Minik Serçe'den büyük sürpriz!

Minik Serçe'den büyük sürpriz!

Adı henüz belli olmayan programda Aksu, gittiği kentin kültürünü, yemeklerini, müziklerini ve tarihini ekrana taşıyacak.

 

Minik Serçe'den büyük sürpriz!

 

İzzet Çapa'nın yazısı şöyle:

Haberci abilerim “Lafı bu kadar dolandırıp durma, ne söyleyeceksin” deyip duruyorlardı bir süredir, o zaman baştan bombayı patlatayım, sonra dolandırırım: Artık Sezen Aksu’yu heran ekranlarda, bir televizyon programın da görebilirsiniz... Şimdi gelelim lafı dolandırma kısmına...

Bundan bir süre önce bizim Gargamel’in istihbaratına dayanarak Sezen’in bir sahne şovuha zırladığını yazmıştım. Şimdiki haber kaynağım Gargamel değil, benim yeni kulis farem Mickey... Çünkü o yazıdan sonra Sezen’in kafası karışmış, “Bu evde aile arasında konuştuğumuz bir şeydi, Gargamel de kim oluyor?” diye şarlamış. Gargamel bu işe biraz bozulacak ama neyse, biz gelelim koca kulaklı Mickey’nin anlattıklarına. Sezen müthiş bir televizyon programının hazırlığı içindeymiş. Adı henüz belli olmayan programda Aksu, Evliya Çelebi misali Anadolu’nun şehirlerini dolaşacak, gittiği kentin kültürünü, yemeklerini, müziklerini ve tarihini ekrana taşıyacak. Bizim Mickey Fare’den bunları duyunca aklıma ünlü şef Mario Batali’nin ‘Spain...On the Road Again’ adlı belgesel/TV şovu geldi. Türkçe’si nin ‘İspanya...

Yeniden yollara düştük’ gibi bir şey olduğunu söylemek için Mickey’ye ihtiyacım yokta bii. Şef Batali, o programda İspanya ’nın çeşitli bölgelerini gezip, oralardaki yemek kültürü ve bölgelerin tarihi hakkında bilgiler verirdi. Mario, başlangıçta New York Times yemek eleştirmeni Mark Bittman ve İspanyol aktris Claudia Bassols’a başlamıştı bu yarı belgesele. Son anda yapımcılar bir de ‘Hollywood yıldızı faktörü’ kullanmak istediler ve Oscar’lı oyuncu Gwyneth Paltrow’u bu üçlünün arasına kattılar. İyiki de yaptılar, çünkü reytingleri patlattılar... Mickey’nin söylediğine göre Sezen de çok ünlü bir mutfak şefi ve bir modacıyla çıkacakmış yola... Bana sorarsanız bu işte Sezen’in yanına Cemil İpekçi çok yakışır, yapımcılara duyurulur...

13 bölüm düşünülen programın Doğuş Grubu kanallarından birinde yayınlanması bekleniyor. Haydi son olarak bu programın fikir babası ve mimarını da yazalımda eksiğimiz kalmasın. Mithatcan’ ın yakın arkadaşı Niso, Sezen ablasını ikna etmek için şu günlerde elinden geleni ardına koymuyormuş. Şimdi sevgili Sezen “Kim bu Gargamel, nereden çıktı bu Mickey Fare?” diye kıza bilir. Ama benim ve onun milyonlarca hayranının tek isteği Sezen Aksu’yu ekranlarda, yanımızda, içimizde görmek...Zamanı gelme dimi artık!

 

1.5 santimlik kraliçe

 

Allah uzun ömürler versin İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth rekora koşuyor. Babası 6'ncı George'un ölümünden sonra, 1952'de tahta oturan Kraliçe bu güne kadar 12 İngiliz Başbakanı 12 ABD Başkanı ve 5 Papa eskitmiş. Ama rekor deyince bu konuda ben, sevimli kaplumbağa Johathan'ı tek geçerim. Dünyanın en yaşlı hayvanı 178 yılı deviren Jonathan, bugüne dek İngiliz Kraliyet ailesi içinde IV. George'tan Kraliçe II Elizabeth'e kadar 8 kral ve kraliçe görmüş 50 başbakan değiştirmiş. Darısı 5 Haziran'da tahtta 60. Yılını kutlayacak olan Elizabeth ablamızın başına... Efendim Haziran'ın 5. Günü, Kraliçe Elizabeth'in 60. yılı bir Diamond Jubilee, yani Pırlanta Jübile ile kutlanacak. Bunun için büyük hazırlıklar yapılıyor, etkinlikler düzenleniyor İngiltere'de. Bunlardan en ilginci Lego Firması tarafından gerçekleştiriliyor. Lego-Land'de Buckhingham sarayının dev bir kopyası inşa edilmiş. Eh, bunda garip bir şey yok. Ama sarayın içine bir Kraliçe figürü yapmışlar ki, o gerçekten müthiş. Özellikle tacı... 1,5 santimlik figüre takılan tacın üzeri tam 48 adet pırlanta ile süslenmiş. 'Mini kraliçe'nin başında devamlı olarak bir güvenlik görevlisi bekliyormuş. Park kapandığı zaman da, onu özel bir kasada muhafaza ediyorlarmış. Kraliçenin kopyası bile kasada saklanırken bizim gariban Jonathan kim bilir nerelerdedir şimdi...

 

Bvlgari'nin gözüne gözlük

 

Bazen keşke 50'li 60 yıllarda, bugünkü kafamla yaşasaydım diye düşünüyorum. Düşünsenize mini eteği ilk defa görüyorsunuz, bikiniyle karşılaşıyorsunuz, hele o Marilyn Monroe'nun metronun altından gelen rüzgârla havada uçuşan bembeyaz etekleri... Biraz nostalji yaptık ama o dönemin modası kolay kolay geçmiyor. Örneğin cat-eye gözlükler... Marilyn'den tutun da Liz Taylor'a kadar bütün Hollywood yıldızlarının kedi gözlükleriyle fotoğraflarını hatırlarım hâlâ. "Bu bahar kedi gözü gözlükler yeniden moda oldu diyeceğim", "Aaa bunu biliyoruz" diyecekler bazıları... Peki bunu da biliyor musunuz: Bulgari'nin dizayn ettiği bu tarz gözlüklerden biri 15 bin liraya satılıyor, hem de Nişantaşı'nda... Bulgari malum sadece mücevher yapmıyor... Her türlü aksesuvarı, çantaları hatta dizayn ettiği otelleri bile var bu lüksle eşanlamlı markânın. Şimdi de ‘La Gemme Primavera' adlı bir güneş gözlüğü koleksiyonu hazırlamış. Cat Eye'ı andıran bu gözlükler, bildiğimiz gözlüklerden değil. Pırlantalarla süslenmiş, mücevher değerinde modeller bunlar. Türkiye'de ise bu koleksiyondan sadece bir tane var.

Nişantaşı Beymen de satılan bu güneş gözlüğünün metal kısmı altın, yanları incilerle işlenmiş. Fiyatına gelince, demin de söylediğim gibi, mücevher sertifikasıyla birlikte 15 bin TL civarında. Rakamı bir kez daha okuması için Bulgari'nin gözüne de bir gözlük vermek lazım ama neyse... Aslında böyle popülist kelamlardan hiç hoşlanmam ama "O gözlüğün tanesine verilecek parayla 4 bin 300 kilo kiraz alınır" diyesim geldi fiyatını öğrenince... Kiraz ne alaka derseniz, ne bileyim canım çekti herhalde!