15 Temmuz darbe girişimini önceden bildiği suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Nazlı Ilıcak, temyiz başvurusunda kendini eski AKP mellitvekili Bülent Arınç’ın sözleriyle savundu.
Temyiz dilekçesinde, Ilıcak’ın 15 Temmuz öncesinde yazdığı darbe karşıtı yazılara da yer verilerek, adil bir yargılama yapılmadığı belirtildi.
15 Temmuz öncesinde Gülen cemaatinin terör örgütü olduğuna dair bir kanıt olmadığı kaydedilen dilekçede, Bülent Arınç’ın da “Cemaate terör örgütü diyorlardı inanmıyordum, 15 Temmuz sonrası anladım” şeklindeki ifadesine yer verilerek Ilıcak’ın beraati istendi.
Nazlı Ilıcak'ın cebir ve şiddet unsuru içeren bir faaliyetinin bulunmadığı da vurgulanarak ‘'Hakkındaki deliller gazetecilik faaliyetinden ibarettir. Basın Kanunu'na göre bile suç oluşturmamaktadır” denildi ve şu görüşlere yer verildi:
“Darbe suçunu işlemek için, örgüt üyesi olmak gerekir, buna karşın davanın iddianamesinde Ilıcak'ın örgüt üyesi olmadığı açıkça belirtilmiştir. Yargıtay'ın örgüt üyeliği için koyduğu kıstasların hiçbiri Ilıcak'a uymadığı gibi, Zekeriya Öz ile yaptığı röportaj sırasında da Öz, o tarihte terör örgütü üyesi olarak bilinmemektedir. Serbest dolaşmakta ve Ali Ağaoğlu'nun Dubai seyahatini finanse ettiği iddiasıyla açıkta bulunmaktadır. Zekeriya Öz röportajı bir gazetecilik faaliyetidir. Çekilen fotoğraf da, röportajı değişik bir pozla süsleme amacını taşımaktadır''
Temyiz dilekçesinde, Ilıcak'ın attığı bazı tweetler nedeniyle de darbe suçlamasıyla karşı karşıya kaldığı anımsatıldı. 15 Temmuz öncesinde Gülen cemaatinin bir terör örgütü olduğunun “Genel kabul” olmadığı savunulan dilekçede, AKP'li eski Bakan Bülent Arınç'ın “Cemaate terör örgütü diyorlardı da inanmıyordum. 15 Temmuz sonrası anladım” sözlerine de yer verilerek, Ilıcak'ın “Cemaatin kriminal yüzünü, birçok kimse gibi 15 Temmuz sonrası gördüğü” savunuldu.