T24 Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in İdlib'de büyüyen krize ilişkin Moskova'da gerçekleştirilen ikili görüşmesi sona erdi. 2 saat 40 dakika süren görüşme sonrası, heyetler arası görüşmeye geçildi.
Görüşme öncesi açıklama yapan Erdoğan, İdlib müzakereleriyle ilgili bir araya gelmelerinin önemli olduğunu belirterek "Bu kabul için teşekkür ederim, burada alacağımız kararlar bölgeyi de ülkeyi de rahatlatacaktır" diye konuştu.
Rusya Devlet Başkanı Putin ise “Gelişmelerin Türkiye ve Rusya ilişkilerini zedelememesi için Suriye konusunda tüm alanları ele almamız gerekiyor” dedi.
Erdoğan şunları kaydetti:
"Öncelikle kabulünüz için teşekkür ediyorum. Malum bu görüşmeyi Türkiye’de yapacaktık. Sizin buradaki anayasa çalışmalarıyla ilgili gelişmeler sebebiyle bu davetimizi burada gerçekleştiriyoruz. Tabi İdlib müzakereleri sebebiyle bir araya gelişimiz büyük önem arz ediyor. Bölgede sıkıntı büyük. Bugün burada atacağımız adım, alacağımız isabetli kararlar, bölgeyi de ülkelerimizi de rahatlatacaktır. Türkiye – Rusya ilişkilerinin tavan yaptığı bir dönemi yaşıyoruz.
"Gerek savunma sanayiinde, gerek ticari ilişkilerimizde çok farklı bir dönemin içindeyiz. Bunları çok daha ileri taşımamızın hesaplarını yapıyoruz. Ve bunları tabi güçlendirerek götürmek de bizim en büyük amacımız. Ve bunu da başaracağımıza inanıyorum. Tekrar bu kabul için teşekkür ediyorum."
Putin'in açıklamaları ise şöyle:
"Her zaman olduğu gibi yoğun bir gündemimiz var. İdlib'de cereyan eden olaylar yüzünden şahsi görüşmemizi gerektiren gelişmeler oldu. Görüşmemize başlarken Suriye'de hayatlarını yitiren askerler için taziyelerimi ifade etmek istiyorum. Her insanın ölümü bir trajedidir. Telefon görüşmemizde ifade ettiğim gibi hiç kimse, Suriye askerleri de dahil olmak üzere orada Türk askerlerinin olduğunu bilmiyorlardı. Suriye ordusunun gerçekten ciddi kayıpları var. Bu olayların tekrarlanmaması ve ikincisi bu gibi olayların, her ikimizin de önem verdiğimiz Türk - Rus ilişkilerine zarar vermemesi için tüm meseleleri görüşmemize ihtiyaç var. Teşekkür ediyorum."
Heyette Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve İletişim Başkanı Fahrettin Altun bulunuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin arasında Moskova’da gerçekleştirilecek görüşmelerde, Türkiye-Rusya ikili ilişkilerinin yanısıra İdlib’deki gelişmeler ele alınacak.
Geçen haftalarda Suriye ordusu, Rusya Hava Kuvvetleri'nin desteğiyle Suriye'nin kuzeybatısında muhalif güçlerin kontrolünde kalan toprakları geri almak için şiddetli operasyonlar başlattı. Bölgede artan can kaybı İdlib'i dünya gündemine taşırken, geçen Perşembe günü düzenlenen hava saldırısında 34 Türk askerinin şehit olması gerilimi son aylardaki zirve noktasına getirdi.
Türkiye, İdlib'de gerilimin yükseldiği günden bu yana Suriye ordusuna bağlı birliklerin Soçi Mutabakatı sınırlarına çekilmesini ve askeri gözlem noktalarının kuşatılmasının sona ermesini talep ediyor. Türkiye'nin talebine göre, Suriye ordusu birliklerinin Serakib'den 53 kilometre güneye, Atarib'den 22 kilometre doğuya çekilmesi gerekiyor.
TIKLAYIN - Erdoğan'ın Putin ile görüşmeden beklentisi: Bölgede süratle ateşkesi sağlamakTIKLAYIN - Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar: Amacımız siyasi çözüm ve barış
Rusya ise Türkiye'nin Suriye'ye asker göndermesinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu savunurken, yetkililer iki ülke arasında çatışma riskini en aza indirmek istediklerini belirtiyor. Rusya, "terör örgütü" olarak nitelendirdiği grupların bölgede hâlâ faaliyet gösterdiğini öne sürerken, Soçi Mutabakatı'na göre terör gruplarıyla ılımlı muhaliflerin ayrıştırılmasından sorumlu olan Türkiye'nin bu konuda başarısız olduğunu iddia ediyor.
