HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, İyi Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’ya yapılan saldırıya ilişkin, "Bir yerde zulüm varsa sadece bir kesime yönelik yürümez, zulüm büyür herkese ulaşır, herkese uygulanır. O nedenle işte bugün İstanbul’da İyi Parti il başkanına saldırmışlar. Diyoruz zorbalık bu iktidarın yöntemidir. Bunu en iyi biz biliyoruz” dedi.
HDP Siirt İl Başkanlığı önünde yapılan etkinliğe; HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, HDP milletvekilleri Feleknas Uca, Ebru Günay, Remziye Tosun, Necdet İpekyüz, Sıddık Taş, Ömer Öcalan, İmam Taşçıer ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz de katıldı.
Etkinlik öncesi Siirt’in Cumhuriyet Caddesi’nde esnafı ziyareti yapan Sancar, esnaf ve yurttaşlar ile sohbet etti. Bir saman satıcısı, Sancar’a hayat pahalılığından şikayet etti, çare bulunmasını istedi.
Esnaf ziyaretinin ardından, Sancar; “HDP’liyiz, her yerdeyiz” ifadelerinin yazılı olduğu otobüs üzerinden, partililere ve yurttaşlara seslendi. Siirt’in en büyük sorunun işsizlik olduğunu vurgulayan Sancar şunları söyledi:
“Siirt’in en büyük sorunu işsizlik, açlık, yoksulluk. Biliyorsunuz bugünün Cumhurbaşkanı’nı Siirt, Cumhurbaşkanı yaptı. O yolu ona Siirt halkı açtı. Ama Siirt’e reva gördükleri gördüğünüz bu sefalet, işsizlik, yoksulluk, doğa talanı. Hak mıdır bu? Reva mıdır? Siirt’te bu talan, rant politikalarının temelinde bu iktidarın düzeni yatıyor bunu biliyoruz. Bu iktidar kaynakları halka değil saraya ve sermayeye, yandaşa ve savaşa ayırıyor. O nedenle halkın ekmeği yok, halkın işi yok, halkın aşı yok. Halkın açlığı ve yoksulluğu saraydakilerin umurunda değil ama bizim umurumuzda. Ama bizim umurumuzda biz buna çare bulacağız. Çare biz olacağız çare siz olacaksınız. Hep birlikte bu düzeni bu iktidarı mutlaka değiştireceğiz işte yürüyüşümüzün amacı da budur sevgili kardeşlerim.
Bakın doğa talanı diyoruz. Derelerimiz gasp ediliyor. Derelerimiz talan ediliyor. Derelerle birlikte bütün o çevre tahrip ediliyor, harap ediliyor, yandaşlara peşkeş çekiliyor. Zorava Çayı’nın önemini biliyorsunuz. Siirt’in bütün sularına HES koydular ve Siirt’in şu şahane doğasını HES’lerle mahvettiler. Elde kala kala Zorava nehri kalmış şimdi oraya da ikinci HES’i yapmak istiyorlar üstelik usulsüz bir rapora rağmen yapıyorlar. Amaç ne? Amaç doğayı talan etmek, yandaşı zengin etmek, sarayı yandaşlarla birlikte ayakta tutmaktır. Biz de diyoruz ki hayır. Bunu sürdüremeyeceksiniz çünkü HDP var çünkü HDP’nin iradelerini temsil ettiği halklar var. Diyoruz ki Siirt’e Siirt’te yaşayan bütün halklar, Kürtler, Araplar, diğer halklar hepsi için adalet istiyoruz hepsi için özgürlük mücadelesi yürütüyoruz. Söz veriyoruz bütün halklar eşit olana kadar bu ülkede halklar demokrasi ve özgürlük içinde yaşayana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Asla boyun eğmeyeceğiz, asla taviz vermeyeceğiz. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar biz doğru yolumuzu aynen sizinle birlikte sürdüreceğiz. Çünkü onlarda zulüm varsa bizde inanç var inanç. Ülke yangın yeri sevgili arkadaşlar. Ormanlar yanıyor. Ormanlar yok oluyor. Milas’tan Bodrum’a Antalya’dan Şemdinli’ye Hozat’a. Ülkenin dört bir yanında ormanlar, doğa orman içindeki canlılar yok oluyor. Bunun sebebi iktidarın rant, sömürü ve savaş politikasıdır. Sorumlusu iktidardır. Önlem almayan, bunu söndürmek için gerekli çalışmayı yapmayan iktidar ülkenin doğasını talan eden iktidar bu ülkeyi yangın yerine çevirmiştir. Bizler bu ülkenin her bir zerre toprağındaki ağaca da bütün canlılara da herkesin yaşam hakkına da doğaya, çevreye en kararlılıkla sahip çıkan partiyiz. O nedenle doğayı talan eden, ülkenin ormanlarını yok eden bu kirli ve bozuk düzeni değiştirmeye azmettik, ant içtik.
