MİT, 'Etnik çatışma uyarısı'

MİT, 'Etnik çatışma uyarısı'
T24 - Bursa ve Hatay'da yaşanan ve daha sonra etnik çatışma olaylarına dönen kavgaların çıkabileceğini söyleyen Milli İstihbarat Teşkilat'ı (MİT) Müsteşarı Emre Taner, Başbakan Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'u daha önceden uyarmış.  MİT uyarsında, Kürt açılımının iyi idare edilememesi durumunda PKK’nın çatışmaları şehirlere ve halk arasına yaygınlaşabileceğini söylemiş! Konu ile ilgili olarak Radikal gazetesi yazarı Murat Yetkin'in (31 temmuz 2010) bugünkü yazısı: Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) hükümet yetkilileri ve devlet görevlilerini Kürt açılımının iyi idare edilememesi durumunda PKK’nın çatışmaları şehirlere ve halk arasına yaygınlaştırabileceği konusunda uyardığı ortaya çıktı. Üst düzey kaynaklardan alınan bilgiye göre, eski MİT Müsteşarı Emre Taner bu uyarısını yalnız Başbakan Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve dar terörle mücadele toplantılarında değil, basına kapalı olmasına karşın daha geniş toplantılarda da yaptı.Kaynaklar buna örnek olarak 4-8 Ocak tarihlerinde Ankara’da yapılan Dışişleri Bakanlığı Büyükelçiler Konferansı’nı veriyor. ‘Demokrasi, Güvenlik ve İstikrar: Dünyada ve Türk Dış Politikasında 2010’a Bakış” adı altında bu yıl ikincisi yapılan konferansın ‘Terörle mücadele, demokratik açılım ve dış yansımaları’ bölümünde bir konuşma yapan dönemin MİT Müsteşarı Taner’in büyükelçilere bugün Türkiye’nin değişik şehirlerinde yaşanan manzarayı, kötü durum senaryosu olarak sunduğu, konferansa katılan kaynaklar tarafından Radikal’e teyit edildi. Görevini mayıs ayında Hakan Fidan’a devrederek emekli olan Taner, MİT Müsteşarı sıfatıyla Kürt açılımı olarak bilinen sürecin en önemli isimlerinden biriydi. Taner, Iraklı Kürt lider Mesud Barzani ile yıllara dayanan irtibatı sayesinde PKK’nın Irak’ta etkisiz hale getirilebilmesi için defalarca Irak Kürt bölgesine giderek temaslarda bulunmuş, İmralı Cezaevi’nde PKK lideri Abdullah Öcalan ile de görüştüğü bildirilmişti. Eski MİT Müsteşarı Taner, Türk gizli servisinin özellikle terörle mücadele ve stratejik ihtiyaçlar doğrultusunda daha etkin hale getirilmesi için reformdan geçirilmesini de savunmuş, bu amaçla MİT Müsteşarlığı’ndaki görevleri de yeniden düzenlemişti. Taner’in Türkiye’nin yurtdışında görev yapan tüm büyükelçileri ile Merkez’de görev yapan kilit personele verdiği basına kapalı konferansta, bu kötü durum senaryosunun Kürt açılımının iyi idare edilemediği eleştirisini örtülü yoldan dile getirdiği bugünkü gelişmelere bakılarak anlaşılabiliyor. Durum, hafifsenmeyecek ciddiyette Başbakan Tayyip Erdoğan dün Balıkesir’de yaptığı konuşmada ‘Terör bizim iktidardan gitmemizle bitecekse, gideriz’ mealinde bir konuşma yaptı. Ülkeyi sekiz yıla yakındır yöneten güçlü bir Başbakan, insanlara umut aşılamayı amaçladığı bir referandum kampanyası öncesinde durumu anlatmak için iktidardan gitme ihtimalinden söz ediyorsa, o durum gerçekten ciddi demektir. İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve kendisi de Hatay milletvekili olan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, mutlaka halkın tansiyonunu düşürmek amacıyla da olsa, durumu hafifseme eğiliminde açıklamalar yapıyorlar. Eğer (İnegöl gibi) sakin bir batı ilçesinde, varsıl sayılacak (Dörtyol gibi) bir güney ilçesinde sıradan olaylar, kısa sürede etnik niteliğe bürünen çatışma ortamına dönüşüyorsa, sokaktaki aktörler arasında sarhoş amigolar da olsa, ona basit asayiş olayı gözüyle bakılamaz. Dün AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, bir gün önce Hatay’a alınmayan BDP heyeti hakkında, ‘Tabii ki gidebilirler, ama birkaç gün sonra gitseler daha iyi olurdu’ deyince, BDP’lilerden ‘Nereye, ne zaman gideceğimizi bize hükümet söyleyemez’ türünden yanıtlar aldı.Aradan birkaç saat geçti, bu kez Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, olayları yerinde incelemek isteyen MHP heyetini ‘Gitmese daha iyi olacağı’ konusunda uyardı. Başka türlü söyleyelim: Başbakan hafta sonu Hatay’da referandum için propaganda konuşması yapmaya gidecek. Ama öncesinde çıkan olaylar nedeniyle Meclis’te grubu bulunan iki partinin üyelerinin oraya gitmesini istemiyor. Üstelik bu partiler, Başbakan Erdoğan’ın ‘Terörle mücadele’ konusunda görüşmek istemediği iki parti. Bu tutumun da ortadaki sorunun ciddiyetini hafifsememek değil mi? Kürt açılımının, en azından ilk turda başarıya ulaşmamasının bir nedeni de onun AK Parti projesi olarak algılanmasına neden olan bu tür davranışlar değil  miydi?Şimdi hükümet ikinci tura başlamak istiyor, en azından öyle görünüyor. Başbakan Erdoğan’ın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesi bu yönde iyimserliğe yol açtı.Ancak eski MİT Müsteşarı’nın aylar öncesinde öngördüğü olaylar karşısında izlenen çizgi, yapılan hatalardan ders çıkarıldığı konusunda soru işaretlerine yol açıyor.