Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, F16 tedarikiyle ilgili, "Teknik çalışma başlatıldı. Süreci takip ediyoruz. Türkiye’nin güçlenmesi aynı zamanda NATO savunmasının güçlenmesi anlamına geliyor" açıklamasında bulundu.
Milli Savunma Bakanı Akar, NATO Savunma Bakanları Toplantısı sonrasında gazetecilerle Türkiye’nin NATO Daimi Temsilciliğinde bir araya geldi. Toplantıya yönelik değerlendirmelerde bulunan Akar, gazetecilerin sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nın yoğun geçtiğini belirten Akar, “Savunma ve caydırıcılık konularının üzerinde önemle duruldu. Ayrıca Afganistan başta olmak üzere bölgesel ve küresel gelişmeler de bakanlar tarafından ele alındı. Türkiye olarak tüm görüşlerimizi açık ve net bir şekilde ortaya koyduk. Görüşlerimizin bazı ülkelerce de paylaşıldığını memnuniyetle müşahede ettik” ifadesini kullandı.
Başta DEAŞ, FETÖ ve PKK/YPG olmak üzere Türkiye’nin tüm terör örgütleriyle kararlılıkla mücadele ettiğini bir kez daha vurguladıklarını aktaran Akar, “Teröristin dini ve etnik yapısı olmaz noktasından hareketle ‘terörist teröristtir’ tanımıyla mücadelemizi sürdürdüğümüzü belirttik” dedi.
Toplantıda NATO-AB ilişkilerinin yanı sıra iklim değişikliğinin de gündeme geldiğini belirten Akar, “Türkiye’nin Paris Protokolü’nü onayladığını hatırlatarak Türkiye’nin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin bunun gereğini yapmaya başladığını ve bundan sonra da yapacağımızı söyledik. Ayrıca Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde gerçekleştirilen ‘Sıfır Atık Projesi’ zaten yurt genelinde uygulanmaya devam ediyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinin de aktif rol aldığı proje bu alandaki en önemli çalışmalardan biri olma özelliği taşıyor” diye konuştu.
"Sorumluluklarımızın bilincindeyiz"
Türkiye’nin NATO içindeki sorumluluklarını bugüne kadar yerine getirdiğini, bundan sonra da getirmeye devam edeceğini vurgulayan Akar, “Bazıları bilinçli veya bilinçsiz olarak ‘Türkiye bir yere mi gidiyor’ gibi söylemlerde bulunuyor. Türkiye’nin bir yere gittiği yok. 70 yıldan beri biz NATO’nun şerefli bir üyesiyiz. Sorumluluklarımızın bilincindeyiz. Bugüne kadar sorumluluklarımızı yerine getirdik bundan sonra da yerine getirmeye devam edeceğiz” dedi.
NATO Karargahı’nda İngiltere, ABD, Yunanistan, İspanya, Polonya, Macaristan, Romanya, İtalya, Slovenya, Letonya ve Bulgaristan Savunma Bakanları ile gerçekleştirdikleri kısa süreli görüşmelerle savunma ve güvenlik alanlarında görüş alışverişinde bulunduklarını ifade eden Akar, “Bu görüşmelere bağlı olarak önümüzdeki günlerde çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.
Suriye ve Irak’ın kuzeyindeki terörist unsurların varlığına ilişkin soru üzerine Akar, Türkiye’nin tüm komşularının sınırlarına ve egemenlik haklarına saygılı olduğunu vurguladı. Hedeflerinde “sadece ve sadece teröristlerin olduğunu” dile getiren Akar, şunları söyledi:
“Kürt kardeşlerimize karşı faaliyet gösterdiğimiz’ şeklindeki söylemler fitne çıkarmaya, ortalığı karıştırmaya yönelik asılsız iddialardır. Kürtlerin kardeşimiz olduğunun, ekmeğimizi, suyumuzu paylaştığımızın en açık göstergesi şehitliklerimizdir. Örneğin Çanakkale Şehitliğimizde Suriye’den 687, Irak’tan 46, Lübnan’dan 50, Filistin’den 92, Hicaz’dan 11, Libya’dan 20 ve Tunus, Mısır ve Sudan’dan şehidimiz var. Bizim kardeşlik davamızın ne kadar gerçek olduğunu yakın tarihimizdeki olaylar açıkça göstermektedir. Bizim tek hedefimiz teröristlerdir. Asil milletimizi, 40 yıldan beri başına musallat olan terör belasından kurtarmakta kararlıyız. En son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar da mücadelemiz kararlılıkla devam edecek.”
