Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hiçbir adayı desteklemeyecekleri yönünde aldıkları karara ilişkin, "Milli Görüşçülerin oy vereceği adayın toplumun inançlarına, ahlakî ve mânevî değerlerine sahip çıkması lazımdır. Bu bakımdan Milli Görüşçüler mevcut adaylardan hiçbirine oy veremezler" dedi.
Asiltürk'ün Milli Gazete'de "Milli Görüşçülerin bir adaya oy vermesi için..." başlığıyla yayımlanan (24 Temmuz 2014) yazısı şöyle:
Milli Görüşçülerin kırk dört yıldır mücadele ettikleri davalarına sadık olarak davranmaları tabiidir. Milli Görüşçülerin bir adaya oy verebilmesi için adayın Türkiye’yi ekonomik bakımdan müstemleke haline dönüştüren mevcut gidişe dur diyecek birisi olması lâzımdır. Milli Görüşçülerin oy vereceği adayın Türkiye’nin menfaatinin Avrupa Birliği’nin kapısında beklemekten yana değil, dünyadaki çeşitli güç dengelerini gözetecek bir politikadan yana olması lâzımdır. En önemlisi Milli Görüşçülerin oy vereceği adayın toplumun inançlarına, ahlakî ve mânevî değerlerine sahip çıkması lazımdır. Bu bakımdan Milli Görüşçüler mevcut adaylardan hiçbirine oy veremezler…
Cumhurbaşkanı Aday Gösterme Usulü Yanlıştır.
Bugün yürürlükteki düzenlemelere göre TBMM’inde bulunan 20 Millet Vekili Cumhurbaşkanlığı için aday gösterebilir. Bunun dışında aday gösterilemez. Bütün millet bir araya gelseler de gerçekten millete çok faydalı hizmetler yapacak değerli bir insanı Cumhurbaşkanlığına adayı göstermek isteseler aday gösteremezler. Böyle bir yol yoktur. Sonra da Cumhurun yani toplumun başkanını halk seçiyor diye olay takdim edilir. Gerçi yapılan seçimi milletin oyları belirler. Ancak millete sen sadece bizim gösterdiğimiz adaylara oy vereceksin denildiği için böyle bir seçimle işbaşına gelen zat halkın Cumhurbaşkanı değil kendini aday gösterenlerin Cumhurbaşkanı olarak algılanır. Önce bu yanlışın düzeltilmesi gerekir. Siyasî partiler hem demokrasinin vazgeçilmez kurumları olacak hem de Cumhurbaşkanlığına aday bile gösteremeyecekler. Böyle bir demokrasi ancak Temel İnsan Haklarını yok sayanların demokrasisi olur.
Seçimlere girme hakkını kazanan Siyasi Partilerin de aday göstermesi sağlanırsa en temel bir hak teslim edilmiş olur. Millet kime oy verecekse yine ona oyunu verir.
Mevcut Cumhurbaşkanı Adaylarının Milli Görüş Açısından değerlendirilmesi
Yukarda belirttiğim gibi kanuni düzenleme imkân vermediği için milletin aslı, mânâsı, ruh kökü olan Milli Görüşün Cumhurbaşkanı adayı göstermesi mümkün olmamıştır. Bu şartlar altında Milli Görüşçülerin kırk dört yıldır mücadele ettikleri davalarına sadık olarak davranmaları tabiidir.
Yaptığımız mücadele işbirlikçiliğe karşı, milli değerlerimize sahip çıkma mücadelesidir
Milli Görüşçülerin bir adaya oy verebilmesi için adayın Türkiye’yi ekonomik bakımdan müstemleke haline dönüştüren mevcut gidişe dur diyecek birisi olması lâzımdır.
Milli Görüşçülerin oy vereceği adayın Türkiye’nin menfaatinin Avrupa Birliğinin kapısında beklemekten yana değil, dünyadaki çeşitli güç dengelerini gözetecek bir politikadan yana olması lâzımdır. En önemlisi Milli Görüşçülerin oy vereceği adayın toplumun inançlarına, ahlakî ve mânevî değerlerine sahip çıkması lazımdır.
Bu bakımdan Milli Görüşçüler mevcut adaylardan hiçbirine oy veremezler.
Ancak Milli Görüşçülerin haklı tepkilerini göstermek için kesinlikle sandığa giderek aday isimlerinin olmadığı beyaz oy kullanmaları en doğru ve mâkul hareket olacaktır. Böylece seçilecek Cumhurbaşkanının Milli Görüş ilkelerine aykırı icraatlarının sorumluluğundan kurtulmuş olacakları gibi, aday göstermelerinin engellenmesine karşı tepkilerini de göstermiş olurlar.
Yaptığımız mücadele işbirlikçiliğe karşı, milli değerlerimize sahip çıkma mücadelesidir. Aziz milletimizin de bizimle birlikte olacağına inanıyoruz.