Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, ilkokullarda okutulan "Andımız" uygulamasının kaldırılması konusunda, "Gerek içerik gerek uygulama biçimi açısından çok eleştirilen, artık militarist çağrışımları çok yüksek olan bu uygulamayı kaldırarak, çocuklarımızı rahatlatacağımızı ümit ediyoruz" dedi. Avcı, 1 hafta içinde 'Andımız' ile ilgili bir değişikliğin yapılacağını da açıkladı.
Nabi Avcı, Milli Eğitim Bakanlığının ev sahipliğinde düzenlenen OECD Eğitim Bakanları Gayriresmi Toplantısına katılan bakan ve ülke temsilcilerine yemek verdi. Burada, Anadolu Ajansı İstanbul Bölge Müdürü Mustafa Ekici'nin de yer aldığı çeşitli medya kuruluşu temsilcileriyle bir araya gelen Nabi Avcı, gündeme ilişkin soruları cevapladı.
Demokratikleşme paketiyle getirilen düzenlemelerin Çözüm Süreci'ne "psikolojik katkı" sağlayacağına inandığını ifade eden Avcı, "devletin etnik gruplara eşit mesafede olduğu" yönündeki söylemlerin karşılık bulacağı bir uygulama olacağını kaydetti.
Uzun dönemdir, toplumun farklı kesimlerinden "Andımız" uygulamasına yönelik eleştirilerin bulunduğunu hatırlatan Avcı, "Gerek içerik gerek uygulama biçimi açısından çok eleştirilen, artık militarist çağrışımları çok yüksek olan bu uygulamayı kaldırarak, çocuklarımızı rahatlatacağımızı ümit ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Avcı, "Oluşan boşluk herhangi bir şeyle dolduracak mı?" şeklindeki soruyu, "Öyle bir boşluk yok. Merak etmeyin" diyerek yanıtladı.
"(Çocuklar şarkı söylesin) diyenler var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?" sorusuna Avcı, "O bile, 'Bunsuz yapamayızın' bir başka versiyonu. Çocuklar gelecekler -zaten üşüyerek geliyorlar- hemen sıcacık sınıflarına girecekler" diye konuştu.
Avcı, "Andımız" uygulaması konusundaki yönetmeliğin hazır olduğunu, Resmi Gazete'de yayımlanması halinde yürürlüğe gireceğini bildirdi.
'Okul isterse Andımızı okutabilecek mi?'
Avcı, özel okulların "Andımız"ı okutmaya devam edip edemeyeceği yönündeki soruyu şöyle yanıtladı:
"Bu, yönetmelik gereği yapılıyordu. Olmayınca yapmayacağız. Milli Eğitime bağlı okullarda hangi gün, hangi eğitimin yapılacağı, 23 Nisan nasıl kutlanır, 10 Kasım'da anma nasıl yapılır, bayrak töreni nasıl yapılır, dersler nasıl yapılır, İstiklal Marşı nasıl söylenir bunlar net tanımlanmış şeylerdir. Dolayısıyla öğretmenler ve okullar, kafalarına göre yeni ritüeller yapamazlar; yapmazlar."
Anayasa'nın 42. maddesinde yer alan "Türkçe'den başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez" şeklindeki ifadenin hatırlatılması üzerine ise Bakan Nabi Avcı, şunları söyledi:
"Tıpkı İngilizce, Fransızca, Almanca eğitim gören okullarda olduğu gibi, açılabilecek bu okullarda da belli dersler Türkçe olmak zorunda zaten. Azınlık okullarında da öyledir. Yabancı dille eğitim veren kolejlerde de öyle. Yine belli dersler, mahalli dillerde Kırmanci, Zazaki, Lazca, Adigece, Gürcüce, Arapça olabilir. Süryanice zaten olacak, onlar hazırlık içindeler. Dolayısıyla belli dersleri Süryanice, Zazaki, Kırmanci okuyabilirler. Talim Terbiye Kurulunun kararıyla olabilir."
Yerel dillerde eğitim yapacak okullarda gerekli niteliklere haiz öğretmen sayısı konusunda çekinceleri bulunduğunu ifade eden Avcı, "Çünkü bizim şimdiye kadar ki hazırlığımız, seçmeli ders olarak seçilen Kürtçe, Zazaki ve Kırmanci dilini bilmek. Bir dili bilmek, o dilde bir dersi öğretmek için yeterli olmaz ama onlar da yetişir. Yani muhtemelen en çok hangi derste talep olur, hangi derste kullanılmasını bu okullar tercih ederler? Bunlar karşılıklı konuşarak, müzakere ederek çözülür. Bu okulların müfredatları Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanır, Talim ve Terbiye Kurulu tarafından denetlenir ve bu okullar da Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olur" bilgisini verdi.
Bakan Avcı, okulların en erken 2014-2015 eğitim öğretim yılında faaliyete geçebileceğini ifade ederek, daha erken bir girişimin rasyonel olmayacağını vurguladı.
Özel okulların "Ben şu dersleri Kürtçe ya da Adigece okutacağım" diyerek başvuruda bulunabileceklerini kaydeden Avcı, mevcut okulların bir sınıflarını da bu dillerde eğitim vermek üzere ayırabileceklerini söyledi.
Avcı, sınıfların 12 kişiden az olamayacağını da dile getirdi.
Henüz yerel dillerde sınav hazırlıklarının olmadığını belirten Bakan Avcı, "Onlara çalışmamız lazım. Hatırlarsanız Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini almayan 367 çocuk sorun olmuştu. Şimdi 367 çocuk gelip 'Biz matematiği Kırmanci öğrendik, bu yüzden mağdur ediliyoruz' derse o zaman onlara Kırmanci sormamız işin adaleti gereği olur. Bunu yaparız, bu dersi okutan Bakanlık sorusunu da sormayı bilir" diye konuştu.
Bakan Avcı, yerel dillerde seçmeli ders alan öğrenci sayısının 24 bin 373 olduğunu, en yüksek talebin 19 bin 115 öğrenci sayısı ile Kırmanci diline gösterildiğini, bunu 853 ile Zazaki dilinin izlediğini bildirdi.
Milli Eğitim Bakanı Avcı, "Yerel dillerde eğitim konusuna talep olur?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Doğrusu çok talep olacağını zannetmiyorum. Biz Türk çocuklarını da Türkçe okutan okullarda zor tutuyoruz. İmkanı olan aileler İngilizce okutan okullara gönderiyorlar. İyi bir şey mi? Değil. Herkes anadilinde okusun. Ben İngilizce okul olmasını, üniversite düzeyinde de doğru bulmuyorum. Bir de şu oluyor; hem öğrenciliğimde hem de hocalığımda bu tür okullarda okudum ve çalıştım. Bu bir kandırmaca. Bir Türk hoca, Türk öğrencilere ikisinin de anadili olmayan bir dilde ders anlatıyor. Bu çok sağlıklı bir şey değil. 'Anadili gibi İngilizce konuşabilen' gibi laflara da itibar etmiyorum. Onun için en doğrusu dersleri herkesin kendi dilinde yapmasıdır."
Bakan Avcı, soru üzerine, şubat ayında öğretmen atamasının olmayacağını da bildirdi.
Dershanelerin kaldırılması konusunda ise Avcı, yaptıkları açıklamaların ardından bu konudaki belirsizliğin ortadan kalktığını ifade etti. Avcı, "Yasal düzenlemelerden sonra farklı isimler altında, farklı formülasyonlarla devam ettirmek isteyenler olabilir ama bu piyasa bunu kaldırmaz" diye konuştu.