey olursa haber vermemi söylüyorlardı. Serdar Başçavuşun numarası bende vardı ve olayın ardından 0539 519 .... nolu telefonu aradım. Bu numarayı yeni gelen komutan kullanıyordu.”MHP’den istifa ettiHatay'ın Dörtyol İlçesi’nde PKK’lıların 4 polisi şehit ettiği olayda, gasp ederek kullandıkları otomobilin sahibi MHP’li Payas Belde Belediyesi Meclis Üyesi Bestami Kılınç, partisinden istifa etti. MHP Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin, Kılınç’ın kendi ismi üzerinden partinin yıpratıldığını, buna izin vermemek için soruşturmanın sonuna kadar istifa talebinde bulunduğunu söyledi. Kılınç’ın istifasının kabul edildiğini belirten Çirkin, “Soruşturmanın sonunda ortaya çıkacak duruma göre Bestami Kılınç’ın üyeliği yeniden değerlendirilecektir. İstifa talebi kendisinden geldi” dedi. Kılıç'ın 3 çelişkisiDörtyol'da yaşanan olayların ardından tepkilerin odağına yerleşen Payas Belediye Meclis Üyesi Bestami Kılınç’ın ifadeleri arasındaki şu üç çelişki dikkat çekiyor.Kılınç, Hürriyet’e verdiği demeçte kendisini rehin alan teröristlerden birinin gazete okuduğunu diğerinin ise çok kısık sesle radyo dinlediğini söyledi. Kılınç, teröristlerin polis aracına yapılan saldırıyı radyo haberlerinden dinledikten sonra kendisini serbest bıraktıklarını söyledi. Ancak Kılınç, emniyette polise verdiği ifadede ise, teröristlerden birinin Kürtçe diğerinin ise Türkçe yayın yapan iki radyoyu dinlediğini, bir süre sonra kendi aralarında Kürtçe konuştuklarını, ardından arkadaşlarının gecikeceğini söyleyerek, kendisini serbest bıraktıklarını anlattı. Kılınç, 26 Temmuz’da olayın meydana gelmesinden bir gün sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, serbest kaldıktan sonra ilk araçla yaylaya çıktığını anlattı. Ancak Kılınç, gazetecilere, serbest kaldıktan birkaç dakika sonra motosikletiyle yoldan geçen Çağlalık Köyü Muhtarı Yusuf Erdem’in kendisini yaylaya götürmek istediğinden bahsetmedi. Kılınç, gazetecilere verdiği röportajda, jandarmanın kendisini rehin alan teröristleri teşhis etmesi için fotoğraflar gösterdiğini söylerken, emniyetteki ifadesinde ise, teröristleri teşhis etmek için polisin kayıtlarına baktığını ve içlerinden birini tanıdığını anlattı.