Milli Gazete: Hiçbir zaman ve zeminde şiddeti gündeme almayız; 'Yılbaşı kutlama' diyeceğiz elbette, bizim işimiz bu!

Milli Gazete: Hiçbir zaman ve zeminde şiddeti gündeme almayız; 'Yılbaşı kutlama' diyeceğiz elbette, bizim işimiz bu!

"Bu son uyarı" anonsunu da kullanarak manşetinden yürüttüğü "Yılbaşını kutlama" kampanyası tartışmalara yol açan ve Reina'daki katliamın ardından tepki gören Milli Gazete, "hiçbir zaman ve zeminde şiddeti gündemine almadığını" duyurdu. Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, yılbaşı kutlamalarına karşı çıkışlarının "art niyetli çabalarla çarpıtıldığını" yazdı. Kurdaş, "Biz, inancımızı yozlaştırmaya ve kültür emperyalizmine karşı her yıl 'Yılbaşı Kutlama'yın diyoruz. Tam 44 yıldır yapıyoruz bunu. Seneye 45’inci kez yine yapacağız ve 'Yılbaşı Kutlama' diyeceğiz elbette. Bizim işimiz bu!.." ifadesini kullandı.

Mustafa Kurdaş: AKP iktidarında ihaleci bir İslamcılık ortaya çıktı!

 

Kurdaş’ın 2 Ocak 2017’de “Terör yerleşik hale getirilmek isteniyor” başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

Terör dış mihraklarca etkili bir enstrüman olarak kullanılmaya devam ediliyor. Maalesef ülkemiz son yıllarda sistematik bir şekilde terör batağının içerisine sürüklenmek isteniyor. Devletin zirvesinde de ifade edildiği gibi “üst akıl” kaos için her zemini kullanıyor. En hassas zamanlarda yapılan saldırılarla toplumda oluşturulan fay hatları tetiklenmek isteniyor. Gündemin hassasiyetlerini gözetilen terör saldırılarından anlıyoruz ki; şiddetli, büyük bir toplumsal deprem oluşturulmak ve iç savaşa sürüklenmek isteniyoruz. 

 Beşiktaş’ta polisimize, Kayseri’de askerimize yönelik saldırılar..Ankara’da Rus Büyükelçi’ye suikast. Şimdi de eğlence merkezine baskın.  Canlı bomba, bombalı araçların patlatılması, suikast ve baskın... Hedeflerin ve yöntemlerin çeşitlendirildiği terör saldırıları da gösteriyor ki, küresel terör ülkemizde yerleşik hale getirilmek isteniyor. Terörün sahibini, azmettiricilerini bir takım hedef saptırmalarla koruma altına alanlar ise bilerek ya da bilmeyerek küresel terörün ülkemizde yerleşik hale gelme çabalarına destek vermiş oluyor.  

ELHAMDÜLİLLAH, BAŞARILI OLAMADILAR!

Önceki gece, bir eğlence merkezine yapılan terör saldırısından sonra da bu çabalara şahitlik ettik. 39 kişinin hayatını kaybettiği gece yarısı saldırısında birileri ortaya çıktı ve bilerek ya da bilmeyerek hedef saptırma metotlarına sarıldı. Üstelik bu kez gazetemizin “Yılbaşı Kutlama” manşetleri art maksatlara alet edilmek istendi. Terörün gerçek kaynağını perdelemek için, ülkemizde İslami hassasiyetleri, terör sebebi olarak göstermek isteyen bu çevreler gazetemizin hassasiyetlerini de kara propaganda malzemesi yapmaya kalkıştı. Elhamdülillah emellerinde başarılı olamadılar. 

VATAN YASTA, YILBAŞI KUTLAMA!

Milli Gazete’mizin bu haftaki yayınlarında her zaman yaptığımız gibi fotoğrafın tamamını okuyucularımıza, milletimize gösterme gayretinde olduk. Son bir yıl içerisinde Türkiye’mizde milli birlik ve bütünlüğümüzü hedef alan, millet olma duygularımızı yaralamayı amaçlayan terör saldırılarını “o terör örgütü”, “bu terör örgütü” diye ayırt etmeksizin tarih tarih hatırlattık ve şunu söyledik: “İşte gün gün maruz kaldığımız hain terör saldırıları. Bir daha hatırlayıp şehitlerimizin kemiklerini sızlatmayalım. VATAN YASTA, YILBAŞI KUTLAMA!”  

