İstanbul'da dün vefat eden Türkiye'nin önde gelen mimarlarından Turgut Cansever'in cenazesi, Fatih Camisi'nde ikindi namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından Edirnekapı Mezarlığı'nda toprağa verildi. Fatih Camisi'ndeki cenaze törenine katılan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Cansever'in eşi Nilüfer, oğlu Hasan ve kızı Feyza Cansever'e başsağlığı dileğinde bulundu. Günay, burada basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Sayın Cansever mimarimiz için, hayatımız için çok önemli, çok örnek, çok anlamlı, ülkemizin iftihar ettiği değerli bir yurttaşımızdı. Kendisine sonsuz rahmet diliyorum" dedi. Cansever'in mimari alanda yaptığı çalışmaların dünya çapında büyük ödüller aldığını dile getiren Günay, şunları kaydetti: "3 Ağa Han Ödülü dünyada kaç mimar almıştır bilmiyorum. Bunlardan birisi mimar Canseverdi. Bu yıl Cumhurbaşkanlığı Yüksek Ödülü'nü kendisine takdim töreninde bulundum. Ödül almak için kızı gelmişti. 2005 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı yine bir teşekkürü kendisine takdim etti. Bütün bu ödüllerin ötesinde, mimariyle düşünce dünyamız arasındaki, mimariyle yaşamımız arasındaki ilişkileri teorik planda da fevkalade derinlikle anlatabilmiş bir insandı. Mimar Sinan üzerinde yaptığı çalışmalar evrensel çalışmalardır. Bunlar geleceğe çok somut ürünler olarak kalacak. Çok değerli bir insandı. Bütün içtenliğimle kendisine rahmet, ailesine yakınlarına, bütün milletimize baş sağlığı diliyorum. Her zaman belleklerimizde bizim iftiharımız olarak yaşayacaktır. Anısını canlı tutabilmek için de hem meslektaşları, hem de biz üzerimize düşeni yapmaya çalışacağız." ‘Bir İstanbul beyefendisiydi’ İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da Cansever'in "bir ekol" olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Cansever bir İstanbul beyefendisiydi. Kolay yetişmeyecek insanlardan bir tanesi. Uluslararası başarıları var. Mesleğinin doruğuna çıkmış ve ekol olmuş güzel bir insan. Onun gibi güzel insanları inşallah yetiştirebiliriz. Hocamızdı. Çok sevdiğim ve zaman zaman görüştüğüm çok kıymetli bir insan, meslektaşımız. Kendisine rahmet, milletime ve meslektaşlarımıza baş sağlığı diliyorum." Cansever'in eşi Nilüfer Cansever de eşinin 7-8 ay hasta yattığını belirterek, "Yaşı zaten kemale ermişti. 88 yaşındaydı. Başka bir hastalığı yoktu" dedi. ‘Babamı hiç kimse dinlemedi’ Cansever'in mimar kızı Emine Öğün de babasının kaybedilen güzelliklerin üzüntüsünü yaşadığını ve "Yeniden nasıl güzel bir dünya kurarız"ı sorguladığını belirterek, şöyle konuştu: "Onun metodu ne olmalı, tasarım açısından, yaşamamız açısından. Bunları düşündü söyledi, ama hiç kimse dinlemedi. Bu kadar önemsiyorsunuz, ömrü boyunca sadece 14 iş yapabildi. Piyasadaki mimar arkadaşlarımızla kıyaslarsanız bu sayının ne kadar komik olduğunu görmek mümkün. İnşallah bu trajik tarafı söyledikleriyle bütünleşir de vefatı vesilesiyle yeni bir sorgulamayı başlatabiliriz." Turgut Cansever'in cenaze namazı, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Hayrettin Karaman tarafından kıldırıldı. Cansever'in cenazesi, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın da bulunduğu topluluk tarafından omuzlanarak cenaze arabasına konuldu. Törene, Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın, Cansever'in oğlu Hasan, kızları Emine Öğün ve Feyza Cansever ile aile yakınları, meslektaşları ve sevenleri katıldı. Turgut Cansever'in cenazesi, daha sonra götürüldüğü Edirnekapı Mezarlığı'nda defnedildi. Topbaş’ın cüzdanını çalmaya çalıştılar Öte yandan, Turgut Cansever'in cenazesinin camiden çıkarıldığı sırada kalabalık arasından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın cebinden yankesicilik yapmaya çalıştığı iddiasıyla bir kişi, polis tarafından gözaltına alındı. Konuya ilişkin basın mensuplarının sorularına Topbaş, "Böyle tipleri biz İstanbul'da çok yaşamış, görmüş birisiyiz. Yanlış kapıyı çalıyorlar. Birilerinin yanlış kapıyı çaldıkları gibi yanlış kapıyı çalanlar var" karşılığını verdi.