Uşak’ta, Millet Bahçesi yapılan bölgede yer alan 74 yıllık Uşak Endüstri Meslek Lisesi’nin binası, kaderine terk edildi. Binanın akıbeti konusundaki belirsizlikse sürüyor.
Uşak Endüstri Meslek Lisesi, 1947’de inşa edildi. 2014’te yapımına başlanan ve 2018’de Millet Bahçesi adını alan Uşak Kent Park Projesi kapsamında “okullar bölgesi” olarak adlandırılan bölümde yıkım çalışmaları başlatıldı. Şu zamana kadar kız meslek lisesi, meteoroloji binası ve lojmanları, adliye binası, endüstri meslek lisesinin tarihi olmayan bölümleri, Atatürk Spor Salonu ve Güzel Sanatlar Lisesi Millet Bahçesi yapılmak üzere yıkıldı. 110 bin metrekarelik bir alan üzerine planlanan parkın sadece 20 bin metrekaresi park işlevini görecek. Geri kalan bölümler ise şimdilik boş durumda olduğu için otopark olarak kullanılıyor. Uşaklılar, otopark olarak kullanılan alan nedeniyle yazın tozdan, kışın çamurdan şikâyetçi.
Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı'nın haber portalı, Gazetecilik Platformu'ndan Ahmet Çağatay Bayraktar'ın haberine göre, tarihi niteliği bulunan Uşak Endüstri Meslek Lisesi binası da belirsizliğin kurbanlarından. Millet Bahçesi projesinin Uşak Belediyesi’ndeki bütçe yetersizliği nedeniyle TOKİ’ye devredilmesi, projenin şu anda yarım kalmasına yol açtı. Bu nedenle, binanın akıbeti de belirsiz hale geldi. Herhangi bir güvenlik önlemi olmadığı için metruk durumdaki binanın içinde istenmeyen görüntüler ortaya çıkıyor. Kaderine terk edilen binada bali ve tiner paketleri dikkati çekiyor. Bu durum çevre sakinlerini de tedirgin ediyor.
Uşak Mimarlar Odası Başkanı Çağlar Samancı, ne belediyenin ne de TOKİ’nin Millet Bahçesi konusunda kendileriyle herhangi bir bilgi paylaştığını söyledi. Samancı, şöyle devam etti:
“Şu anda bina atıl durumda bekliyor. 2014’ten beri buradaki yıkım faaliyetleri yanlış bir şekilde yapılıyor. Bu proje için tarihi özellik taşıyan Hükümet Konağı’nın yıkılacağı da söyleniyor. Bu konuda muhatap aradığımızda da maalesef ne belediyeyi ne de valiliği görebiliyoruz. Millet Bahçesi Projesi hakkındaki bilgiler tamamen söylentilerden ibaret. Kamuoyuna da gerekli bilgilendirme yapmadılar. Hükümet normalde yaptığı her proje için gösterişli tanıtım toplantıları yaparken Millet Bahçesi için böyle bir tanıtım toplantısı yapılmadı. Çünkü Uşak halkının tepkisini toplayacaklarını biliyorlardı”.
Kent hafızasının bu noktada önemli olduğunu söyleyen Çağlar Samancı, “Bir Uşaklı’nın 50 sene sonra bile bu şehri tanıması ve hatırlaması için belli başlı mimari yapıların korunması gerekir” dedi. Şehirlerin insanlar gibi doğup büyüdüklerini ve yaşlanan bölümlerinin yenilenmesi gerektiğini söyleyen Samancı sözlerini şöyle sürdürdü: “Uşak Mimarlar Odası olarak değişime, yenilenmeye karşı değiliz. Fakat bu değişim ve yenilenme halkın lehine, kentteki sivil toplum örgütleriyle birlikte gerçekleştirilmelidir. Uşak Millet Bahçesi Projesi’nde ise tepeden inme bir anlayış söz konusu. Uşak’ı bilmeyen, halkın ihtiyaçlarını bilmeyen kişiler Uşak’ı değiştirmeye çalışıyor. Şimdi yeşil alan olarak tasarlanan Millet Bahçesi’ne 3000 kişilik camii yapılması planlanıyor. Bu bölgeye bu büyüklükte bir cami yapılması israftır, Uşak’ın bu büyüklükte bir camiye ihtiyacı yoktur. Uşak’ın şehircilik açısından öncelikli sorunları varken ve şehir merkezindeki mevcut camiler yeterliyken, 3000 kişilik cami 200 bin nüfuslu Uşak için gereksiz”.
