MHP’li Özcan Yeniçeri: Demokratik hukuk devletinde polis ‘çek lan aşağıya’ der mi?

Yeniçeri, “Medya böyle yansıtırsa, hiç kuşkunuz olmasın polis kerameti kendinden menkul güç hissedecektir. Orantısız güç de böyle kullanılıyor”. 

T24/ ANKARA   ‘Rencide olduk’ sözleriyle geçtiğimiz haftanın en çok konuşulan ve tartışılan ismi MHP Kütahya Milletvekili Özcan Yeniçeri, manşetlere taşınan trafik polisi durdurmasının perde arkasını T24’e anlattı: "Kütahya’ya giderken hız limitini aşmışız. Trafik polisi, aracımızı durdurdu. İtiraz etmedik. Niye edelim? Ruhsat ve ehliyet istedi, gösterdik. Şoför aynı zamanda "İçeride iki tane milletvekilimiz var" dedi. Polis kimlikleri isterken ‘Çek lan aşağıya’ dedi.”

Yeniçeri’nin T24’e değerlendirmeleri şöyle:

‘Milletvekilliği meslek değil’

"Bir paragraf içinde bir cümleye kendi kafası içinde bilgi yüklemek anlam hırsızlığı yapmaktır. Elbette beni etkiledi siyaseti gözden geçirme gibi bir durumla karşı karşıya kaldım. Benim için çocuklarımdan, uykumdan sağlığımdan taviz vererek yapmaya çalıştığım bir iş. Benim için bir meslek değil. Üniversite üyesiyim.  

‘Siyasete devam edip etmemeyi düşündüm’

"İftira, isnat, itham, tehdit, töhmetler altında siyasete devam edip etmemeyi bile gözden geçirdim. Toplumun talep ettiklerinin bir sözcüsüyüz. Yoksa çıkarların sözcüsüymüş gibi lanse etmek söylenenlerin tam aksi biçimde yorumlamak bana göre hıyanettir. O zaman iyi adam bulamazsınız. Ahlaklı bir adam bulamazsınız çalıştıracak. Nerede bir demagog, hokkabaz, onlar siyasete hakim konuma gelir. Ben de gazeteciyim. 14 yıldır köşe yazıyorum.

  ‘İktidara karşı durmak canavardan daha tehlikeli'

"Milletvekillerine dokunmayın. Çünkü onlar iktidara karşı duruyor. İktidar, çeşitli bahanelerle, kimisini Silivri’ye, kimisini bahane Sincan’a tıkabilir. Bu yönü itibariyle güçlü olmalı. Bu nedenle dokunulmazlığı olmalıdır. İktidara karşı durmak canavara kaşı durmaktan daha tehlikeli. Milletvekilinin hiçbir tavrı kamu vicdanını rencide edecek tarzda olmamalı. Ben, basın toplantısında herhangi bir ayrıcalıktan söz etmedim. Dokunulmazlıklarla ilgili söyledim. Anormal biçimde yorumlanıp yazıldı."

‘İktidar basın toplantılarımı engellemeye çalışıyor’

"Ben bunların niye yapıldığını anladım. Bu bir operasyon. Birilerini rahatsız ettik. Basın toplantı yapmamı engellemeye çalışıyorlar. Ben de meydan okudum. "Sizin başbakanız da, hükümetiniz de, siz de beni susturamazsınız." dedim. "Niye bizi rahatsız ediyorsun diyorlar; git sus" diyorlar. Nasırlarına basıyorum."

'Demokratik devlette ‘lan’ diyemez'

"Verdiğim örnek doğru bir örnekti. Kaliteli bir örnekti. 'Polis devletinde, demokratik hukuk devletinde polisin tutumu farklıdır' dedim. Demokratik hukuk devletinde polis bana ‘lan’ diyemez.  Beni itip kakamaz. Eskiden polisler bizi tutarken sağcı solcu polisler vardı. İterek kakarak yumruklayarak bizi gözetim altına alıyormuş gibi hareket ederdi.  Demokratik devlette bunlar olmaz.  ‘ Hoş geldiniz? Nasılsınız? Hız sınırlarını aştınız? Şu şu muameleyi yapacağım demesi gerekmiyor mu?”

‘Gel lan diyecek adam’

‘Gel lan’ diyecek. Bizim tayin ettiğimiz, atadığımız adam. Vatandaşın vergileriyle tasallut edecek duruma geliyor. Medya, bu haberi öyle  verirse, polis devletini yaratırsınız.

‘Ben Kral Faruk’muyum?’

Burada bazı polislerin vatandaşa karşı tavırları vahim. Bize böyle davranan birisi sıradan bir vatandaşa neler yapmaz ki? Yoksa bana  kimse kimlik soramaz, durduramaz demedim. Böyle şey olur mu? Kral Faruk mu yum ben? Medya böyle yansıtırsa, hiç kuşkunuz olmasın polis kerameti kendinden menkul güç hissedecektir. Orantısız güç de böyle kullanılıyor.