Moskova'da Suriye konferansı

Moskova'da Suriye konferansı

Görüşmelerden bir uzlaşının çıkması ihtimali düşük olarak görülüyor. Ama taraflar en azından insani konularda bir ilerleme kaydedilebilmesi umuduyla aynı masa etrafında buluşup, görüş alışverişi yapmak istiyorlar. Çatışmaların ulaştığı ağır boyutlar nedeniyle yaşanan trajedinin önüne geçilmesi sağlanırsa bir başarı elde edilmiş olacak.

Suriye'de krizin aldığı boyut, Esad rejiminin hesaplamalarıyla yakından bağlantılı. Ülkede iç savaşın başlangıç döneminde Suriye yönetimi tutuklu bulunan radikal İslamcıları serbest bıraktı. Serbest kalan radikallerin silahlanarak, bölgede terör eylemleri yapacakları, bu tehlikeyi bertaraf etmek için de dünyanın Esad rejimine muhtaç olacağı hesabı yapılıyordu. Bu düşüncenin şu sıralarda gerçeğe dönüşmekte olduğunu görmek mümkün.

Batı yumuşuyor

IŞİD'in giriştiği katliamlar, vahşi cinayetler ve ağır tahribata bakanlar, Esad rejimine yönelik olumsuz yaklaşımlarını nispeten yumuşatıyorlar. Batı artık Suriye hükümetini, IŞİD'le kıyasladığında uzlaşılabilir ve daha az tehdit unsuru olarak görüyor.

Nitekim ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, geçen ay bir televizyon kanalına verdiği mülakatta IŞİD'in kendilerini Suriye ile pazarlık masasına oturmaya zorladığını belirterek, “Sonunda müzakereler yapmak zorundayız” dedi.

Ama bu tutum cihatçı gruplar içinde bazılarıyla partnerlik ilişkisi içinde bulunan Esad karşıtı Arapların tepkisine yol açıyor. Bu ülkeler, Esad'a karşı savaşta bu grupların muhaliflere önemli askeri destek verdiğine dikkat çekiyor.

Kimler var kimler yok

Bir yanda Esad rejiminin, diğer yanda radikal İslamcıların yoğun şiddet kullanımı karşısında Suriye'deki laik muhalefet felce uğradı. Gerek ülke içi gerekse dışındaki muhalif grupların neredeyse hiçbir siyasal etkisi bulunmuyor. Suriye içindeki muhalefet ise Esad rejiminin yoğun baskısı altında.

Kasım ayında tutuklanarak şubat ayında serbest bırakılan Suriye Devleti'ni İnşa Hareketi lideri Luay Hüseyin bugün Moskova'da başlayan görüşmelere katılmak istemesine rağmen, yurtdışına çıkmasına izin verilmediği için gidemedi.

Buna karşın sol eğilimli Demokratik Değişim İçin Ulusal Koordinasyon Kurulu Başkanı Hasan Abdul-Azim Moskova'ya geldi. Çünkü Abdul Azim ve taraftarları uzun yıllardır Esad'la pazarlık masasına oturulması gerektiğini dile getiriyor.

Bir çok Arap ve Batılı ülke tarafından tanınan ve Suriye konusunda muhatap olarak görülen İstanbul merkezli Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) da görüşme masasında yok. SMDK, Rusya'nın baştan beri Esad rejimine destek vererek, tarafsızlığını yitirdiğini savunuyor.

SMDK'nın nüfuzu azalıyor

Bu arada SMDK uluslararası arenadaki etkisini de yavaş yavaş kaybediyor. Başkan Halid Hoca, geçen ocakta bir Lübnan gazetesine verdiği demeçte, koalisyonunu oluşturan kanatlar arasındaki uçurumun ortak bir duruş sergilemeye engel olduğunu dile getirmişti. Halid Hoca ayrıca koalisyonun Suriye'deki gelişmelere etkisinin yok denecek kadar az olduğuna ve siyasi girişimlerde bulunmanın zorluğuna dikkat çekmişti. Koalisyonda bunların dışında mali sorunlar da baş göstermeye başladı.

Pazarlık masasının en gözde katılımcısı ise şüphesiz Rusya. Rusya bu görüşmelerde uluslararası düzeydeki prestijini artırabilir. Ukrayna krizine askeri anlamda müdahil olan Rusya, Suriye'de de benzer bir durumda bulunuyor. Aslında Rusya bugün başlayan müzakerelerde Batı'ya şu mesajı vermek istiyor; “Beşinci yılına giren ve 250 bin insan yaşamına mal olan bir savaşa bizsiz çözüm üretemezsiniz”.