Sizin de bildiğiniz gibi gıda güvenliği çok önemli. Tahıl da günlük yaşamda çok önemlidir. Dünyadaki tahıl üretiminin üçte biri Ukrayna ve Rusya'dadır. Savaşın başından beri Ukrayna tahılını ihraç edemedi ve bu da dünyada çok büyük sorunlara yol açtı. Özellikle Afrika'da, Ortadoğu'da. Eğer bu sorunu çözemeseydik dünyada kıtlık korkusu vardı.
Tahılın Ukrayna limanlarından taşınması çok önemli bir iştir. Biz burada 25 bin tondan fazla tahıldan söz ediyoruz. Bunlar Ukrayna limanlarında yığılmış bir şekilde bekliyordu. Dahası şimdiye kadar hasat edilmiş tahıl var. Ukrayna limanlarındaki tahılı Karadeniz üzerinden güvenli bir şekilde doğru adreslerine taşımak istiyoruz. O yüzden bu tahılı doğru ve güvenli bir şekilde taşımayı önemsiyoruz.
"Türkiye, Ukrayna ve Rusya generallerini bakanlar arasında görüşmeleri takip etmek için görevlendirdi"
Sayın Cumhurbaşkanımız, Zelenski ve Putin ile görüşmeye devam etti. Savaştan önce sürekli ve sonra yüz yüze ve telefon üzerinden görüştü. Her şeyden önce savaşın olmaması için çabaladık. Başladıktan sonra da ateşkesin olması üzerine odaklandık. Savaştan sonra Sayın Cumhurbaşkanımız bir çerçeve çizdi. Neticesinde iki devletin yetkililerini yan yana getirmek için girişimlere başladık.
Sayın Cumhurbaşkanımız bu görüşmeler için çok büyük emek harcadı. Hükümetimizin diğer üyeleri, Ukraynalı ve Rus mevkidaşlarıyla bu sorunların çözümü için görüştüler. Ayrıca Birleşmiş Milletler tahıl için yapılan görüşmelerin başlangıcından beri desteğini sürdürdü. Haziranın başından beri Rus ve Ukrayna tarafları ile görüşmelerimize başladık ve iki devletle kırmızı hat inşa etmeye karar verdik. O yüzden belirli çözümlere ulaşmak için Türkiye, Ukrayna ve Rusya generallerini bakanlar arasında görüşmeleri takip etmek için görevlendirdi.
"İstanbul'da Koordinasyon Merkezi kuruldu"
Bu toplantıya Birleşmiş Milletler temsilcisi bir dostumuz da dâhil oldu. Böylece görüşmeler dörtlü yapıldı. Esas olan ilk adım 21 Haziran'da Moskova'da Türkiye ve Rusya askeri heyetleri arasındaki görüşmeydi. O zaman iyi niyet göstergesi olarak Ruslar, toplantı esnasında gemilerin Ukrayna limanlarından çıkmasını kabul ettiler. Bu çok önemli bir işaretti. Bu bizim umudumuzu arttırdı ve çalışmalarımıza devam ettik.
13 Temmuz'da Türkiye'de Birleşmiş Milletler temsilcileri ve Türk heyetinin de hazır bulunduğu esnada Rusya ve Ukrayna arasında bir görüşme oldu. Ortak bir prensip üzerine anlaşmış olmamız işimizi hızlandırdı ve bu ayın 22'sinde Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Rusya Savunma Bakanı ve Ukrayna Altyapı Bakanı huzurunda anlaşma imzalandı. Anlaşılan prensiplere dayanarak, İstanbul'da Koordinasyon Merkezi kuruldu.
Gemilerin güvenli bir şekilde geçmesi için koridorları ve bunlara ek olarak limanlara giriş ve çıkış bölgeleri ile müşterek teftiş aletleri belirlendi. Merkez şu an aktif durumdadır. Rus, Ukrayna, Türk ve Birleşmiş Milletler temsilcileri Ukrayna limanlarında ilk gemiyi çıkarmak için hızlı bir şekilde çalışıyorlar. Tahıl yüklü gemilerin limanlardan güvenli bir şekilde çıkmasını önemsiyoruz. Ben de Birleşmiş Milletlere desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum.
