Milli Eğitim Bakanı'ndan Osmanlıca açıklaması

Milli Eğitim Bakanı'ndan Osmanlıca açıklaması

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Osmanlıca dersi ile ilgili tartışmalara ilişkin, “Bir ön okuma çalışması yapalım. Hiç olmazsa bu konuyu tartışırken, Cemil Meriç ne demiş, Attila İlhan ne demiş, Mümtaz Turhan ne demiş, Talat Sait Halman ne demiş, onları bir hatırlayalım. Böylece bu konu ilk defa tartışılıyormuş gibi klişelerden ‘eller aya biz yaya’ klişelerinden uzakta, daha berrak bir zeminde, daha bilgiye dayalı olarak sakin bir üslupla tartışalım” dedi.  

Milli Eğitim Bakanı Avcı, Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitimin Kalitesinin Geliştirilmesi Projesi Kapanış Konferansı'na katıldı. JW Marriot Otel’de gerçekleşen konferans sonrası gazetecilerin sorularını cevaplayan Avcı, bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Osmanlıca ile  ilgili yapmış olduğu açıklamalarını ve muhalefetin bu konudaki eleştirilerine ilişkin sorusuna şöyle yanıt verdi: 

“Bu konuyla ilgili eleştirileri, tartışmaları sağlıklı bir zeminde değerlendirebilmek için bir ortak dil oluşturmamız gerekiyor. Neden bahsettiğimizi ve ne kastettiğimizi birbirimizin gerçekten ne söylediğini iyi anlamamız gerekiyor. Osmanlıca meselesi Antalya'daki Şura ile başlayan bir tartışma konusu değil. Bunu Türkiye geçmişte de çok tartıştı. Dolayısıyla özellikle muhalefetimizin ve bazı köşe yazarlarının bu tartışmayı sağlıklı bir biçimde sürdürebilmeleri için bir ortak referans çerçevesi oluşturmamız gerekiyor. Birbirimizin ne dediğini doğru anlayabilmek için.”

 

‘Bilgiye dayalı olarak sakin bir üslupla tartışalım’

 

Bu konuyu tartışmak isteyen gazeteciler, eğitimciler, siyasetçiler için bir okuma listesi yapılmasını öneren Bakan Avcı, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu konuda tartışmak isteyen siyasetçilerimiz, gazetecilerimiz, yazarlarımız birçoğu zaten yapmıştır ama yapmayanlar için söylüyorum. Bir ön okuma çalışması yapalım. Peyami Safa’nın Doğu ve Batı Sentezi’ni okusunlar. Atilla İlhan'ın Hangi Batısı'nı, Mümtaz  Turhan’ın ‘Maarif Davamız’ı, Cemil Meriç'in ‘Bu Ülkesi’ni, Şefket Süreyya Aydemir’in ‘Suyu Arayan Adam’ını okusunlar. Hiç olmazsa bu konuyu tartışırken, Cemil Meriç ne demiş, Attila İlhan ne demiş, Mümtaz Turhan ne demiş, Talat Sait Halman ne demiş, onları bir hatırlayalım. Şevket Süreyya ne demiş, Peyami Safa ne demiş? Böylece bu konu ilk defa tartışılıyormuş gibi klişelerden ‘eller aya biz yaya’ klişelerinden uzakta, daha berrak bir zeminde, daha bilgiye dayalı olarak sakin bir üslupla tartışalım.”

Avcı, ayrıca ismini saydığı kitapları okuyamayacak olanlar için Osmanlıca'nın zorunlu ders olarak okutulduğu okulları ziyaret etmelerini tavsiye etti.