Milli İttifak liderlerinden özgür medya vurgusu: Basın koltuk altılarına bile girebilmeli

Milli İttifak liderlerinden özgür medya vurgusu: Basın koltuk altılarına bile girebilmeli

“Milli İttifak” liderleri Mustafa Kamalak ile Mustafa Destici, özgür medya vurgusu yaptı. Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Kamalak, “Bir ülkede basın özgür değilse, o ülkede özgürlük olamayacağını” söyledi. Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici de, “Medyanın susturulmasının muhalefeti susturmak anlamına geldiğini” ifade etti.

Zaman gazetesinden Armağan Aydın’ın haberine göre, SP çatısı altında seçimlere giren Milli İttifak'ın iki lideri Kamalak ve Destici, İstanbul'da medya temsilcileriyle ikinci kez bir araya geldi. Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş’ın katkılarıyla da hazırlanan Şişli'deki Grand Cevahir Otel'de gerçekleşen yemekli programa, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç, Akşam yazarı Gülay Göktürk, Cumhuriyet yazarı Prof. Tayfun Atay, Radikal muhabiri İsmail SaymazRecep Koçak, Adnan Öksüz, Bugün yazarı Tarık Toros, Nedim Odabaş, Vahdet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yener Dönmez, Yeni Akit yazarı Mustafa Özcan, Yeni Çağ yazarı Arslan Bulut, Yeni Akit yazarı Faruk Köse, Mustafa Geçer ve bazı gazeteciler katıldı.

 

Kamalak: Basın koltuk altılarına bile girebilmeli

 

SP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul milletvekili adayı Birol Aydın’ın konuşmasıyla başlayan yemekte, Aydın ardından konuşan Prof. Kamalak, sözlerine “Türkiye'nin çözülemeyecek bir sorununun bulunmadığını” söyleyerek başladı. Kamalak, sorunların karşılıklı anlayış ve diyalogla çözüleceğini ifade eden Kamalak, basının toplumun aynası olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Eğer bir ülkede basın özgür değilse, o ülkede özgürlük yoktur. Ve basının hür olmadığı toplum kirli toplumdur, kokuşan bir toplumdur. O münasebetle, benim basın anlayışıma, toplum görüşüme göre basın, koltuk altlarına, kilim altlarına, halı altlarına bile girebilmeli, oraları kontrol edebilmelidir. Çünkü basın susar, yahut bir kısım gerçekleri ketmedecek olursa milletimiz gerçeği nereden öğrenecek."

Mustafa Kamalak, Milli İttifak'ın Meclis'e girememesi durumunda sorunların çözümü noktasında ülkede değişen hiçbir şeyin olmayacağını öne sürdü.

 

‘Ahlaki yozlaşma, israf ekonomisi...’

 

Programa yaklaşık yarım saatlik gecikmeyle katılan Mustafa Destici,

“İktidar partisinin Anayasa'yı değiştirme imkanı bulunmasına rağmen bu imkanı kullanmadığını” belirtti. Destici, “En büyük hassasiyetlerinin ülkede yaşanan manevi çöküntü, ahlaki yozlaşma, israf ekonomisi, yolsuzluklar, gelir dağılımındaki adaletsizlik, dış politikadaki müthiş itibar kaydı ve içerde de çözülmeye doğru giden bir süreç olduğunu” beyan etti.

 

‘Erdoğan yüzünden Uşak ve Diyarbakır programımızı yapamadık’

 

“Demokratik bir seçim olmasını arzu ettiklerini” ifade eden Destici, “Bugün daha büyük haksızlıklarla karşı karşıya olduklarını” belirtti ve şunları söyledi:

"Cumhurbaşkanı sahada, meydanlarda. Hiç olmaması gerektiği bir şekilde. Adil olması gerekiyor, tarafsız olması gerekiyor, her partiye eşit olması gerekiyor."

“Seçimin adaletli şekilde tamamlanmasının ilk önce cumhurbaşkanının sorumluluğunda olduğunu” aktaran Destici, “Erdoğan’ın programlarının kendi çalışmalarını engellediğini, Uşak ve Diyarbakır programlarını Cumhurbaşkanı’nın programları sebebiyle yapamadıklarını” hatırlattı.