"Anlaşmaya bağlı olarak denizden, karadan veya havadan bir saldırı olmamasını garanti edeceğiz"
Tahılların taşınması için anlaşmayı hayata geçirmiş durumdayız. İlk gemiye tahıl yükleme çalışması hâlen devam ediyor. Çok yakında bu birkaç saat içinde olabilir. İnşallah geminin Ukrayna limanından ayrıldığını duyacağız. Bildiğiniz gibi Ukrayna'nın içinde tahıl olan üç liman var. Birincisi Odessa limanı, ikincisi Şoromes limanı ve üçüncüsü Yazni limanı. İstanbul'daki merkez, tahılların gemilerle taşınması için faaliyetlerini planlıyor. Biz de bu tahılların güvenli bir şekilde taşınması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.
Ama bu tahılların taşınmasından önce gemiler Türk, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler temsilcileri tarafından Ukrayna limanlarında teftiş edilecek. Bu gemiler mayınlardan temizlenmiş koridorlardan geçecek. Ukraynalılar bu koridorda bize yol gösterecek. Ondan sonra bu gemiler üzerine anlaşılan yollarda takip edilecek. Anlaşmaya bağlı olarak denizden, karadan veya havadan bir saldırı olmamasını garanti edeceğiz.
"Taraflardan birinin anlaşmayı sonlandırma talebi olmadığı sürece, otomatik olarak devam edecektir"
Biz, burada insani bir davanın başarısı için çalışıyoruz. Milyonlarca insan bizleri bekliyor. Gıdaya ihtiyaçları var. En hızlı şekilde bu görevin başarıya ulaşması için her şeyi yapacağız. Gemiler Türk boğazlarına vardıklarında geminin ve limanın kapasitesine göre güvenli ve farklı limanlara gönderilecekler. Buralarda gemiler de dört heyet tarafından teftiş edilecek. Yani Türkler, Ruslar, Ukraynalılar ve Birleşmiş Milletler.
Sonrasında gemiler son rotalarına hareket edecekler. Boş dönen gemiler de Türk limanlarında kontrol edilecekler. İstenmeyen maddelerin olmadığına emin olduktan sonra yeniden Ukrayna'ya dönecek. Sonrasında bu operasyon düzenli bir şekilde tekrar edilecek. Anlaşmanın süresi 120 gündür. Taraflardan birinin anlaşmayı sonlandırma talebi olmadığı sürece, otomatik olarak devam edecektir.
"Türkiye ilk günden itibaren iki taraf arasında arabulucu bir rol oynamıştır"
Biz, Birleşmiş Milletlerin de katıldığı Rus ve Ukraynalı tarafların uzun tartışmalarından sonra bu anlaşmaya varabildik. Bu uluslararası bir anlaşmadır. Bu anlaşmanın sağlıklı bir şekilde devam etmesini ümit ediyoruz. Bu plan için şimdilik ceza yok ve olmaması için tüm tedbirlerimizi aldık. Eminiz ki bu devletler imzaladıkları anlaşmaya bağlı kalacaklardır.
Savaştan önce Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Zelenski ile telefonda ve yüz yüze görüştü. Bu savaşın başlamasını istemiyordu. Ama savaştan sonra da her iki tarafla da askerî ateşkes sağlamak için konuştuk. Savaşı durdurup ateşkesi sağlamayı denedik. Aynı zamanda insani yardımlar için her iki tarafla görüşüyoruz. Önce vatandaşlarımızı sonrasında diğer ülkelerin vatandaşlarını ve daha sonra ayrılmak isteyen Ukrayna vatandaşlarını tahliye ettik.