Akar, Türkiye’nin sınırlarını korumakla birlikte NATO’nun da sınırlarının korunmasına katkı sağladıklarını belirterek, “Sınırlarımızın hemen yakınında bir terör koridoruna müsaade etmeyeceğimizi söyledik. Yaptığımız operasyonlarla terör koridorunu engelledik” diye konuştu. Suriye’nin kuzeyindeki gelişmelere de değinen Akar, şunları söyledi:
“ABD’lilerle Ruslarla yaptığımız mutabakatlar var. Bu mutabakatlarda bize düşen ne varsa en iyi şekilde yerine getirdik, getirmeye devam ediyoruz. Muhataplarımıza da kendilerine düşen görevleri yapmalarını hatırlatıyoruz. Sağlanan bir ateşkes var. Zaman zaman birtakım ihlaller, çatışmalar, saldırılar olsa da genel anlamda alınan tedbirler çerçevesinde ateşkes ve istikrar sürüyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın Soçi’de Sayın Putin ile yaptıkları görüşmeden sonra ortam daha sakin bir hale gelmişken, 20 Ekim’de Şam’da bir saldırı oldu. Bombalı saldırı sonrasında 14 Suriye askeri, daha sonra rejim unsurları tarafından İdlib’de yapılan saldırılar sonucunda 10 masum insan hayatını kaybetti. İdlib’deki insanlar Şam’daki olaylarla hiçbir alakası olmayan masum insanlardı.”
Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde teröristlerden arındırılan bölgelerde hayatın normale dönmesine yönelik çalışmalarını sürdürdüğünü aktaran Akar, “Bu çalışmalarımızı bazıları ‘Buralara yerleşiyorsunuz’ diye yanlış yorumluyor. İnsanoğlu su, ekmek, barınma olmadan yaşayamaz. Bizim oradaki çalışmamız bölgedekilerin insani ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik. Bunu başka şekilde yorumlamak doğru değil” dedi.
İdlib’deki gelişmelere değinen Akar, “Bizim mevcudiyetimiz önemli. Bizim oradaki varlığımız rejimin katliamlarını engelliyor. Bunun engellenmesi de göç dalgasını ve radikalleşmeyi durduruyor” diye konuştu.
Yunanistan ile Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta yaşanan sorunlara ilişkin değerlendirmesi sorulan Akar, Türkiye’nin sorunların iyi komşuluk çerçevesinde diyalog yoluyla çözümünden yana olduğunu yineledi.
Bununla ilgili temaslarını sürdürdüklerini, Yunanistan Savunma Bakanı Nikolaos Panagiotopoulos ile de NATO Karargahı’nda görüştüklerini hatırlatan Akar, “Yunan Savunma Bakanı ile olumlu, yapıcı bir görüşme yaptık. Bu görüşmenin olumlu sonuçlarını önümüzdeki dönemde görmeyi bekliyoruz” dedi.
“Biz gerilimi artıran, provokatif eylem ve söylemlerin fayda sağlamayacağını her zaman dile getirdik. Bazı siyasi figürlerin, kişilerin bu konuda öne çıktığını, bunun önlenmesi gerektiğini muhataplarımıza söyledik, söylemeye devam ediyoruz. Bu arada bazı ülkelerin de kışkırtma ve teşvikiyle silahlanma başta olmak üzere bazı eylemler ortaya çıkıyor. Bunların orta ve uzun vadede hiçbir yararının olmadığının bilinmesini istiyoruz. Neden? Biz iyi komşuluk ilişkileri içinde beraber yaşamayı, zenginliklerden beraber faydalanmayı ve ülkelerimizin güven ve refah içinde yaşamasına gayret ediyoruz. Bunun dışında NATO’nun içinde olmamıza rağmen birtakım ittifaklar aranmasının hem NATO’ya hem ikili ilişkilere zarar vereceğini, güveni sarsacağını herkesin bilmesi gerekir.”
