Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Mili Emlak’a ait arazileri sahte belgelerle satarak 167 kişiyi dolandırdıkları gerekçesiyle aralarında 11 kamu görevlisinin de bulunduğu 99 kişi hakkında nitelikli dolandırıcılık, rüşvet almak ve vermek, suç işlemek için örgüt kurma ve üye olma ile resmi belgede sahtecilik suçlarından dava açtı. İddianamede, AKP’nin kurucuları arasında yer alan eski milletvekili Fehmi Öztunç’un, AKP’de Dış İlişkiler biriminde görev yapan oğlu Mesut Öztunç da sanık olarak yer aldı. İddianamede, O.N.B isimli kişiyi dolandırdığı kaydedilen Öztunç’un nitelikli dolandırıcılık ve örgüt üyeliği suçlarından 24 yıla kadar hapsi istendi. Sanıklar arasında daha önce Çalık Enerji A.Ş’de CEO olarak görev yapan Nurettin Türkoğlu da yer aldı.
Ankara Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, aralarında tapu memuru, polis, Yargıtay, Çevre Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı çalışanları ile Çalık ve Yeşilırmak Enerji’nin eski CEO’su ve AKP Genel Merkezinde Dış İlişkiler Biriminde görev yapan ve aynı zamanda eski milletvekili Fehmi Öztunç’un oğlu olan Mesut Öztunç da sanık olarak yer aldı. İddianamede, şüphelilerin "nitelikli dolandırıcılık, rüşvet almak, resmi belgede sahtecilik, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek ve üye olmak ile örgüte yardım etmek” suçlarını işlediği 91 ayrı olay anlatıldı.
1241 sayfalık iddianameye göre, şüphelilerin 2016 yılına kadar münferit şekilde dolandırıcılık suçlarını işledikleri, bu tarihten sonra ise Milli Emlak Arazilerinin kurum tarafından satışa çıkarılmasını fırsat bilerek bu sektöre yöneldikleri kaydedildi. Şüphelilerin, ağlarına düşürdükleri mağdurları dolandırma eylemleri sonunda erişilen paranın miktarının büyümesi üzerine kamu kurumunda güven oluşturma, kamunun hesabına para ödenmesini sağlama gibi bazı güven duyulan işleri yapabilmek için Milli Emlak personeli gibi bazı kamu kurumu çalışanlarını da bu örgüte dahil ettikleri kaydedildi. Ağa düşürülen mağdurlara, Hazine arazilerini alma ya da kiralama konusunda yardımcı olacağını söyleyen şüphelilerin, hileli yöntemler kullanarak yüklü miktarlarda paralar aldıkları ve iş bitiminde sahte tapu düzenledikleri anlatılan iddianamede, şüphelilerin kullandığı hileli yöntemler de tek tek sıralandı.
İddianamede, örgüt üyelerinin tanıştıkları mağdurlara kendilerini Daire Başkanı veya memur olarak tanıtıp, sahte yaka kartları ile güven kazandıkları, kamu kurumunda görevli örgüt üyeleri aracılığıyla mağdurlar hakkındaki her türlü kayda ulaştıkları, hatta işlemlerin resmi olarak başladığına inandırılması için kimi zaman doğrudan müştekilerle birlikte Milli Emlak Genel Müdürlüğüne giderek dilekçe vermelerini sağladıkları anlatıldı. Şüphelilerin, müştekileri inandırmak için Milli Emlak Genel Müdürlüğünün SMS uygulaması olmadığı halde sahte bir uygulama üzerinden mesaj gönderimi sağladıkları ve bu şekilde güven sağlamaya devam ettikleri belirtilen iddianamede, ilk ödemenin de Ankara Defterdarlığı’na yapılmasını sağlayarak, inandırıcılıklarını sürdürdükleri vurgulandı.
İddianamede, şüphelilerin kamu kurumlarının isimlerinin kısaltması olan isimlerle firmalar kurdukları ve müştekilerin buralara para yatırarak kamu kurumuna para yatırdıklarını sanmalarını sağladıkları anlatılarak, “Müştekilere ilk bağlantı kuran grup Tasarrufu Milli Emlak Genel Müdürlüğünde bulunan hazine arazilerini satmak vaadiyle hileli yöntemlerle haksız menfaat temin ederek müştekinin parasını aldıktan sonra işlemlerin olmayacağını anlayarak dolandırıldığını düşünen müştekinin parasını kurtarmak amacıyla şüphelilerden parasını istemesi üzerine şüphelilerden başka bir grup devreye girerek ilk grubun işi yapamayacağını kendilerinin yapabileceğini söyleyerek 2. Grup tarafından dolandırılmakta bu döngü müşteki tamamen vazgeçene kadar devam etmektedir” denildi.
İddianamede, mağdurların işlemlerin resmi yürüdüğüne inandırılması amacıyla Milli Emlak’taki memurlarca Genel Müdürlük içerisinde ayarlanan boş bir odaya alındığı ve burada müştekilere sahte sözleşmeler imzalatıldığı vurgulanarak, daha sonra da tapu müdürlüklerinde görev yapan şüpheliler aracılığıyla tapu müdürlüklerinin Akit odasına alınan müştekilere sahte tapu verildiği belirtildi.
AKP’li Fehmi Öztunç’un oğlu Mesut Öztunç’un ise, Ankara ve Gaziantep’te iki ayrı Hazine arazisini satın almak isteyen O.N.B isimli iş adamından toplam 3 milyon 750 bin lira aldığı, O.N.B’nin ise maddi ve manevi zararının 7 milyon lira olduğunu söyleyerek şikayetçi olduğu kaydedildi. O.N.B ifadesinde, Öztunç’a AKP Genel Merkezinde toplam 750 bin lira verdiğini anlatırken, Öztunç ise O.N.B’den 50 bin lira aldığını ancak sahte tapu verildiğinden haberinin olmadığını öne sürdü. İddianamede Öztunç’un nitelikli dolandırıcılık ve örgüt üyeliği suçlarından 24 yıla kadar hapsi istendi.
Mesut Öztunç’un ismi, daha önce Adıyamanlı iş adamı Sadık Gürsoy’un arsa vaadi ile dolandırıldığı iddiasına ilişkin dilekçede de geçmişti. Gürsoy, Öztunç ile AKP Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın yeğeni ve eski Danışmanı Ömer Faruk Işık’ın da aralarında bulunduğu isimler tarafından dolandırıldığını öne sürmüştü. Gürsoy’un şikayetinde, Öztunç’un satışı vaat edilen hazine arazisini bulan kişi olduğu, ayrıca paraların bir kısmını da teslim aldığı iddia edilmişti. Ancak dolandırıldığını anlatan Gürsoy, Ömer Faruk Işık’ın şikayeti üzerine tutuklanmıştı. Işık’ın araç içerisinde balya balya para sayarken çekilmiş görüntüleri daha önce internette yayınlanmış ve uzun süre tartışılmıştı.
Öte yandan iddianamede yer alan sanıklardan Çalık ve Yeşilırmak Enerji’nin eski CEO’su Nurettin Türkoğlu’nun bürokraside üst düzey tanıdıkları olduğunu, Berat Albayrak ile tanıştığını söyleyerek, T.K isimli kişiyi dolandırdığı anlatıldı.