Herkesin bildiği gibi Ukrayna'daki durum, bir insanlık dramına dönüşmüştür. Türkiye her zaman insani ateşkesi savundu. Bunu hayata geçirebilmek için her iki tarafla da görüşmelerimiz devam edecektir. Tahılla ilgili bu planın gelişecek ateşkesi sağlamayı temenni ediyoruz. Türkiye ilk günden itibaren iki taraf arasında arabulucu bir rol oynamıştır.
"Dengeli bir siyaset izliyoruz ve tarafsız kalmak için insani yardımda ısrarcıyız"
Bizim devlet olarak siyasetimiz ve planlarımız var, bu siyaset ve planlar gayet açık ve nettir. Herhangi bir taraftan bir itirazla karşılaşmadık. Cumhurbaşkanımız, Karadeniz'de barış için bir siyaset izliyor. Savaşın ilk gününden itibaren Rusya ve Ukrayna'yı bu beladan kurtarmak istedik. Başından beri Ukrayna toprak bütünlüğünü desteklediğimizi, ateşkesi ve iki taraf arasındaki tansiyonunun düşmesini istedik.
Aynı zamanda en yakın sürede insani durumun iyileştirilmesini istedik. Dengeli bir siyaset izliyoruz ve tarafsız kalmak için insani yardımda ısrarcıyız. Siyasetimiz bu şekilde devam edecektir. Kesinlikle bizim de çıkar ve menfaatlerimiz var. Aynı zamanda NATO'ya taahhüdüne riayet etmek istiyoruz.
"Kuzey Suriye'de bir terör koridoru tesis etmek istemiştir. Buna izin vermedik, vermeyeceğiz"
40 yıldır Türkiye'ye zarar veren bu terör örgütüyle savaşma hedefimiz var. Bu örgütle mücadele etmek bizim vazifemiz. 2011 yılından beri bu örgütün Suriye'de ve diğer yerlerde ortaya çıktığını biliyoruz. Müttefiklerimize ve dostlarımıza Suriye'nin terör örgütlerine bir yuvaya dönüştüğünü anlattık. Ama istediğimiz cevapları alamadık maalesef. PKK/YPG/PYD, kuzey Suriye'de bir terör koridoru tesis etmek istemiştir. Buna izin vermedik, vermeyeceğiz. Bu koridoru imha ettik.
Tahran'da yapılan üçlü zirvede Astana ruhunun sürekliliğini, kararlarını ve kazançlarını vurguladık. Terörizmin bütün ülkelerin sorunu olduğunu vurguladık. Ve terörle mücadelenin zaruri olduğunda mutabık kaldık. İran da Rusya da bunu kabul etti. Kuzey Suriye'de bulunan tüm terör örgütlerinin birbiriyle bağlantılı olduğunu söyledik. İstihbarat kaynakları ve raporları bu örgütlerin yaptığı tüm faaliyetlerin birbirleriyle bağlantılı olduğunu gösteriyor. Suriye'de ve Irak'ta yaptığımız nefsi müdafaadır.
"Gerekli olan neyse yapacağız"
Suriye'nin sınır ve toprak bütünlüğüne saygımız vardır. Bu yaptıklarımız aynı zamanda Suriye ve Irak içindir. Odaklandığımız diğer konu ise Ekim 2019'da Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri ile aramızda mutabakat zaptı vardı. Bu mutabakat zaptında her devlet sorumluluklarını ve kendi üzerine düşen vazifeyi bu mutabakat zaptına dayanarak yerine getirecekti. Buna rağmen Tel Rıfat ve Münbiç bölgeleri terör yuvalarına dönüşmüştür. Bu bölgelerden bize ve Suriyeli vatandaşlara karşı provokatif ateş açılıyor. Bu kabul edilemez. Gerekli olan neyse yapacağız.
Kimsenin bizden hakkımızdan vazgeçmemizi talep etme hakkı yoktur. Suriye sınırı tarafından korkunç provokasyonlar var. İlgili taraflarla görüşmemizde Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanı ile bu konuda görüştüm ve Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetini ilettim. Dedim ki Amerika Birleşik Devletleri'nin teröristleri durdurmak için yeterli tedbirleri almasını temenni ettiğimizi ilettim." (İHA)