“Mevcut ittifakların ruhuna, lafzına uygun hareket etmek lazım” diyen Akar, şöyle devam etti:
”İçinde bulunduğumuz NATO ittifakı günümüzde ve tarihteki en güçlü savunma örgütüdür. Dolayısıyla bunun içindeyken bunun dışında başka arayışların uygun olmadığını herkesin görmesi lazım. Eğer müttefikler arasında NATO dışında ayrı bir ittifak olursa bunlar NATO’nun 2030 vizyonuna da aykırıdır. NATO, birlik olmaktan, beraberlikten bahsediyor. Bunların dışına çıkmanız NATO’yu aşındırmak anlamına gelir.”
Yunanistan’ın son dönem girdiği “silahlanma yarışına” da değinen Akar, “Bu, ‘Türkiye’ye karşı değil’ diyorlar. Peki kime karşı” diye sordu. Akar, Türkiye’nin müttefikleri ve ortakları için hiçbir zaman bir tehdit olmadığını belirterek, “Türkiye müttefikleri ve ortakları için güvenilir, güçlü ve etkin bir müttefiktir. Bunun herkes tarafından bilinmesi lazım. Ayrıca ifade edildiği gibi ekonomik problem yaşayan Yunanistan’ın böyle maceralara girmesinin Yunan halkının hayatını daha da zorlaştıracağını görmek lazım” dedi.
Türkiye’nin ABD’den F-16 tedarikine ilişkin soru üzerine Akar, “84 milyon nüfusumuzu, 780 bin kilometrekare topraklarımızı ve bu çerçevedeki hak ve hukukumuzun korunması bizim vazifemiz. Bunu nasıl yapacağız? Ordumuzla yapacağız. Ordu ne demek? Personel ve donanım demek. Bunu yerine getirmeye çalışıyoruz. Yani ordumuzu en iyi şekilde teçhiz etmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde savunma sanayiinde yerlilik oranının yüzde 80’lere yaklaştığını dile getiren Akar, “Birçok ihtiyacımızı yerli olarak karşılayabilecek durumdayız. Bunun dışında karşılamamız gereken ihtiyaçlarımız da var. Uçak tedariki için batı kaynaklarından tedarik çalışmalarımıza başlıyoruz. Bu manada elimizdeki F16’ların yenilenmesi lazım. Stratejik müttefikimiz, dostumuz ABD’den hem blok 70 Viper F16 tedariki hem de elimizdeki bazı uçakların modernize edilmesi için teknik çalışma başlatıldı. Süreci takip ediyoruz. Türkiye’nin, TSK’nın güçlenmesi aynı zamanda NATO savunmasının güçlenmesi anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
ABD Savunma Bakanı Austin ile görüşmesinin nasıl geçtiğine yönelik soruya da Akar, “30 Ekim’de Roma’da Liderler Zirvesi yapılacak. Sayın Cumhurbaşkanımız ile Sayın Biden görüşecek. Buradaki temaslarla o zirvenin olumlu, yapıcı, rahat, sorunları çözücü şekilde gerçekleşmesine yönelik elimizden gelen katkıyı sağlamaya çalışıyoruz” yanıtını verdi.
Suriye’nin kuzeyinden son dönemde gerçekleşen terör örgütü PKK/YPG saldırılarına ilişkin soru üzerine de Akar, “Olayları çok yakından takip ediyoruz. Yeri ve zamanı geldiğinde gereken yapılır. Hak ve menfaatlerimiz neyi gerektiriyorsa Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bugüne kadar yapıldığı gibi, bundan sonra da yapılacak” dedi.
Personel teminine yönelik son dönemde ortaya atılan iddialara da tepki gösteren Akar, şunları kaydetti:
“Personel seçimi, alımı, terfisi, tayini konularında hiçbir şekilde hiçbir dış etkinin rol oynaması söz konusu değil. Gerçeklerle alakası olmayan bu iddialar boş laftan başka bir şey değil. Eğer bu bilgisizlik nedeniyle yapılmıyorsa ülkemiz, milletimiz için Cumhuriyeti tarihimizin en yoğun dönemini yaşayan Silahlı Kuvvetleri personeline yönelik fitne ve fesattır. Bu ordubozanlıktan başka bir şey değildir, kabul edilemez .“