İNANCIMIZIN GEREĞİNİ, VATANSEVERLİK GÖREVİMİZİ YAPTIK

Resmi yılbaşı kutlamalarına artık son verilmesini isterken; kamu kurum ve kuruluşlarınca desteklenen kutlamaların iptal edilmesi çağrısında bulunduk. Çok şükür, şehirlerimizin meydanlarındaki kamu destekli yılbaşı kutlamaları iptal edildi. 15 Temmuz’da alçakça planlanan darbe girişiminin sembollerinden biri olan ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü adını alan Boğaz Köprüsü’nde bu sene havai fişek gösterileri yapılmadı. “Kutlama!” derken işte tam da bunu söylüyorduk. Yıllardır milletimizle, gelenek ve göreneklerimizle ve de İslam’la zerre kadar alakası olmayan “Yılbaşı kutlamaları” üzerinden yapılan kültür emperyalizmine karşı şerefli bir duruştur Milli Gazete’nin yaptığı. “Yılbaşı kutlama” derken;  “alkol seline kapılma, piyango adı altında kumar tuzağına düşme, Allah (c.c)’a ve Resulüne isyan etme” dedik. “Yılbaşı Kutlama” derken; “15 Temmuz’da alçakça bir darbe girişiminin yaşandığı, onlarca terör saldırısına maruz kalındığı, binlerce şehidimizin olduğu bu günlerde Milli Gazete üzerine düşen vatanseverlik görevini yerine getirmiştir.   

“ÖNCE AHLAK VE MANEVİYAT” BAYRAĞINI BIRAKMAYIZ!

Kaldı ki, biz bunu ilk kez yapıyor da değiliz. Biz inancımızın gereği, gazetemizin “Milli”lik vasfı gereği, “Hak Geldi, Batıl Zail Oldu” nişanemiz gereği inancımızı yozlaştırmaya ve kültür emperyalizmine karşı her yıl “Yılbaşı Kutlama”yın diyoruz. Tam 44 yıldır yapıyoruz bunu. Seneye 45’inci kez yine yapacağız ve “Yılbaşı Kutlama” diyeceğiz elbette. Bizim işimiz bu! Emperyalizmin her türlüsüne… Ülkemizin her bakımdan sömürülmesine ve maneviyatımızı çökertme projelerine karşı milli bir direnci ifa ediyoruz. Kimse bizden “Önce ahlak ve maneviyat” bayrağını bırakmamızı beklemesin. Gönül ister ki, maneviyatımıza yeltenilen bu saldırıları hep beraber bertaraf edebilsek  ve böylece Milli Gazete’mizin bu uyarıcı yayınları yapmasına, bu manşetleri atmasına gerek kalmasa.  

KÜLTÜR EMPERYALİZMİNE KARŞI GELİŞEN DURUŞ HEDEF ALINIYOR

Son yıllarda Milli Gazete’nin “yılbaşı kutlamaları”yla ilgili yayınları milletimiz nezdinde karşılık bulmuş; Müslümanlar için bir takvim yılı değişikliğinden başka hiç bir şey ifade etmeyen bugünlere dair pozitif bir hassasiyet ortaya çıkmıştı. Milli ve manevi değerlerimizden uzak olan, kültür emperyalizminin en önemli aracı olarak varlığını sürdüren, dahası ve subliminal misyonerlik faaliyeti olarak içimizde derin bir yara açan yılbaşı kutlamalarından giderek uzaklaşılıyordu. Bu sene daha da güzel gelişmeler olmuştu. İfade ettiğimiz gibi çağrımız üzerine yılbaşı kutlamalarından kamu desteği çekildi. Belediyeler meydan, ve caddelerdeki yılbaşı süslemelerinin dozajını kısmen düşürdü. AVM’lerdeki yılbaşı süslemelerinde yetersiz de olsa azalmalar başladı.. Daha da önemlisi Diyanet İşleri Başkanlığımız yılbaşı kutlamalarıyla ilgili olarak bütün camilerimizde hutbe okuttu ve bu kutlamaların Müslümana yakışmayacağını anlattı. Fakat eğlence merkezi saldırısından sonra oluşan bu pozitif gelişmeler de aslında bir bakıma hedef alınmış oldu. Zira maksatlı kişiler Milli Gazete’mizin bu yayınlarını çarpıtmaya çalışırken Diyanet İşleri Başkanlığı’na da benzer haince saldırılar yöneltmekten geri durmadılar. 

HERKES MİLLİ GAZETE’NİN NE DEMEK İSTEDİĞİNİ BİLİR!

Bir hususa daha dikkat çekelim. İsim vermeden, hedef göstermeden yapalım bunu da…  Şu gazete demeyelim.. Şu gazeteci veya bu yazar da demeyelim. Sosyal medyada paylaşılan şu mesaj, bu mesaj da demeyelim. Terörle isimleri sık sık sık anılanlar diyelim. Soruşturmalar geçirenler diyelim… İslam deyince rahatsızlıklarını belli edenler diyelim… Herkes hangi maksatla yapıldığını bilse de… Cılız kalsa da… Toplumun her kesiminden cevaplarını alsalar da… Sanki şiddeti savunuyormuşçasına Milli Gazete’mizi dillerine dolamaları bile bizi rahatsız etti. Bizi bilenler bilir.. Aslında onlar daha iyi bilir.. Milli Gazete; milli birlik ve bütünlüğün, toplumsal barışın, toplumun bütün kesimleriyle kardeşliğinin teminatıdır. Hiçbir zaman ve hiçbir zeminde.. Hiçbir satırında ve hiçbir kelimesinde şiddeti gündemine almaz. Milli Gazete’nin puntolarında şefkat, merhamet, sevgi ve kardeşlik büyür.