TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun MHP’li üyesi Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan, kara pilot binbaşı O.K'nın 15 Temmuz günü Milli İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) yaptığı ihbardan sonra kurumların aldığı tedbirlerin darbeyi engelleme önlemleri olduğunu söyledi. Erdoğan, "MİT Müsteşarı ile Genelkurmay Başkanı'nın aslında o ihbardan sonra aldıkları tedbirlere bakıldığında her ikisinin de önceden darbeyle ilgili duyumlar var ki darbeyi engelleyecek tedbirler alıyorlar" dedi.
MHP'li Erdoğan, Darbe Girşimini Araştırma Komisyonu Başkanı AKP’li Reşat Petek’in, "Biz Genelkurmay Başkanı'nı, MİT Müsteşarı'nı komisyona davet etmedik ki" açıklamasına dikkati çekti ve "Biz Akar ve Fidan’ın dinlenilmesi konusunda taleplerimiz vardı, CHP’nin, herkesin, hatta kendi milletvekillerinden de talep vardı, onların davet edilmediğini bilmiyorduk. Petek’in açıklamasıyla davet edilmediklerini öğrenmiş olduk" dedi.
MHP’li Erdoğan’ın T24’e komisyona Fidan ve Akar’ın peş peşe gönderdikleri rapor ve 15 Temmuz darbesini MİT’e gelerek haber veren pilot binbaşıyla ilgili değerlendirmeleri şöyle:
"Bana göre en önemlisi Komisyon Başkanı Reşat Petek’in açıklaması. 'Genelkurmay Başkanı ile MİT Müsteşarını Komisyona davet etmedik’ dedi. Bizim talebimiz var, CHP’nin, herkesin, AKP’li vekillerin de talebi var. Başkanlık bize davet edip, etmediklerine ilişkin somut bilgileri vermedikleri için biz ne olduğunu bilmiyorduk. Sorduğumuzda da ‘görüşüyoruz, takip ediyoruz’ falan deniyordu. Devlet edilmediklerini Petek’in son açıklamasıyla öğrendik. Defalarca onların dinlenilmesini söylemişti.
"MİT ve Genelkurmay’dan gelen yanıtların içeriğine baktığımızda esasında kamuoyu tarafından çok bilinmeyen bir şey yok. Bu kadar dar çerçevede açıklamaların, yanıtların niye geciktirildiğini anlamak mümkün değil. Komisyonun şimdiye kadar ki, uğraştığı bilgilere ilave çok fazla bir bilgi yok. Her ikisinde bizi aydınlatacak yeni bir bakış açısı verecek bir bilgi yok. Bunun bu kadar geciktirilmesini anlamak mümkün değil.
MİT’e gelerek ihbarda bulunan kişiyi komisyonda dinlemediğimiz için adamın ne söylediğini ne söylemediğini bilmiyoruz. Böyle bir olayla kendisinin de böyle bir karmaşanını içinde bulunduğunu ve paniklediğini düşünmek lazım. MİT Müsteşarı ile Genelkurmay Başkanı'nın aslında o ihbardan sonra aldıkları tedbirlere bakıldığında, her ikisinin de önceden darbeyle ilgili duyumları var ki; darbeyi engelleyecek tedbirler alıyorlar, adamın ne söylediği çok önemli değil oradan alınan tedbirlere baktığınızda, askeri birlikler gibi tedbirler alıyorsunuz."
Genelkurmay Başkanı orgeneral Hulusi Akar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la görüşmesinin ardından ihbara ilişkin alınan tedbirleri Meclis Komisyonu'na gönderdiği yazılı yanıtlarda şöyle açıklamıştı:
"MİT’ten gelen bilginin teyidi ve netleştirilmesi bakımından ve bilgide belirtilen uçuş faaliyetinin somutlaşması ihtimaline binaen, bu hususun açıklığa kavuşturulması için Genelkurmay Karargâhında bulunan Kara Kuvvetleri Komutanı'na derhal;
"Kurmay Başkanı İhsan Uyar Paşa ile gerekiyorsa olay yerinde tutuklama veya gözaltı yapılması için Adli Müşavir ve Merkez Komutanlığı'ndan personel de alarak Kara Havacılık Komutanlığı'na gitmesini,
"Şüphe uyandırmadan başka bir gerekçe göstererek hangarlarda uçakların ve helikopterlerin durumuna bakmasını,
"Gelen istihbaratın doğruluğunu tetkik etmesini ve gerekli gördüğü her tedbiri almasını emrettim.
"Kara Kuvvetleri Komutanı derhal hareket etti. Bu sırada Genelkurmay II. Başkanı da Hava Kuvvetleri Harekât Merkezini arayarak uçuşların durdurulmasına dair vermiş olduğum emrin yerine getirildiğini teyit ettiğini bildirdi.