Değiştireceğiz. Sizinle birlikte değiştireceğiz. Hep birlikte değiştireceğiz. Çünkü bu iktidar halkı değil yandaşları düşünüyor. Bu iktidar halkın içinde değil sarayda yaşıyor. Bu iktidar demokrasi ve barışı değil savaşı ve güvenlikçi politikaları dayatıyor. İşte o nedenle bu ülkede yoksulluk her geçen gün derinleşiyor. O nedenle halkın aşı, işi, halkın sağlığı her geçen gün daha da fazla yangından pay alıyor. Bu yangını söndürmemiz lazım. Bu yangını söndürmek için HDP her türlü mücadeleyi yürütüyor, bütün demokratik siyaset imkanlarını sonuna kadar kullanarak bu mücadeleyi yürütecek ama aynı zamanda çağdı da yapıyor. Gelin bütün demokrasi güçleri hep birlikte yürüyelim. Bu adaletsizliğe bu sömürüye, talana ve savaşa karşı hep birlikte mücadele edelim. Adalete inanan, hakka, hukuka inanan her bir ferdi, her bir şahsı bu mücadelede ortak davranmaya davet ediyoruz. Biz yürüyüşümüzü sürdürüyoruz ve biliyoruz ki bu çağrımız bu sesimiz yankı buluyor. Siirt’te bu sese siz ses veriyorsunuz sizin sesiniz inanın Sinop’ta da İstanbul’da da İzmir’de de Antalya’da da duyuluyor. Sesimizi daha gür çıkaracağız o zaman daha çok duyulacak ve o zaman mazlumların, ezilenlerin, yoksulların, ötekileştirilenlerin gücü, sesi mutlaka birleşecek. İşte o gün bu iktidarı götüreceğiz. İşte o gün bu iktidar kaybedecek. Ama sadece iktidara kaybettirmek yetmez bu iktidarı yaratan bir de bozuk bir düzen var. Bu iktidar gibi iktidarları bundan önce de besleyen bir düzen var. Biz diyoruz ki evet hedefimiz bu iktidarı değiştirmek ama bununla yetinmek istemiyoruz. Bir daha böyle iktidarlar gelmesin diye bu bozuk ve kirli düzeni de değiştireceğiz. Onu yapmadan durmayacağız. Onu yapmadan asla mücadeleyi küçültmeyeceğiz. Bu düzen değişecek sevgili kardeşlerim bunu ancak inananlar, gerçek değişimi isteyenler başarabilir. Bu ülkede halklar arası eşit kardeşliği sağlamanın yolu Kürt sorununun demokratik çözümünden geçer. Bunu söylüyoruz, her yerde de söylemeye devam edeceğiz. Demokratik sorunun çözümü de bellidir. Bunun yolu diyalogdur, müzakeredir, siyasettir ve toplumun bu barışı sahiplenmesidir. HDP önümüzdeki seçimlerde düzenin değişmesi için gücünü sonuna kadar kullanacak bu gücümüz var ve bu gücü sizlerden alıyoruz.
İktidar ayakta kalmak için her türlü yolu, adaletsizliği, kirli yöntemleri kullanmaya hazır. Medyayı susturmak istiyor, insanları susturmak istiyor, bize saldırıyor biz vazgeçmiyoruz, biz susmuyoruz, biz yürümeye devam ediyoruz. Fakat ihtiyaç duydukça, fırsat buldukça diğer muhalefet partilerine de saldırmak istiyorlar. Bizde diyoruz ki bakın bir yerde zulüm varsa sadece bir kesime yönelik yürümez, zulüm büyür herkese ulaşır, herkese uygulanır. O nedenle işte bugün İstanbul’da İYİ Parti il başkanına saldırmışlar. Diyoruz zorbalık bu iktidarın yöntemidir. Bunu en iyi biz biliyoruz. O nedenle zorbalığa karşı adaleti savunmak istiyorsak herkese yapılan haksızlıklara hep birlikte karşı çıkmak zorundayız. Eğer bir kesime yapılan haksızlığa göz yumarsanız adaletten söz etmeye hakkınız olmaz. Adalet ya herkes için eşit olarak vardır ya da hiç kimse için yoktur. HDP adaleti herkes için istiyor. Diyoruz ki HDP olarak zaman kaybetmeyelim. Önümüze sandık geliyor, gelecek. Gelin bu söylediğim değerler etrafında buluşalım ve bu iktidarı değiştirelim.”
TIKLAYIN - İyi Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu saldırıya uğradı