Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) Pendik Millet Bahçesi çalışmaları kapsamında bölgedeki yapı malzemesi şirketi YTONG fabrikasını yıkıyor. Fabrikanın çatısındaki malzemelerde kanser yapıcı maddeler arasında yer alan asbest olduğu, yıkımın önlem alınmadan yapıldığı iddia ediliyor. Yetkili kurumlara başvuran Asbest ve Tehlikeli Atıklar Derneği Başkanı Cafer Fidan, bir yanıt alamadığını belirterek “Asbestli malzemeler etrafa yayıldı, çalışmalar sürdükçe insanlar etkilenmeye devam ediyor. Ayrıca toprağa da karıştı. Millet bahçesi olunca da insanları etkilemeye devam edecek” dedi.
Cumhuriyet'ten Hazal Ocak'ın haberine göre Pendik’te 1963 yılında 300 dönüm arazi üzerine kurulan YTONG fabrikası geçen ocak ayında yıkılmaya başlandı. Yerine millet bahçesi yapılacak. 17 Ocak’ta Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) başvuran Cafer Fidan “Tesis hiçbir tehlikeli atık özellikle asbest envanteri yapılmadan yıkılıyor. Yüzde 90’ı asbest olduğu bilinen çatı kaplama eternitleri uygun söküm ve bertaraf yapılmadan yıkılmaktadır. Yıkımın çevre sağlığına etki etmeden acil durdurulması gerekmektedir” ifadelerini kullandı. Ancak başvurusundan bir sonuç alamadı. Gazetemize konuşan Fidan, buraya ilişkin herhangi bir rapor hazırlanıp hazırlanmadığını ve sonucunu da yetkili kurumlara sorduğunu ancak hiçbir dönüş olmadığı belirtti. Fidan, “Geri dönüş yapılmamasından herhangi bir envanter raporu yapılmadığını anlıyoruz. Orada sadece asbest envanterinin yapılması da yeterli değil, tehlikeli atık envanterinin de uzman kişilerce yapılması gerekiyordu. Fabrika, bu işlemden sonra yıkılmaya başlanmalıydı. Özel koruma yöntemleriyle oradaki tehlikeli atığın bertaraf tesisine gönderilmesi gerekiyordu” dedi.
Yıkım nedeniyle asbestin bütün alana yayıldığına dikkati çeken Asbest ve Tehlikeli Atıklar Derneği Başkanı Cafer Fidan şöyle konuştu: “Orada yapılan her çalışma lifleri yeniden havaya kaldırarak çevredeki tüm insanları etkiliyor. Millet bahçesi yapıldıktan sonra da o lifler devamlı o toprağın içinde olduğu için çevreye yayılacak ve insanları etkilemeye devam edecek. Ne yazık ki bu tür durumlar devlet kurumlarında çok sık rastlıyoruz. İşin kötü tarafı çıkarılan yönetmeliklere rağmen bu işin devlet kurumları nezdinde kabul görmemesi ve devlet kurumları tarafından oluşturulması gereken kültürün hâlâ hiçbir şekilde uygulanmadığı ve göz ardı edildiği görülmektedir. Bu da bu işin vahim durumudur.”