Uşak Endüstri Meslek Lisesi’nde 1978-1986 yılları arasında Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni ve müdür yardımcılığı yapan Alaettin Bayraktar, lisenin bir zamanlar Uşak’ın önemli eğitim kurumlarından biri olduğunu söylüyor. Lisenin yeni taşındığı yerin şehir merkezinden uzak olduğuna dikkat çeken Bayraktar, bu durumun öğrencilerin ve öğretmenlerin ulaşımında zorluk oluşturduğunu ifade ederek şöyle devam ediyor:
“Lisede çalıştığım zamanlarda eğitim-öğretim faaliyetlerinin yanında öğrencilerin aktif bir şekilde üretim yaptığını da gördük. Millet Bahçesi projesi için Endüstri Meslek Lisesi, Kız Meslek Lisesi ve Uşak Lisesi’ni şehrin uzak noktalarına taşıdılar. Buradaki öğrenciler eskiden bir arada şehrin merkezinde okumanın rahatlığı içindeydi. Endüstri Meslek Lisesi’nin şu anda bulunduğu yer itibariyle atölye sayılarının ve fiziksel büyüklüğünün yetersiz olduğunu da duyuyoruz. 1980 Darbesi ile öğrencilerin şehirden uzaklaşarak apolitikleştirilmesi için üniversitelerin şehir dışına alınmasının bir benzerini, liselerin Uşak’ın dışına taşınmasında görüyoruz. Buraya Sanat Okulu dendiği zamanlarda çalıştım, ama günümüzde buradaki öğrencilerin kendilerini geliştirecekleri ve çalışabilecekleri yeterli atölyeleri yok. Şimdi atıl bırakılan Endüstri Meslek Lisesi binasının yine bir eğitim kurumu veya kültür merkezi olarak yenilenmesini umuyorum.”
1967-1969 yılları arasında Uşak Endüstri Meslek Lisesi’nde demircilik bölümünde eğitim gören ve aynı lisede 1973-1995 yılları arasında demircilik derslerini veren Avni Soyöz de lisenin taşınmasına karşı olanlardan. Zaman içinde binaya gerekli ilavelerin yapıldığını söyleyen Soyöz, tarihi binanın şu anki durumunu “içler acısı” olarak nitelendiriyor. Soyöz, şunları anlatıyor:
“Şimdi binanın taşındığı yerde atölyeler yetersiz, öğrenciler verimli bir şekilde çalışamıyor. Benim eğitim gördüğüm ve ders verdiğim dönemde Endüstri Meslek Lisesi’nde okumak bir başarı göstergesiydi. Fakat zamanla üretimin önemsizleştirilmesiyle lisenin kalitesi düştü, burası ikinci plana atıldı. Hâlbuki her sene sonunda öğrenciler yaptıkları çalışmayı spor salonunda sergileyerek, başarılarını diğer liselerde okuyan arkadaşlarına ve Uşaklılara gösterirdi. Lise binasının şimdi atıl durumda bırakılması, buradaki diğer liselerin de yıkılması ve Millet Bahçesi’nin yarım bırakılması, bu projenin Uşak’a uygun olmadığının bir göstergesi. Bina şimdi terk edilmiş durumda, çevrede herhangi bir güvenlik önlemi olmadığı için şehrin merkezinde güvenliği tehdit eden bir durum ortaya çıkıyor. Eskiden ders aldığım, ders verdiğim atölyelerimizi ve okulumuzu bu halde görmek çok üzücü.”