TIKLAYIN - Rusya'dan İdlib iddiası: Türkiye uluslararası hukuku ihlâl edip bölgeye asker yığıyor
Suriye ordusu ve Türkiye'nin desteklediği muhalifler, haftalardır M4 ve M5 kara yollarının kesişiminde bulunan ve Halep-Şam bağlantısını sağlayan Serakib'i alarak masaya güçlü oturmak istiyor. Muhaliflerin Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) desteğiyle ele geçirdiği Serakib, geçen gün yoğun hava saldırılarının ardından tekrar Suriye ordusunun denetimine girdi. Muhalifler ise kenti yeniden ele geçirmek için operasyon başlattı.
Türkiye, Moskova'daki zirveden olumlu bir sonuç çıkması durumunda kendi kendisini feshetmeyi tartışan Heyet Tahrir-el Şam'ın (HTŞ) süreci hızlandıracağını da düşünüyor.
Bölgedeki aktif gücün Suriye Milli Ordusu (SMO) adını alan "ılımlı muhalifler" olduğunu belirten Türkiye'nin, Suriye ordusunun Soçi Mutabakatı sınırlarına çekilmesiyle Anayasal sürece geri dönülmesi teklifini masaya getirebileceği konuşuluyor.
Independent Türkçe'nin Dışişleri kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Türkiye, Suriye'nin kara gücü olarak kullandığı Suriyeli veya yabancı milis örgütlerden duyduğu rahatsızlığı da Moskova'da Putin'e iletecek.
TIKLAYIN - Esad'dan Erdoğan-Putin zirvesine saatler kala açıklama: Türkler bizim kardeş toplumumuzdur
Erdoğan ve Putin, Suriye'nin beklenen İdlib operasyonu öncesi, 17 Eylül 2018'de Rusya'nın Soçi kentinde bir araya gelerek İdlib'de silahlardan arındırılmış bir bölge kurulması üzerinde anlaşmaya varmıştı. 15-20 kilometre derinliğinde ve 250 kilometre uzunluğundaki silahsızlandırma şeridinin silahlı örgütlerin kontrol ettiği bölgeden geçmesi planlanıyordu.
Bunun üzerine Suriye ordusu, bir süredir planlamakta olduğu İdlib operasyonunu ertelemişti. Fakat Suriye ordusu ve silahlı örgütlerin çatışması, anlaşmadan sonra da devam etti. Silahlardan arındırılmış bölge planı hayata geçmedi.
Soçi Mutabakatı'nın 10 maddesi şöyleydi:
İdlib, 2011'den bu yana süregelen iç savaşta bölünen Suriye'de Fırat'ın batısında 'muhalefetin' elinde kalan son bölge. Fırat'ın doğusunda ise durum daha farklı. Suriye'nin 'Rojava' olarak da anılan kuzeydoğusu çoğunlukla Türkiye'nin ve Şam'ın "terör örgütü" olarak nitelendirdiği Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) kontrolünde. Bu bölgede eskiden SDG'nin kontrolünde bulunan ancak Türkiye Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) gerçekleştirdiği 'Barış Pınarı Harekâtı' operasyonu sonucunda Türkiye ve beraberindeki güçlerin denetimi altına giren topraklar da. Şam, ülkenin geri kalanında Rusya'nın da desteğiyle ülkesinin topraklarının kontrolünü çoğunlukla geri kazanmış durumda.
İdlib'i önemli kılan çok önemli bir başka özellik de M4 ve M5 karayolları. İç savaş boyunca, özellikle çatışmalar kuzeyde yoğunlaştığında karayollarını kontrol altına almak Şam'ın ve muhalif kuvvetlerin ana hedeflerinden biriydi. Stratejik olarak kritik bir öneme sahip M5 karayolu, Halep'ten başlayıp güneydeki başkent Şam'a kadar uzanıyor. M4 karayolu ise Halep'i Akdeniz'e bağlıyor.
M4 karayolu, 'Barış Pınarı Harekâtı'nda da önemli bir rol oynamıştı. TSK, mühimmat akışını engellemek için karayolunun kuzeydoğudaki bir bölümünü kesmeye çalışmıştı. İki karayolunun da önemli bir bölümü muhalif gruplar tarafından kontrol ediliyor, bu sebeple Beşar Esad hükümeti bu yollarda bütünlük sağlayamıyor. T24'e açıklamalarda bulunan gazeteci Sedat Ergin, rejimin İdlib'deki en önemli hedefleri arasında şunlar olduğunu söylemişti:
-M5'i kontrol altına alarak Halep-Şam hattını açmak.-M4'ün tamamını ele geçirerek Halep'i karadan Akdeniz'e bağlamak.
Esad güçleri ve müttefiki Rusya, İdlib'i kontrolü altına alarak Fırat'ın batısındaki cephelerde savaşı bitirmek istiyor.