"Ayrıca, alınan bu tedbirlerle yetinmeyerek, Ankara Garnizon Komutanı Korgeneral Metin Gürak’ı telefonla aradım. Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı'na gitmesini, hiçbir tankın ve zırhlı aracın birlik dışına çıkmasına müsaade edilmemesini emrettim.
"Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, bu ihbar en başından itibaren çok ciddi bir şekilde ele alınmış ve gerekli tedbirlerin tereddütsüz alınması ve icra edilmesi sağlanmıştır. Kanaatimce, alınan bu tedbirlerden dolayıdır ki, hainler paniğe kapılarak, daha sonra sanık ifadelerinden öğrendiğimize göre geç saatlerde yapmayı (saat 03.00) planladıkları işi öne almak suretiyle erkenden ifşa olmuşlar ve böylelikle darbe girişiminin akamete uğramasındaki önemli bir faktör gerçekleşmiştir.
"Bunun en somut örneği olarak; 15 Temmuz 2016 günü, 'Havadaki askeri uçak ve helikopterlerin meydanlara indirilmesi' emri SKKHM’ne verilmiş ve bu emir en hızlı şekilde ilgili tüm komutanlıklara iletilerek, o an itibariyle havada bulunan uçak ve helikopterler (33 uçak ve helikopter) gecikmeksizin meydanlarına indirilmiştir. Saat 18.30’da SKKHM’ne verdiğim emir 19.06’da ilgili harekât merkezlerine ve bizzat İstanbul’da bulunan Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal' da ulaşmış ve 19.26 itibariyle işlemler tamamlanmıştır. Alınan raporlar ve ceride kayıtları bu hususu teyit etmektedir.
"Ayrıca, alınan bilgi helikopterler tarafından bir eylem yapılabileceği yönünde olmasına rağmen; Kara Kuvvetleri başta olmak üzere Hava Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı uçak ve helikopterlerinin an itibariyle havada olabileceği veya herhangi bir nedenle kalkış yapabileceği değerlendirilerek direktifin kapsamı tedbiren genişletilmiştir. Bu meyanda, ilgili tüm komutanlıklar ile en hızlı irtibat ve koordinasyonu sağlayarak süreci en etkin şekilde takip edebilecek tek merkez SKKIIM’dir. Bu olayda bu husus açıkça görülmüştür.
Özetle ve en basit şekliyle ifade etmek gerekirse; SKKHM, verilen bir emri en kısa sürede en güvenli ve etkili şekilde Türkiye’nin en uç noktasındaki birden fazla birliğe/üsse/hava meydanına/hava araçlarına/gemilere kadar ulaştıran en süratli ve etkili bir araçtır. Dolayısıyla direktifin, Hava Kuvvetleri Komutanı’na ve Muharip Hava Kuvvetleri Komutanına zamanında iletilmesi konusunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. Bugüne kadar Muharip Hava Kuvvetleri Komutanına operasyonel bir emri ilettiğim vaki ve söz konusu değildir. Böyle bir usûl ve teamül de yoktur.
"Söz konusu emrim aynı zamanda ve aynı yöntemle ilgili/yetkili diğer merkezlere de zamanında ulaştırılmıştır."
Erdoğan, 15 Temmuz Komisyonu’nun çeşitli tarihlerdeki toplantılarında MİT Müsteşarı Hakın Fidan ile Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın dinlenilmesini talep etmişti. Tutanaklarda yer alan sözler şöyle:
Mehnet Erdoğan (Muğla) – 15 Temmuz günü MİT Müsteşarı'nın Genelkurmay, Diyanet ve birtakım başka ziyaretleri var kamuoyuna ansıyan. Elbette ki o gün MİT Müsteşarının elinde birtakım bilgiler vardı. Onun çerçevesiyle ilgili ilk bilgisini alacağımız kişilerden birisinin MİT Müsteşarı, Genelkurmay Başkanı, Diyanet İşleri Başkanı olduğunu düşünüyorum. Gene, darbenin siyasi ayağıyla ilgili muhakkak bu yurtta sulh konseyi ile birtakım yerlere ulaşabilmemiz lazım. Gene bu arada, piyasada çok satanlar listesinde yer alan ve özellikle ordunun içindeki yapılanmayla ilgili isimler de kullanarak darbeden aylar önce yayımlanmış “Ağacın Kurdu” diye bir kitap var Mustafa Önsel’in. Muhakkak Komisyonumuz tarafından -darbeden önce bu isimler de bu kitabı yazdığına göre muhakkak bildikleri vardır- bu zatın da bilgisine başvurulması gerektiğini düşünüyorum. Gene arkadaşlar, bu dinlenecek kişilerle ilgili olarak, öncelikle MİT Müsteşarının, Genelkurmay Başkanının, eski Genelkurmay Başkanları Necdet Özel, Hilmi Özkök, İlker Başbuğ’un, Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in dinlenecek kişiler olduğuna ben inanıyorum ve bunları, tabii ki önümüzdeki süreçte listelerimizle ilgili diğer güncellemeleri sürekli olarak yapacağız.