Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Cezaevi Komisyonu üyelerinin görüştüğü, Aliağa-Şakran Kadın Cezaevi’ndeki tutuklu kadınlar çarpıcı iddialarda bulundu. Maoist Komünist Partisi (MKP) Davası’ndan tutuklu bulunan Fatma Akgül hakkında hazırlanan iddianameye Demokratik Haklar Derneği’ne girerken elinde bulunan tuvalet kağıdının ‘rulo şeklinde örgütsel doküman’, ailesi tarafından gönderilen etin ise ‘emanet’ olarak geçtiğini söyledi.
Radikal’den Miray Çimen’in haberine göre, Gezi Parkı eylemleri sırasında tutuklanan Elif Kaya da 15 kişi tarafından çıplak aramaya maruz kaldığını ifade ederek, “O kadar kalabalıklardı ki, bir darp herhangi bir iz gibi bir şey yok ama 30 tane el vardı üzerimde” dedi.
CHP Cezaevi Komisyonu üyeleri Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Manisa Milletvekili Özgür Özel ve Muğla Milletvekili Nurettin Demir ikinci kez Aliağa-Şakran Kadın Cezaevi’ne giderek, MKP Davası, Askeri Casusluk Davası ve Gezi eylemlerinden tutuklu bulunan kişilerle görüştü. Görüşme sonrası hazırlanan raporun genel değerlendirme bölümünde, “Son dönem Gezi tutuklularına merkezden gelen tahammülsüz yaklaşım nedeniyle şartların tutuklu ve hükümlüler aleyhine ağırlaştığı saptanmıştır. Çıplak arama Şakran Cezaevi'ne ilk kabulde hâlâ devam etmekte, her kapıda yapılan üst araması, Gezi olaylarından sonra özellikle Gezi tutuklularına sert ve bazen tutuklularca taciz olarak nitelendirilen bir şekle dönüşmüştür” ifadelerine yer verildi.
MKP davası tutuklularının iddianamelerinin hazırlandığı belirtilen raporda, mahkûmların tutuklamalarının üzerinden geçen 11 ayın sonunda ilk defa 2 Ekim 2013 günü yapılacak mahkemeye katılacakları ifade edildi. Raporda şu ifadelere yer verildi: “Görüştüğümüz tutuklulardan Yeşer Aydın, Savcıyı görmek için 45 günde 45 dilekçe yazmış ancak savcıyı hâlâ görememiştir. Şikâyetlerden birisinin, baskın şeklinde habersiz aramalar yapılması ve aramalarda kullanılan ameliyat eldivenlerinin, bir önceki koğuşta yapılan tuvalet, kirli çamaşır aramasının ardından bir diğer koğuşta değiştirilmeden tabakların, ekmeklerin aranmasında kullanılması olduğu söylenmiştir.
Tutuklanmadan önce Kızlarağası hanında çalışan Fatma Akgül, hanın yanında olan Demokratik Haklar Derneği’nin tuvaletine gidip geldiğini söylemiştir. İddianamede bazı girişlerde Akgül’ün elinde rulo şeklinde örgütsel doküman olduğu söylense de, Fatma o sırada elindekilerin tuvalet kağıdı olduğunu belirtmiştir. Akgül, Tunceli’den ailesinin kendisine et yolladığını, kafede çalışan arkadaşı Barış’ın da bu etleri kendisine getirdiğini söyledi. Barış’ın, ‘Fatoş, memleketten et gelmiş, ne gün gelirsin, çözdüreyim mi?’ sorusunun, kendisinin ise, ‘Çözüldü mü et’ sorularının, ‘Tunceli’den emanet geldi. Emanet çözüldü mü’ şeklinde kayıtlara geçtiğini belirtmiştir.”
CHP’li milletvekilleri Askeri Casusluk Davası kapsamında eskortluk yapan 2 kadınla da görüştü. Raporda görüşmeler hakkında şu ifadelere yer verildi:
M:H.: Bu davadaki hiç kimsenin 1 kilometre bile yanından geçmediğini söylemektedir. M.H. dava kapsamında eskort kızlar listesinin oluşturulduğunu ve bu davanın komutanları yakmak için planlandığını ifade etmiştir.
S.E.: Listede benimle ilişkili olduğu söylenen bir askeri personel ile bir araya gelmiş değilim. Evet, bu işte erkeklerle birlikte oldum ama o adamlar bu adamlar değil. Bunlar bir yerlerden eskort listesi almışlar. Böyle bir kumpası kurmak için biz de o listenin içinde buradayız.
Safiye Köten (Dönemin Foça Kaymakamı'nın kızı): Bunu yapanlarda inanın vicdan yok. Devleti ele geçirmek için çok ahlaksız bir yöntem kullanıyorlar. Her yere başvurdum bir sonuç alamadım. En son bunu yapanlar, bu kişiler, çok dindar kişiler olduğu için, Diyanet İşleri Başkanlığı'na bir mektup yazıp, cevabı onlardan almayı umuyorum. Şimdi ‘bize bunu yapanlar dindar olabilir mi?’ diye bir mektup hazırlıyorum. Güya biz ahlaksızız ama bunlar ahlaklı... Benim babam namaz kılıyor diye 28 Şubat’ta fişlenmişti. Şimdi çok dindar birileri bizi casus diye fişliyor. Ama iddianamede yazılanların hiçbirinin aslı astarı yok. Bunu yapanların da dinle imanla alakası yok. Ben de en sonunda Diyanet İşleri Başkanı'na sormaya karar verdim. Kim ahlaklı, kim ahlaksız, bu iddianamedeki yalanların dinle, imanla alakası var mı diye mektup yazacağım.
CHP’li vekiller Gezi eylemleri sırasında tutuklanarak Şakran Cezaevi’ne gönderilen kişilerle de görüştü. Raporda görüşmelere ilişkin şunlar kaydedildi:
“Elif Kaya: Girişte kendisine çıplak arama dayatılıyor. Çıplak aramaya karşı koyduğunda ise, ‘Peki o zaman müdahale ekibi gelecek Elif’ diyorlar. 15 kişilik müdahale ekibi geliyor. Elif bu durumu şu sözlerle anlatıyor; ‘Hayatımda onurum hiç bu kadar kırılmamıştı. O kadar kalabalıklardı ki, bir darp herhangi bir iz gibi bir şey yok ama 30 tane el vardı üzerimde.’ Elif aramayı kabul etmeme suçundan da 1 ay iletişim yasağı cezası almıştır.
Gizem Türkmen: Facebook ’tan paylaştığı 1 Mayıs pankartı görseli delil olarak gösterilmiş. İlk defa tutuklanmış ve çıplak aramaya maruz kalmış. Sabah 06.00’da eve uzun namlulu silahlarla girip, Gizem’i götürmüşler.”