Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ve milletvekilliği düşürülen Ömer Faruk Gergerlioğlu, TBMM Genel Kurulu'nda açıklama yaptı. Gergerlioğlu ""Şu anda da ben ve arkadaşlarım doğru şeyler söylediğimiz için için cezalandırılıyoruz. Ama biz yolumuzdan vazgeçmeyiz. Milletvekilliğinden suni kararla bizi ihraç etmiş olabilirler ama biz yine bu vekilliği çok iyi biliyoruz, milletin kalbindeyiz bağrındayız" dedi.
Sancar ise açıklamasında ""Demokrasiden yana olan adalet isteyen huzurlu bir gelecek arzulayan bütün çevrelere, Türkiye'de yaşayan bütün insanlara çağrımızdır. Gelin bu yolu birlikte yürüyelim. Zulme, haksızlığa ve adaletsizliğe karşı mücadeleyi büyütelim. Halkın temsilcileri boyun eğmez. Biz halkız o yüzden boyun eğmeyiz. Saldırılar da bizi tüketmez. Tam tersine çoğalarak gideriz" dedi.
TIKLAYIN | HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun milletvekilliği düşürüldü
TIKLAYIN | HDP'li Gergerlioğlu: Bugün Meclis'te direnebildiğim kadar direneceğim, yapılan millî iradeye saldırı
TIKLAYIN | Milletvekilliği düşürülen HDP'li Gergerlioğlu: Bu anayasayı çiğneyen siyasi bir karar
"Bütün değerli kamuoyuna tekrar seslenmiş olalım. Kamuoyu şunu bilsin ki biz HDP olarak bu zulümlere ne ilk kez uğradık ne son olacak. Ama bu zulümleri bitirmek için mücadeleyi hiç bitirmeyeceğiz. İnsan hakları ihlallerine karşı yoğun bir mücadele vereceğiz. Kürt meselesinde adil bir çözümün sağlanması için canla başla mücadele etmeye devam edeceğiz."
"Biz milletvekili olsak da olmasak da bu topraklarda kardeşliğin, barışın, adaletin tesis edilmesi için uğraş vereceğiz. Ben şahsen milletvekili olmadan önce de bu milletin sorunları ile yoğun bir şekilde uğraşan bir insan hakları savunucuydum. Milletvekili olunca da aynı şeyi yaptım. Tüm insan hakları ihlallerinde elimden gelen tüm gücümle mücadele ettim. Şu anda milletvekilliği benden alınmış olsa da aynı şeyleri söylemeye devam edeceğim."
"27 yıllık uzman doktor hayatımda sırf Kürt meselesinde barışı önerdiğim, çatışma dışında barış çözümünün olması gerektiğini söylediğim için ihraç edildim ve her türlü haksız muameleye uğradım. Sivil ölümü, soykırım muamelelerine uğradım, üyesi olduğumu dernekler kapatıldı. İş bulamadım çünkü kimse iş vermedi. Kocaeli'den Batman'a giderek çalışmak zorunda kaldım. Ne insan hakları konusunda ne Kürt meselisindeki görüşlerimden bir milim geri adım atmadım."
"Sonunda bu millet bize Kocaeli'den milletvekilliğini tevdi etti. Bu benim için büyük onurdu milletvekilliğinin hakkını vermeye çalıştık. Bizi uzman doktorluktan ihraç edip soykırım muamelelerine uğrattıktan sonra bu millet bizi milletin meclisine yolladı. Çok onurlu bir görevle görevlendirdi. Şu anda da devlet ve iktidarın kararıyla anayasayı çiğneyen yargı kararıyla bunun manivelası olmuş Meclis Başkanlığı kararıyla milletvekilliğim düşürüldü. Tekrar hakkı hukuku söylediğimiz için elimizden ehliyetlerimiz, milletin verdiği irade alınmaya çalışıyor. Dün KHK ile ihraç edildiğimde bir zarar verebildiler, çünkü doğru şeyler söylüyorduk, doğru şeyler söylediğimiz için cezalandırılıyorduk."
