Başbakan Tayyip Erdoğan ve AKP'nin kurucu zirvesinin içinde yetiştiği gelenek olan Milli Görüş'ün yayın organı Milli Gazete, İsrail ile gelişen ilişkileri "ihanet" olarak niteledi. Manşetinde "İhanet anlaşması" başlığını kullanan Milli Gazete, "Erdoğan'ın ABD ziyareti öncesinde sonlandırılmaya çalışılan kan pazarlığı yürekleri kanatıyor..." ifadesi kullanıldı. Milli Gazete, İsrail'in Mavi Marmara katliamından sonra özür dileyerek tazminat ödemeyi kabul etmesi üzerine bu ülkeyle yeniden başlayan diyalog sürecini "ihanet" olarak niteledi. Gazetenin manşete dokuz sütun çektiği "İhanet pazarlığı" başlığı altında yayımladığı haber şöyle:
İnsani Yardım Vakfı'nın (İHH) yayımladığı rapor referans gösterilerek yayınlanan haberde, İsrail ve Türkiye arasında çerçeve anlaşmasının imzalanması, kişi başına verilecek tazminat rakamının belirlenmesi, İsrail'e karşı Türkiye tarafından açılan davaların düşürülmesi ve yeni davaların engellenmesine yönelik tepki "ihanet" ifadesi ile dile getiriliyor.
Mavi Marmara operasyonunun İsrail nezdinde sorumlularının cezalandırılmadan tazminat önerilmesi yolu ile iki ülke arasında anlaşma yapılmasına tepki gösterilen haberde, "İsrail ve Türkiye arasında çerçeve anlaşmanın imzalanması… Şehit başına 100 bin dolarlık maddi karşılıkların konuşulması… İsrail’e karşı açılan davaların düşürülmesi... Yeni davalara karşı 'Meclis kalkanı' getirilecek olması tahammül sınırlarını zorluyor. Yanlışlıklara ilk günden beri dikkat çeken Milli Gazete’ye bir destek de İHH’dan geldi. İnternet sitesinden yaptığı açıklamayla pazarlık sürecine tepki gösteren İHH, 'Mescid-i Aksa’ya karşı sorumluluğumuzun bir gereği olarak, abluka kalkmadan, suçlular cezalandırılmadan tazminat konusunun konuşulması ve bu mahiyette bir anlaşmanın kabulü Kudüs’e ihanettir' yorumu yapıldı" ifadesi yer aldı.
İsrail ile anlaşma yapılmasının "Kudüs'e ihanet" olarak yorumlandığı haberde, İHH ve Mavi Mrmara filosunun diğer organizatörleri, saldırıda ölenlerin ailelerinin, yardım malzemesi verenlerin ve yolcuların "Kudüs-Filistin mücadelesinin" bir parçası olduğu belirtilerek, İHH'nin "Şehitlerimizin manevi şahsiyetine, onurlu mücadelelerine ve Filistin halkının onurlu mücadelesine ve Mescid-i Aksa’ya olan sorumluluğumuzun bir gereği olarak, abluka kalkmadan ve suçlular cezalandırılmadan tazminat konusunun konuşulması ve bu mahiyette bir anlaşmanın kabulü Kudüs’e ihanettir" ifadelerine yer verildi.
Uluslararası vakaların incelenmeden tazminat yoluna gidildiğinin belirtildiği haberde, Mavi Marmara saldırısı Yahudi Soykırımı karşılaştırılarak ile verilerek Almanya'nın verdiği tazminatlarla yetinilmediği, soykırım suçlularının yargılandığı belirtilen haberde, şu ifadeler yer aldı:
"İsrail’le büyük tepki çeken pazarlıklara ilişkin İHH’nın açıklamasında 'Meseleyi zaten İsrail için çok kolay ve hazır olduğu tazminat konusuna indirgedi. Üstelik de benzer vakalarda uluslararası hukukun gerekleri bile örnek alınmadan tazminat hesaplama görüşmelerine başlandı. İsrail’in istediği de tam olarak buydu. Bir an önce ödeme yapıp bu işi kapatmak. Yeter ki katiller yargılanmasın! Oysa İsrail yine iyi biliyordu ki, kendisi Almanya’ya ödete ödete bitiremediği tazminatla asla mutmain olmayıp her Nazi’nin cezasını çekmesini sağlamıştı' ifadeleri dikkat çekti."
İsrail ile Türkiye arasındaki pazarlık görüşmelerinde memnun olan tarafın İsrail olduğu vurgulanıp, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın adı verilerek "kan pazarlığı " yapıldığı belirtildi. Haberde bir İsrailli yetkilinin "görüşmeler olumlu geçti" ifadesi de "çok şey anlatıyor" şeklinde değerlendirildiği haberin ilgili bölümü şöyle:
"Türkiye ile İsrail arasındaki pazarlık görüşmelerinin ilk ayağı 22 Nisan’da Ankara’da yapılmıştı. Görüşmelerde İsrail’i temsil eden Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Yaakov Amidror, başında kipası ile Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile görüşmüştü. İlk tur görüşmelerin ardından İsrailli heyetle tazminatı belirleyecek parametreler üzerinde durulduğu ve bir metin üzerinde anlaşıldığı açıklanmıştı. Dün gerçekleştirilen ikinci tur görüşmelerin ardından Türk ve İsrail heyeti taslak anlaşma metni konusunda mutabakata vardı. İsrail’in Mavi Marmara katliamı için her türlü suçlamayı reddedip tazminat ödemeyi kabul etmesiyle başlayan “kan pazarlığı”nın ardından konuşan bir İsrailli yetkilinin “Görüşmeler çok olumlu ve yapıcı geçti. Belki de üçüncü bir görüşmeye gerek kalmayacak” açıklaması ise çok şeyler anlatıyor."
Mavi Marmara saldırısında hayatını kaybedenlerin yakınlarının görüşlerine yer verilen haberde, "'Kan pazarlığı'na şehit aileleri de tepkili. Şehit Çetin Topçuoğlu’nun eşi Çiğdem Topçuoğlu: 'Biz şehit aileleri olarak bu anlaşmayı kabul etmiyoruz. İsrail’i korumaya alacak olan yasanın TBMM’den geçmesini de doğru bulmuyorum. Hükümet şu an İsrail’le sadece kendi sorununu çözüyor, bizim sorunlarımızı çözmüyor. Biz Filistin özgürleşene kadar Siyonist köpekleri affetmeyeceğiz. Namazlarımızda Filistin’e dua Siyonistlere lanet okumaya devam edeceğiz' diyerek olası gelişmelere tepki gösterdi. Furkan Doğan’ın babası Ahmet Doğan da, “İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi ve tazminat tek başına yeterli değil. Gazze’den ambargonun kaldırılması da gerekir. Zira, oğlum bu uğurda şehit oldu' dedi.