 

‘Anket sonuçları televizyonlarda açıklanamıyor’

 

 

“Medyanın susturulmasının muhalefeti susturmak anlamına geldiğini” söyleyen Destici, “Erdoğan'ın tarafsız ve muhalif medyanın yok olmasını istediğini” öne sürdü ve “tek parti dönemi uygulamalarına doğru bir gidişat olduğuna” dikkat çekti. “Anket firmaları eliyle de büyük manipülasyonlar yapıldığını” öne süren Mustafa Destici, “Para karşılığı yaptırdıkları anketlerin sonuçlarının televizyonlarda açıklanamadığını” ileri sürdü.

 

Milli İttifak’a göre, HDP neden yükselişte?

 

Açılış konuşmalarının ardından iki lider, medya temsilcilerinin gündeme dair sorularını cevaplandırdı. Akit yazarı Faruk Köse’nin “HDP'nin oylarında artış olduğu ve bunu neye bağladıklarını” sorması üzerine Kamalak, “Anketlere çok fazla itibar etmediklerini çünkü çoğunun lobi faaliyeti yaptığını” belirtti. Mustafa Destici, soruya yanıt olarak “HDP'nin normal bir siyasi parti olmadığını, terör örgütü PKK ile bağlantılı olduğunu” öne sürdü. “HDP'nin oylarındaki yükselişin bir anlaşmanın neticesi olduğunu” iddia eden Destici, “HDP'nin adeta dövülerek büyütüldüğünü” ileri sürdü. Mustafa Destici, AKP’li bazı milletvekillerinin kendisine aktardıklarından yola çıkarak “Öcalan'a bir takım sözler verildiğini ve AKP ile HDP arasında bu yönde bir anlaşma olduğuna” inandığını savundu.

 

‘Ürperiyorum’

 

“Ülkedeki manevi ve ahlaki bozulma”ya ilişkin yaptıkları vurgularında sorulduğu yemekte, Kamalak, “Cumhurbaşkanı’nın Papa'ya, yazdığı mektupta 'kutsiyet penahları' diye hitap ettiğini” hatırlatarak eleştirilerde bulundu. Eski bakan Egemen Bağış'ın Bakara Suresi'ne 'makara' demesi, bir AKP'linin Erdoğan'ı “Allah'ın bütün vasıflarını üzerinde toplamış bir lider” olarak nitelemesi ve “Erdoğan'a dokunmanın adeta ibadet olduğu”nun söylenmesi karşısında “ürperdiğini” söyledi. Bütün bunlar karşısında kendisini sorgulamak zorunda kaldığını kaydeden Kamalak, “Ancak kendisinin referans aldığı temel kaynakların kendisinin doğru yolda olduğunu” düşündüğünü ifade etti. Mustafa Kamalak, “Toplumun bu yanlışlar karşısındaki duyarsızlığının da kendisini üzdüğünü”” sözlerine ekledi.

 

‘Bu kadar lüks bir arabanın alınması yanlış’

 

Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili soruyu cevaplandıran Mustafa Destici, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın özerk bir yapıya kavuşturulması gerektiğini söyledi. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'e makam aracı tahsis edilmesi ile ilgili tartışmalara da değinen Destici, şunları söyledi:

"Ben bu kadar lüks bir arabanın alınmasını yanlış görüyorum. Belki camide toplanan parayla alınmamış olabilir. O parayla alınmadığını da biliyorum. Ama halktaki algı öyle değil. Adam bana, 'Ben artık camiden para toplayanı kovacağım. Verdiğim parayla şu kadar Mercedes alınıyor' diyor. Sayın Görmez bu yanlıştan döndü ve arabayı ibret-i alem için iade ettiğini söyledi. Ancak sonra ibret-i alem için başka bir araç gönderiliyor. 'Benden habersiz bir daha böyle bir şeye cesaret edilmesin' dendi. Görmez'e telefon açılarak arabayı geri göndermesinin yanlış olduğunun söylendiğini, uyarıldığını ve kendisinin bundan dolayı çok üzüldüğünün söylendiğini biliyorum."