"Şu anda da ben ve arkadaşlarım doğru şeyler söylediğimiz için için cezalandırılıyoruz. Ama biz yolumuzdan vazgeçmeyiz. Milletvekilliğinden suni kararla bizi ihraç etmiş olabilirler ama biz yine bu vekilliği çok iyi biliyoruz, milletin kalbindeyiz bağrındayız. Biz koltukların vekili değiliz, kalplerin gönüllerin vekiliyiz. Bunu da herkes çok iyi bilsin. Canla başla tüm halklarımız için çalışıyoruz. Kürt ve Türk halklarının kardeşliğine inanıyoruz. Ve diğer tüm hakların kardeşliğine inanıyoruz. Hep bir birlikte a'dan z'ye tüm dini ve etnik ve mezhebi grupların eşitliğine ve adalete inanıyoruz. Ve bunun için de mücadeleye devam edeceğiz."
"Maalesef bu Meclis'te 1994'te olduğu gibi, 1999'da Merve Kavakçı'ya yaşatıldığı gibi kötü bir tarihi gün yaşatıldı. Böyle zulmen bir kararla beni milletvekilliğinden ihraç ettiklerini düşünüyorlar ama yaptıkları sadece bu karar değil. Zulmen önceki dönem Eş Genel Başkanlarımız Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ başta olmak üzere onlarca vekil arkadaşımız ve partili binlerce arkadaşımız zulmen cezaevinde tutuluyor."
"Bizi cezalandırdıklarını sanıyorlar ama şunu unutuyorlar. Bizler bu toprakların umuduyuz. Bizler bu topraklarda barışın teminatıyız ve mücadeleye halkımız için tüm halklar için mücadeleye devam edeceğiz. Ben tekrar söylüyorum. Yaşamak direnmektir. Berxwedan Jiyan e. Yaşasın halkların kardeşliği, bijî biratiya gelan."
Gergerlioğlu'nun ardından konuşan Sancar'ın açıklaması şöyle:
"Ömer Faruk Gergerlioğlu arkadaşımızın vekilliğinin düşürülmesini hukuk ile açıklamak ve hukuk üzerinden konuşmak saçmalıktır. Bu apaçık siyasi bir operasyondur. Bu demokrasiye darbe operasyonunun yeni bir adımıdır. Bu halkın iradesine saldırıdır. Bu Meclis'e yeni bir darbedir. O nedenle burada hukuku kullanarak tartışmayı yürütmeye çalışmak bu zulüm düzenine hizmet etmekten başka bir anlam taşımaz."
"Hukuk yok, anayasa yok. Darbe operasyonu var ama direnen HDP'dir. Direnen halkın vekilleri var. Ömer Faruk Gergerlioğlu gibi boyun eğmeyen temsilcileri var. Bu saldırılara karşı dimdik durmaya devam edeceğimizden hiç kimsenin kuşkusu yoktur, olmaması gerektiğini bir kez daha ilan ediyoruz. Asla boyun eğmeyeceğiz. Demokratik siyasette ısrarımızı koruyacağız. Bu ısrarı kararlılıkla sürdüreceğiz. Demokratik mücadelenin her alanında varlığımızı sürdüreceğiz. Yolumuza devam edeceğiz. Bu zulüm düzenini bu haksızlık adaletsizlik düzenini ancak bu kararlı yürüyüş sona erdirebilir ve bu kararlı yürüyüşün büyümesi gerekiyor."
"Demokrasiden yana olan adalet isteyen huzurlu bir gelecek arzulayan bütün çevrelere, Türkiye'de yaşayan bütün insanlara çağrımızdır. Gelin bu yolu birlikte yürüyelim. Zulme, haksızlığa ve adaletsizliğe karşı mücadeleyi büyütelim. Halkın temsilcileri boyun eğmez. Biz halkız o yüzden boyun eğmeyiz. Saldırılar da bizi tüketmez. Tam tersine çoğalarak gideriz. Ömer Faruk Gergerlioğlu arkadaşımız gibi daha önce bu operasyonlara hedef olan bütün diğer arkadaşlarımız bizim onurumuzdur. Halkımızın meşru temsilcileridir. Onlarla her alanda birlikteyiz. Halkımızın içindeyiz. Bu yürüyüşümüzü ve tavrımızı kararlı ve tavizsiz bir şekilde sürdüreceğiz.
Yolumuz açıktır, mutlaka başaracağız."