Morgan Stanley’in Türkiye beklentileri küçüldü

Morgan Stanley'nin önceki gün yayımladığı raporda Türkiye için GSYİH büyüme beklentileri düşürüldü. Ekim ayında yapılan son revizyonla karşılaştırıldığında, Morgan Stanley 2008 tahminini yüzde 2,7'den yüzde 2,3'e indirdi. Türkiye'de sanayi üretimi, kapasite kullanımı ve satış verilerinde zayıflamanın da devam etmesi bekleniyor. 2009 GSYİH büyümesi için de benzer ama daha büyük bir revizyon yapan Morgan Stanley, tahminini yüzde 2,5'ten yüzde 1,9'a indirdi. 2010 yılı içinse özel tüketim ve yatırım harcamasında mütevazı bir iyileşmenin yanı sıra ihracattaki artışla beraber yüzde 4,6'lık bir büyüme oranı tahmin ediliyor. Morgan Stanley'e göre, ekonomide iyileşmenin hızı ve zamanına, Türkiye'nin ülke içi dinamiklerinden çok küresel piyasalardaki gelişmeler yön verecek. Merkez Bankası para polikasını gevşetmez Morgan Stanley birçok merkez bankasının aksine, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın para politikasını gevşetmesini beklemediğini belirtti. Türk Lirası'nın değer kazanmaması ve doğalgaz/petrol ile elektrik fiyatlarında belirgin bir düşüş görülmemesi halinde iki haneli enflasyonun 2009'ın ilk çeyreğine kadar devam etmesi de bekleniyor. Bu durumun para birimi üzerindeki baskıyla beraber, merkez bankasını mevcut tedbirli duruşunu muhafaza etmeye zorlayacağı düşünülüyor. Bu nedenle 2008'de hiçbir faiz indirimi yapılmayacağı görüşünü koruduğunu söyleyen Morgan Stanley, ilk faiz indirimi çağrısının zamanını 2009 2. çeyreğinden 1. çeyreğine aldı ve toplamda 150 baz puanlık tahminini korudu. Türk bankaları risk yönetimde başarılı Öte yandan uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's (S&P), Türk bankalarının, küresel kötüleşen koşullara dayanmada Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerindeki bankalardan daha iyi durumda olduğunu bildirdi. S&P tarafından hazırlanan bankacılık raporunda, Türk bankalarının, küresel kriz ortamında, risk yönetiminde başarılı oldukları vurgulandı. Türk bankalarının konut kredisi yükümlülüklerinin az olmasının da dayanılıklığında etkili bir unsur olduğu ifade edildi. Raporda Türk bankalarının toplam yükümlülüklerinin sadece yüzde 7'sinin sendikasyon yükümlülükleri olduğu kaydedildi.