MİT görevlisi olarak 'FETÖ' ana iddianamesinde yer alan K.'nın ifadeleri dikkat çekti. İfadesine göre, 1988 yılında Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un talimatı ile cemaate sızan eski polis memuru Hulusi Cemil Altınlı hazırladığı 'FETÖ'cü listesini 2009 yılında K.'ya verdi. K., listeyi ve bildiklerini 'FETÖ' savcılarına anlattığını belirtti. Raporun fotokopisini İstanbul Ulaştırma Şube Müdürü Ahmet Akbal’a istişare amaçlı gösterdiğini söyleyen K., “Ahmet Akbal bu raporu görünce ‘Siz MİT’çiler biz iki kadeh rakı içsek alemci, iki rekat namaz kılsak yobaz, ne yapsak bir kulp takıyorsunuz. Gel sen beni dinle, bu kağıt parçaları bende kalsın' dedi” iddiasından bulundu. Kısa süre sonra evi basıldığı ileri süren K. raporun imha edildiği iddia etti. K. "Bu olay nedeniyle 18 ay tutuklu kaldım" dedi.
Erol Metin'in Karar'da yayımlanan haberi şöyle:
Kumpasta sınır tanımayan FETÖ’cü teröristler, kendilerini deşifre eden MİT görevlisini suç örgütü mensubu gibi gösterip cezaevine attığı ortaya çıktı.
FETÖ yapılanması ile ilgili en kapsamlı raporladan birini hazırlayan MİT görevlisi K. tüm bildikerini FETÖ savcılarına anlattı. FETÖ ana iddianameye giren bu bilgiler arasında en dikkat çekeni 1988 yılında Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un talimatı ile örgüte sızan ve Hulusi Cemil Altınlı’yı cezaevine götüren kumpas oldu. Altınlı’nın “Sürekli takip ediliyorum.İşlerim bozuldu. Sana bir rapor yazacağım. Onu Beşiktaş MİT Bölge Başkanlığı’na götür ver” diyerek kendisine FETÖ’nün İstanbul emniyetindeki üst düzey yetkililerinin; örgütün kasasının; bölge, emniyet, Adalet Bakanlığı ve tüm Türkiye’deki sorumlularının ve yetkililerinin isimlerinin yazılı olduğu bir rapor ulaştırdığını aktardı.
Altınlı’nın faks yoluyla gönderdiği raporun fotokopisini daha önceden tanıdığı İstanbul Ulaştırma Şube Müdürü Ahmet Akbal’a istişare amaçlı gösterdiğini belirten MİT görevlisi K., söz konusu raporu gören Akbal’dan beklenmedik bir tepki aldığını belirterek o günleri şöyle anlattı: “Ahmet Akbal bu raporu görünce ‘Siz MİT’çiler biz iki kadeh rakı içsek alemci, iki rekat namaz kılsak yobaz, ne yapsak bir kulp takıyorsunuz. Gel sen beni dinle, bu kağıt parçaları bende kalsın. İstihbarat ve terör müdürlerini çağırıyorum. İstişare edip sana bilgi vereceğim’ dedi. Akbal, daha sonra terör ve istihbarat müdürlerini arayarak makamına çağırdı.”
Kendisini tekrar arayan Altınlı’ya raporu İl Emniyet Müdürlüğü’nde Ahmet Akbal’la paylaştığını söylediğini anlatan MİT görevlisi, FETÖ’ye sızan Altınlı’nın Akbal’ı kastederek, “Adam imam oğlum imam. Emniyetin üst imamı. Ben özellikle onun ismini yazmadım. Ona hiçbir şey olmaz. Raporu hemen MİT’e götür. Artık bizi kurtarırsa orası kurtarır” dediğini kaydetti.
Altınlı’yla yaptığı bu konuşmanın ardından raporun bir fotokopisiyle beraber MİT’e akşam ulaştığını belirten MİT görevlisi K., FETÖ’nün kritik noktalardaki mensuplarını deşifre eden raporu MİT’teki nöbetçi başkana bizzat teslim ettiğini ancak başkanın “Bunda bir şey yok ki. Zaten bunu herkes biliyor. Operasyona geçilecek bir şey yok” tepkisiyle karşılaştığını aktardı.
MİT görevlisi K., daha sonraları kendisine kurulan kumpas sonucu evinin basılıp söz konusu FETÖ yapılanması raporunun ortadan kaldırıldığını anlatarak, şöyle devam etti: “2009 yılında Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ndeki görevliler bir gün saat 05.00 sıralarında evime operasyon düzenledi.
Ev araması yapılırken içlerinden rütbeli olanı, ‘Nerede evraklar?’ diye sordu. ‘Ne nerede’ diye cevap verdim. Evdeki sehpanın gizli çekmecesinden belgeyi aldılar ve aradıklarını bulmuş olmanın sevinciyle hemen mutfağa giderek bir yerlere telefon açtılar. ‘Belgeyi bulduk’ dediler. Emniyete geldiğimde daha önceden tanımadığı kişileri suç ortağım gibi gösterdiler. Bana aynı örgütün mensuplarıymış gibi muamelede bulundular. Bu olay nedeniyle 18 ay tutuklu kaldım.”