MHP'nin küskün tabanı ne istiyor?

MHP'nin küskün tabanı ne istiyor?

*Rengin Arslan

MHP son dokuz yılın seçim maratonunda en yüksek oyunu 7 Haziran, en düşük oyunu ise 1 Kasım seçimlerinde aldı.

2002 seçimlerinde baraj altında oy alarak Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) dışında kalan MHP o günden bu güne yerel ve genel seçimlerde aldığı oy oranlarını küçük artışlarla da olsa bugüne kadar yükseltmeyi başardı.

Seçmenin MHP'ye veya lideri Devlet Bahçeli'ye küskünlüğü, eleştirileri, MHP oylarının neden başka partilere kaydığı sıkça tartışıldı bu seçim süreçleri arasında.

Şimdi ise 15 Mayıs'a düğümlenmiş bir gündem ve parti dışına taşan bir parti içi tartışma söz konusu.

Herkes için büyük bir hukuk keşmekeşine dönüşen kongre süreci, kongre yapılacak mı yapılmayacak mı sorusu, adayların ve genel merkezin açıklamaları arasında boğulan bir seçmen kitlesi var.

1 Kasım öncesi seçim haberleri için gittiğim Kayseri'de "Bahçeli olduğu sürece oy moy vermiyorum" diyen ülkücünün hislerini paylaşan bir kitle bu.

"7 Haziran'da MHP'ye, 1 Kasım'da AKP'ye oy verenlerin" içinde yer aldığı ama aynı zamanda kendini "aileden ülkücü" veya "30 yıldır" diye tarif eden bir kitle.

 

“Bak partin dağılmış”

 

Babası eski ülkücü Furkan Razgatlı da onlardan biri. Onun eleştirisi "ülkücülük yapamamak".

Bahçeli ile ilgili görüşlerini şöyle anlatıyor: "1 Kasım'da AKP'ye verdim. Normalde babam da ben de ülkücüyüz. Ama Devlet Bahçeli'nin sistemiyle ülkücülük yapılamıyor. Bundan sonra Meral Akşener gelecekse MHP'ye veririm. Yoksa bir daha vermem."

Peki ülkücülük ne onun için? "Sağcı, solcu olmak değil, devleti milleti için çalışmak."

Razgatlı, "(Bahçeli'nin) uzlaştığı hiçbir konu yok ki. Bak partin dağılmış, HDP'nin altına düşmüş. Ama hiçbir şey yapmıyor" diyor.

 

“MHP'nin kökleri kırılıyor”

 

7 Haziran'da "kaçırılan" koalisyon fırsatı herkesin dilinde. Örneğin Yekta Serdaroğlu, sırf seçim hükümeti olarak 3 aylığına bir koalisyon kurulsaydı bile MHP'nin oylarının 1 Kasım'da düşmemiş olacağını düşünüyor.

O da eski ülkücülerden. Kendini "benim abilerim 80 öncesi Ordu Ünye teşkilat kurucularından" diyor ve ekliyor, "MHP'nin kökleri kırılıyor."

Serdaroğlu, "Bahçeli hep kendi bildiğini okuyor. Haziran seçimlerinde AK Parti ile koalisyon olsaydı, hükümet kursaydı bundan fazla oyu olurdu. Bir iki aylığına bile kursa böyle olmazdı. Meral Akşener gelsin, verelim. O zaman dönerim. Başka partiye veremeyeceğimiz için MHP'ye verdim."

 

“Her şeye rağmen Devlet Bahçeli”

 

Kimi bu değişiklik isteğini taze bir kan, kimi kesinlikle gerçekleşmesi gereken zaruri bir ihtiyaç, kimi ise partinin varlığı için hayat memat meselesi olarak görüyor.

Aralarında 1 Kasım'da AKP'ye vermiş olmasına rağmen, şimdi yeniden seçim olsa Devlet Bahçeli'nin liderliğinde bir partiye vereceğini söyleyenler de var.

Eskiden beri MHP'li olan Kenan Gani onlardan biri, "Yine de bir daha seçim olsa Bahçeli partinin başında kalsa da yine ona veririm. 1 Kasım bir seferlik bir oydu. Çünkü Bahçeli Meral Akşener'den daha iyi bence."

Konuştuklarım arasında Meral Akşener'i olduğu kadar Sinan Oğan'ı destekleyenler de var. Devlet Bahçeli'nin liderliği nedeniyle bugüne kadar sadece AKP'ye oy vermiş olan 28 yaşındaki Sedat Özel ile dükkanında sohbet ediyoruz.

"Devlet Bahçeli'nin olmadığı yıllara yetişemedim" ben diyor ve olayları herkesten geriye götürerek, idamın kaldırılması için dönemin hükümetine verdiği destekle açıklıyor eleştirisini.

7 Haziran için ise "ekonomi bakanlığını isteyebilirdi, o zaman otururdu paranın başına, çaldırmazdı" diyor.

 

“Bu sel gelip geçici bir heves değil”

 

Onun için MHP'ye oy vermenin tek şartı, Sinan Oğan'ın başa geçmesi.

AKP'ye desteğini ise şöyle açıklıyor: "AKP kötünün iyisi olduğu için hükümeti yönetiyor. Ben ne başkanlık sistemini desteklerim ne de başka bir şey. Parlamenter sistemin değişmemesi lazım" diyerek buradaki şerhini dile getiriyor.

MHP bugüne kadar pek çok olaylı kongre gördü, pek çok muhalif aday Devlet Bahçeli'ye karşı aday oldu veya olmak istedi. Ancak bugün en azından küskün taban için Bahçeli'ye yönelik eleştirinin kısa bir sürenin birikimi olduğunu söylemek zor.

Yıllar içerisinde birikmiş bir tepki var ve seslerinin duyulmasını istiyor.

Seçmenin gündemi 15 Mayıs'ta kongre yapılacak mı yapılmayacak mı sorusunun ötesinde.

Değişim, inisiyatif, iktidar ortağı, umut, taze kan kelimeleri etrafında şekilleniyor talepleri.

İsminin yazılmasını istemeyen bir MHP ilçe yöneticisinin söylediği şu sözler genel bir hissiyatı yansıtır durumda:

"Bu bir sel, gelip geçici bir heves değil, Bahçeli'nin bunun önünde durmaması lazım."