Yunanistan'ın Almanya'dan tazminat talebi, Alman ekonomisinde küçülme öngörüsü, Libya'daki son durum ve bilim insanlarının domuz beyni üzerinde yaptığı araştırma bugünkü Alman basınında yer alan yorum konularından.Yunanistan'ın Birinci ve İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası tarafından işlenen suçlarla ilgili tazminat talebini içeren yasa tasarısı Yunanistan Parlamentosu'nda kabul edildi. Böylece Yunan parlamentosu Berlin'den 290 milyar euro tazminat ödenmesi için hükümeti gerekli adımları atmak üzere görevlendirmiş oldu. Märkische Oderzeitung tazminat defterinin kapandığı görüşünde:"Şayet mevcut Polonya ve Yunanistan hükümetleri Almanların hâlâ borçlarını yeterince geri ödememiş olduğunu düşünüyorlarsa buna ancak 'acı' tanımı yapılabilir. Avrupa'nın başarısı, 1945'ten beri hiç bu kadar uzun süre barış içinde yaşamış olmalarından kaynaklanmıyor mu? Zorla çalıştırılan Polonyalı ve Yunan işçiler ve geride kalanlarına meydana gelen zararları için ABD'li veya İsraillilere ödenenden daha düşük tazminat ödenmiş olduğu yadsınamaz. Polonya ve Yunanistan'a iyi niyet kapsamında yeni jestler yapılması mümkün. Ancak bu karşılıklı beraberlik kapsamında gelişmeli, küllenmiş ateşi körüklemekle değil. İyi komşuluk ilişkileri ve güven zaten parayla satın alınamaz."Alman hükümeti 2019 yılı ekonomik büyüme tahminini yüzde 1'den yüzde 0,5'e indirdi. Ekonomistler hükümetin büyüme tahminini yüzde 0,8'e indirmesini bekliyordu. Halle kentinde yayımlanan Mitteldeutsche Zeitung'un düşürülen büyüme tahminleriyle igili yorumu şöyle:"Ekonomiden gelen kötü haberlerin koalisyon hükümetinin politikalarına da etkisi olacak. Bu, bütçe üzerinde de baskı oluşturacak. Gerçekler mayıs ayı başında yeni bir vergi uzmanlarının yeni tahminleriyle gün yüzüne çıkacak. Bütçe uzmanları devletin elde ettiği gelirlerde ekim ayındaki son tahminlere göre milyarlarca düşüş olacağından yola çıkıyor. Yılllarca harcama geleneğinde olan siyasetin artık farklı bir yol izlemesi gerekiyor."Frankfurter Rundschau gazetesiyse Libya'daki son durumu ve Avrupa ülkelerinin krize bakışını mercek altına alıyor:"Binlerce insan Trablus'taki çatışmalardan kaçıyor ve bunlara hergün yenileri ekleniyor. Bu durum da Libya'daki dramı sadece tek bir pencereden izleyen Avrupalı politikacılarda alarm zillerinin çalmasına neden oluyor: Bu insanları insan tacirlerinin teknelerine binmekten nasıl vazgeçiririz ve mülteci kampları cehennemine nasıl geri döndürürüz? Şimdi sıra Libya'daki taraflara barışçıl bir çözüm bulmaları çağrısı yapmakta. Ancak bu her ne kadar doğru olsa da aynı zamanda saygısız ve de ucuz. Zira yine yeni bir mülteci dalgasını önlemeye yönelik. Her ne kadar çelişkili olsa da işte tam da bu durum Avrupalıların bakış açısını değiştirmesine neden olabilir. Bu ülkeye ortak iyi bir persapektif sunma şansını kullanamadılar. Ancak Libya uçurumun eşiğinde olsa bile hiçbir şey için geç kalınmış saılmaz."Yale School of Medicine'den bilim insanlarının domuz beyinleriyle yaptığı son araştırma tartışma yarattı. Bilim insanları araştırma kapsamında mezbahalardan aldıkları domuzların beyinlerini ameliyatla aldı ve geliştirdikleri bir tür yapay kan akışı sağlayan BrainEx adlı bir makineye bağladı. Bilim insanları 32 beyinde yaşam işareti gözlemledi: Sinaptik ileti tespit edildi. Ancak beynin tamamında ölçülebilir sinirsel aktivite tespit edilebilmiş değil. Yaşam fonksiyonları durmuş bir beynin yeniden canlandırılıp canlandırılamayacağı henüz açıklık kazanmış değil. Ancak araştırmanın beyin ölümü tanımının ve sınırlarının nerde başladığına dair tartışmaları da alevlendireceği belirtiliyor. Die Welt gazetesinin konuya ilişkin yorumu şöyle:"Yale School of Medicine'den bilim insanları domuz beyinlerini dört saat boyunca oksijenden kestikten sonra özel bir iksirle yeniden canlandırdı. Bunu okuyunca insanların zihinlerinde etrafa kan fışkırtan bedensiz beyinleri şırıngalarla hayata döndüren kötü bilim insanlarının yer aldığı zombi kareleri canlanıyor. Ancak korukuya mahal yok. Böyle bir deney her ne kadar tüyler ürpertici gelse de, köklü nörolojik araştırmalara hizmet ediyor. Ancak bu sayede beynin yenilenme ve çalışma prensibi hakkında bilgi sahibi olunabiliyor. Şayet domuz beyni araştırmalarıyla özel bir sıvı geliştirilebiliyor ve bu sıvı örneğin felç geçiren hastaların beyinlerinin hasar görmüş kısımlarının iyileştirilmesine yarayacaksa bu muhteşem olur!"dpa / MK, EC©Deutsche Welle Türkçe