Akciğer enfeksiyonu ve solunum yetmezliği şikâyetleriyle hastanede tedavi edilirken digoksin ilacının aşırı dozda verilmesi nedeniyle hayatını kaybettiği iddia edilen Miray bebeğin ölümüne neden olmak suçundan yargılanan iki doktora, "Taksirle öldürme" suçundan 3 yıl 6'şar yıl hapis cezası verildi. Sanıklara karar kesinleştikten sonra 5 ay doktorluk yapma yasağı verildi. Miray'ın ölümünden sonra aileye başsağlığı dilememeleri nedeniyle sanıkların cezalarında indirim yapılmadı.
Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin yoğun bakım servisinde tedavi edilen 6 aylık Miray Türkkan, 20 Kasım 2015 tarihinde hayatını kaybetmişti. Miray bebeğin ailesi, bebeklerinin yanlış tedavi ve aşırı doz digoksin ilacı etkisi ile zehirlendiğini ve bu yüzden öldüğünü iddia ederek doktorlardan şikayetçi olmuşlardı.
İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün 22'nci celsesi görülen duruşmaya, sanık Nurettin O. K. katıldı. Diğer sanık Elvis K. ise duruşmaya katılmadı. Miray'ın anne ve babası Şahin ve Nurcan Türkan da katıldı. Duruşma savcısı, her iki sanığın 2'şer yıldan 6'şar yıla kadar hapis istemiyle cezalandırılmasını talep ettiği mütalaayı tekrarladı.
Şikayetçi baba Şahin Türkan, "Mütalaaya katılıyoruz. Sanıkların cezalandırılmasını talep ediyoruz. Dava 6 yıldır devam ediyor. Sonuçlanmasını talep ediyoruz" dedi. Anne Nurcan Türkan ise "Doktorlara güvendik. Biri bilgisizdi, diğeri sorumsuzdu. Çocuğumuzu bir ilaç tedavisiyle kaybettik. Şikayetçiyiz" diye konuştu. Ailenin avukatı Semih Gündoğdu ise raporlara göre her iki doktorun da kusuru bulunduğunu belirterek "6 aylık bebeklerini doktora teslim etmişlerdir. Bir umut aramışlardır. Bebeğin kan değerlerinde yüksek dozda digoksin bulunduğundan öldüğü tespit edilmiştir. Yoğun bakımdaki bebeğin çok dikkatli tedavi edilmesi gerekirken sanıkların bu anlamdaki hukuki ve cezai sorumluluğu ortadadır. Bebeğin ölümüne sebep olmuşlardır. Yargılama çok uzadı. 2019 yılı şubat ayından beri çok fazla yol katedemedik. İki sanığın da üst hadden cezalandırılmasını talep ederiz" dedi.
Sanık Nurettin O.K. ise "Suçlamayı kabul etmiyorum. Nöbet şartlarında gerçekleşen olayda icapçı hekim olarak sorumluluğum geçerlidir. İcapçı hekim de sorumlulukları Sağlık Bakanlığı yönetmeliğinden telefonla icap ettiğinde aranan ve çok özel bir durum varsa çağrılan bir hekimdir. Sağlık Bakanlığı talimatlarına göre nöbetçi çocuk uzmanı sorumludur. Acil serviste hizmet verdiği için asistan hekimler bulunmaktadır. Bebek için biz de çok büyük üzüntü duyduk. Hastamızın ağır bir kalp yetmezliği ve metabolizma hastalığı vardı. Biz de kalbini destekleyebilmek için tüm ilaçları damardan kullanıyorduk. Digoksin tedavisi ile nabızlarını kontrol altına almayı düşündük. Hesaplama hatası söz konusu oldu. Yüksek dozda digoksin alınmasına rağmen cevap alınmaması ağır bir kalp rahatsızlığından kaynaklandığı bilinmektedir. Asistan doktorların üzerine yüklenmiş bir yüktür. Ancak sistem bu şekilde asistan doktorlar üzerinden dönmektedir. Uzman doktorlara ancak danışıldığında yardımcı olunabilmektedir. Hakkımda Sağlık Bakanlığı soruşturmasında, Türk Tabipler Birliği soruşturmasında ve Adli Tıp Kurumu raporunda suçsuz bulundum. Vicdanen müsterihim. Suçsuzum. Beraatimi isterim" dedi.
Nurettin O.K. son sözünde ise "Yanlış bir ilaçtan oluşan bir hata varsa sorumluluk bana aittir. Ancak dozu hususunda evimden gelip kontrol etme gibi bir şansım bulunmamaktadır. Elvis K.'ya yardım isteyip istemediğini sordum ama kendisi 'Ben yaparım' demiştir. Beraatimi istiyorum" dedi. Diğer sanık Elvis K'nin avukatı Ali Rıza Dizdar ise müvekkilinin öğrenci olduğunu, yetkisi olmadığını belirterek "Müvekkilimin kasti ve ihmali bir sorumluluğu yoktur. Beraatini talep ederim" dedi.
Mahkeme, sanık doktorlar Nurettin O.K. ve Elvis K.'nin "Taksirle öldürme" suçundan uygulanan digoksin miktarının normalden çok fazla uygulanması, sanık Elvis'in daha önce hiç digoksin tedavisi uygulamaması, diğer sanığın ise daha önce hiç uygulamamasına rağmen Elvis'in digoksin tedavisi uygulamasına onay vermesi nedeniyle ikisinin de asli derecede kusurlu olduğunu, doktor olmalarına rağmen kendilerine duyulan güveni boşa çıkarmaları, vefat edenin yaşı dikkate alındığında suçun önemi ve geride bıraktığı ailesinin bu kapsamdaki zararı dikkate alınarak 3 yıl 6'şar hapis cezasına çarptırdı.
Hakim, anne Şahin Türkan'ın belirtmesi üzerine sanıkların çocuğun ölümünden bu yana hiç arayıp sormadıkları, cenaze ve defin sürecinde aileyle ilgilenmedikleri, başsağlığı dilemedikleri, acılarını paylaşmadıkları ve duruşmanın 20'nci celsesinde başsağlığında bulunup bulunmadıkları hususu sorulduktan sonra başsağlığı dileğinde bulunduklarını, bunun da samimi değerlendirilmediği belirtildi. Hakim, herhangi bir pişmanlık göstermedikleri gerekçesiyle sanıkların cezasında indirim, erteleme ya da para cezası uygulamadı.
Sanıkların Elvis K. ve Nurettin O.K'nın doktorluk mesleğinin dikkat özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla taksirle öldürme suçunu işledikleri bu nedenle doktorluk görevini yapmalarının 5 ay süreyle yasaklanmasına, yasaklamanın hüküm kesinleştikten sonra yürürlüğe girmesine karar verdi.
Duruşmanın ardından basın mensuplarının soruları üzerine baba Şahin Türkan, "Bu dava 6 seneden beri devam etmektedir. Davayı ilk günden son güne kadar takip ettik. Mahkemenin verdiği karar bizim çocuğumuzu tekrar getirmeyecek ama diğer Miray’lar için belki bu vasıtayla doktorlar görevlerini daha dikkatli ifa ederler. Başka Miray’lar ölmesin" dedi.